Vahdet Nafiz Aksu
|
|
hikmet çiftçi
Değerli Vahdet Bey,
Tahminen iki saattir büyük bir titizlikle hazırlamış olduğunuz sitenizdeyim. İnanın ki hiç sıkılmadan epeyce inceledim. Şiirlerinizden değişik örnekler okudum. Diğer başlıklarda yer alan kısımlarda gezindim. Sözlüklere bakındım. Müzikleinizden dinledim. Ayşegül Durukan'ı dinledim. Yavsiye ederim, muhteşem bir ses ve yorum, dinleyin lütfen, dinlendirecek sizi. Yazılarınıza ve makalelerinize şöyle bir göz attım.
Velhasıl kültür adına çok şey var. Tarihle ilgili kısımlara henüz bakamadım.
Kısacası mükemmel bir site olmuş. Ben de edebiyat üzerine düşünüyordum ama, hep düşüncede kaldı. Sizin hem çalışıyor olmanız hem bu kadar eser vermeniz, üç kitap yayınlamanız ve diğer işler için zaman buluyor olmanız çok güzel.
Beş senedir emekli olan ben, zamanımı boşa geçirmişim. Kendime hayıflanıyor, size imreniyorum. Bunun için sizi gönülden kutluyorum.
Tebriklrimin, taktirlarimin, taltiflerimin hepsi size.
Allah kolaylık versin. İnşallah ailenize de ayıracak zamanınız kalıyordur.
Ben de İst. Edebiyat Fakültesi mezunuyum. Aynı zamanda ilöğretmen okulu ve Yüksek Öğretmen Okulluyum.
Edebiyat öğretmenliği ve uzun süre idarecilik yaptım.
Şiir bir hobi benim için. Deneme yazıları yazmaya çalışıyorum. Henüz çok başındayım.
Umarım sizin yaptıklarınızın hiç olmazsa bir kısmını yapabilirim.
TEBRİKLR... TEBRİKLER... TEBRİKLER...
Kutluyor ve başarılar diliyorum.
Eleştiri demeyeceğim ama dilerseniz daha sonra görüşlerimi yazabilirim.
SİTEYİ DUYURMAK GEREK. YOKSA YAZIK OLUR BU ÇALIŞMAYA. 14.01.2010
hikmet çiftçi
Önce kutluyorum.
Anlam mükemmel ve uyumlu bir anlatım hakim. Yansıtılan düşünce sırası yerli yerine oturmuş. Şekil yönünden serbest yazılmış gibi görünse de uyumu sağlayan çapraz uyaklar ve ses, hece tekrarları şiire ayrı bir ahenk ve akıcılık kazandırmış.
Bazı ifadeler orjinal ve yerli yerine oturmuş.
Geceyi; aydınlık, nurani motiflerle yaşamak, o an başka bir alemin bir parçası olmak veya başka bir alemin unsurlarının gerçek alemin unsurlarıymış gibi algılamak rüya aleminin mükemmel tasvirlerini oluşturmuş.
Son bölüm rüya ile gerçek arasında geçmekte. Bir rüya mı, yoksa bir gerçeğin rüya veya hayal olarak hatırlanması mı? Uyanmadan hayra yorulan bir rüya ve şafağa bir adım kala geceye dönmek, uyandığını farketmek, gerçekle yüzleşmek.
Güzel ifadeler. Güzel yansımalar.
Dilinize sağlık, kaleminiz hep yazsın.
Sağolun, daim olun... 13.01.2010
m.uzun
"KARIŞIK RÜYALAR ALBÜMÜ"NE DAİR
Şair, şiirin isminde "karışık" sıfatını istimal etmiş,
lakin şiir oldukça berrak.
Berraklık hem tek tek kelimelere
hem de musavver mekanlara nüfuz etmiş vaziyette.
Memul olan Şair'in Allah'ın sevgili bir kulu olduğudur.
Lakin, "nedensiz bir huzursuzluk içinde", "sehere dek"
gezinen bir ölümlünün mebhus rüyaları görmesi
ancak bu şekilde izah edilebilir.
Şiir'den, Şair'in "iman sahibi" bir fani olduğu
sarih bir biçimde görülebilir.
Rüyasında;
•uhrevi hayattaki fanileri "nurdan kalıplar" içre
"genç" halleriyle görmesi,
•"yorulmadan dik yokuşlarda"
bir hayalin peşine düşmesi,
•"son sınıra gelinmesi" ve
"bundan öteye gidilememesi"
(Miraç hadisesi)
cennet ehlinin temayüz etmiş vasıflarındandır
ve dini kültürün birer akisleridir.
Lakin bütün bu hususiyetlere rağmen Şair'in,
aynı zamanda iflah olmaz,
felah bulmaz bir maluliyeti mevcuttur.
Ki bu maluliyetten kaçıp kurtulması,
deva bulması da mümkin değildir.
O maluliyet, Şair'in de
bir "ölümlü" olması ve
naçiz bedeninin bir gün toprak olacağı
hakikatidir.
Ama Şair, bu çaresizliğinin, bu maluliyetinin
farkındadır.
Zaten farkında olduğu içindir ki
iman sahibidir.
Şair "dünyasını yıktım başına faniliğin"
derken edebi bir sanat kullanmakta ve
mezkur "farkındalığı" anlatmaktadır.
Şair'e,
iki ismine ilave olarak "Faruk"
isminin de hüviyet cüzdanına kaydettirmesi
teklif edilebilir.
Çünkü,
ancak "Faruk" olanlar,
balada mebhus "farkındalığın"
farkındadır.
Şiirin nihayetinde Şair,
"sahibi meçhul bahçelerde" gezinirken
"dikenlere takılmış beyaz bir gelinlik"
görmüştür.
Zaten Şair, bu "görüş"ten sonra
tekrar geceye dönmektedir.
Belki bu "görüş" olmasa Şair,
"fena makamına" erebilecektir.
Çünkü bu "görüş",
bir mazmun olarak
ancak fanilere has bir görüştür ve
tasavvur edildiğinde "şehvet"i temsil etmektedir.
Şiir'in nihai bölümünde geçen
mekanı tasavvur edelim:
Şafak vaktine doğru bahçelerede geziniyorsunuz
bir gelinlik görüyorsunuz.
Peki gelin nerede ve ne halde?
O, gelinliğini çıkarmış,
sereserpe bir yatağa uzanmış ve
artık maşukunu beklemektedir.
İşte Şair bu hissiyata kapıldığı için
cennetten mekanı tebdil edilen Adem misali
tekrar geceye dönmektedir,
döndürülmektedir.
Şair, bu duygulara kapılmasa belki
hayatının son deminde "fena makamı"nda
insan-üstü, melekut alemine dahil
bir varlık olabilirdi.
Ama şehvet, her ademe yaptığı gibi
şairin de peşini bırakmamış,
Onu bu fani dünyaya döndürmüştür.
Bu hal ve vaziyet,
Şair'in bilinen yaşına rağmen hala
gençliğinden ve gençlik emarelerinden
birşey kaybetmediği
ve hala şehevi duygulara sahip olduğunun
bir numunesidir.
Deruni selam.
Baki dua.
ELHAKİRÜLFAKİRMÜKREMİN 13.01.2010
dursun keleş
defalarca okudum. tarzı değişik. senfoni gibi şiir. anlamlı, şiir dili harika. 08.01.2010
aziz önal
değerli üstad, yeni yılınız kutlu olsun.bu yılda da yazı ve edebiyat alanında yararlı eserler vermeye devam etmenizi diliyorum. Allaha emanet olun 31.12.2009
Yaşar Nuhoğlu
Bu yazı gerçekleri yansıttığı için, sizleri kutluyorum. Bir lider veya temsilci eleştirirken, eleştirdiği konunun çözümünü üretemiyorsa, bir hiç demektir ve yakında sönecektir.
Selam ve saygılarla...
30.12.2009
Haydar GEZMİŞ
Kalemine, yüreğine sağlık. Mutlu yıllar dilerim.
Selamlar... 29.12.2009
Bahattin Karagöz
Tebrik ederim.
İyi bir gözlemle can damarından yakalamışsınız.
Kürt kardeşlerimizin önüne Öcalan'ı koyan sadece malum hizip değil, bizzat devletin bir kanadıdır gibi de görünüyor . Bu konu daha çok su kaldıramayacak hale geldi.
Allah hakkımızda hayırlısını versin.. 28.12.2009
|
|
|
|
|