TEYO PEHLİVAN
FIKRALARI
RIDVANDAN
TELEFON
Teyo pehlivan,
kahvehanede otururken kahvehanenin telefonu çalar. Telefon
maksatlıdır ve arayan Teyo’yu işletmek ister, Telefonu açan
kahvehane sahibi seslenir:
-Pehlivan
Fenerbahçeli Rıdvan arıyor, seninle görüşmek istiyor. Teyo
Pehlivan hiç yer mi? Umursamaz bir edayla;
-Söyleyin
Rıdvan’a Pehlivan hasta yerinden galkamaz, daha sonra arasın
ya da gendi buraya gelsi.
_________________________________________________________________________
AYI BENİ YEDİ
Teyo Pehlivan
kahvehanede oturmuş böbürlenerek anlatmaktadır. Arkada
Hasankale’nin eski güreşçilerinden Zafer Pehlivan vardır.
Teyo, Zafer Pehlivan’dan çekinmektedir. Ne var ki Deli
Zafer’i farketmeden konuşmaktadır.
-Ola gardaş
birgün dağda gezirem, tamda böyük bir kayanın dibinden
dönirem. Garşıma bir ayı çıkmasın! Ayı benim gibi üç var,
ama heç istifimi bozmadım. Ola Teyo dedim gendi gendime bir
ayıdan mi gorkacağsan. Başladık ayiyinan güreşmiye.... O
beni alir yere vurir, sonra ben oni yerden yere vuriram, ne
ayı pes edir, ne de ben pes diyirem. Aradan iki gün geçti,
hele daha birbirimizin sırtını yere deydirmiş deyiliğ.
Herkes işin sonunu merakla beklerken Zafer Pehlivan sert bir
şekilde çıkışır.
-Ola Teyo, sonra
ne oldu? Zaferi gören Teyo lafı dolaştırır, ne dediğini,
nerede kaldığını unutur ve noktayı koyar: “Ne olacak Ayı
beni yedi!”
_________________________________________________________________________
SARIKAMIŞ’TAKİ
DENİZ
Teyo anlatıyor:
Birgün gahvede oturiram, telefon çaldi. ”Pehlivan seni
istirler diye seslendiler. Gaktım baktım. Ariyan bizim Kars
Valisi:
-“Pehlivan
Sarıgamış’ta denize bir cip düştü! Biz uğraştık ama
çıkardamadık. Buradakiler de diler ki bu cipi denizden
çıkartsa Hasan galalı Teyo Pehlivan çıkardır.
“Allahını
seversen gel bize yardım et” diye yalvardı. Bunun üzerine
gaktım bindim ata. Gettim Sarigamış’a. Atladım denize, suya
bir dumdum, cip suyun dibinde. Bir goluma cipi taktım, öteki
golumunanda gulaç atmaya başladım ve cipi sudan çıkardım.
Ama gardaş cip bene çok ağır geldi. Tikkatli baktım ne görim.
Meğerse cipe bir de vapur takılmış. Ben de gendi gendime ola
bir cip bu Kadar ağır olmaz diyirdim.
_________________________________________________________________________
TEMMUZ’DA BUZ
Hasankale’de her
yıl Temmuz ayında Karakucak güreşleri yapılır. Teyo’ya
güreşçilerden birisi yaklaşarak:
- Pehlivan senin
güreşeceğin adamla ben de güreşeceğim. Onu biraz yor, der.
Teyo:
- Sen merak
etme, der ve Teyo rakibi ile güreşe başlar. Ama güreş başlar
başlamaz Teyo’nun rakibi Teyo’yu kaldırdığı gibi yere vurur.
Biraz önce Teyo’yu uyaran güreşçi Teyo’ya:
- Hani ben sana
onu yor demiştim. Dediğinde, Teyo;
- Ne edim oğlum,
ayağım buza geldi gaydım düştüm der.
_________________________________________________________________________
BEŞİKTAŞLI
FEYYAZ
Teyo Pehlivan
Fenerli Rıdvan’dan epeyce bahsettikten sonra Beşiktaşlı
Feyyaz’ı sorarlar: Pehlivan:
- “O da bizim
Küçük Tuy köyündendir” der.
_________________________________________________________________________
HOSTESLERİ
DÜŞÜNMÜŞ
Hasankale’de çay
bahçesinde koyu bir sohbet var. Teyo Pehlivan da masada. O
sıralarda bir iş için uçakla Ankara’ya gidecek olan biri
Teyo Pehlivan’a takılarak :
- “Pehlivan gel
seni de uçakla götüreyim.” Teyo alaycı bir ifadeyle cevap
verir:
- “ Oğlum, sen
daha anan garnındayken ben uçağınan gezirdim.. Bak bir
keresinde gine uçağa binmişem ele elimi de camdan çıkarmışam,
bir baktım bir gartal, hemen elimi uzattım, yakala- dım
aldım gartalı içeri. Ola bi baktım, hostesler nasıl cıvılir,
nasıl cıvılir. Neyse bende gorkutmiyim zavallı gızları dedim
ve bıraktım gartali, uçtu.”
_________________________________________________________________________
SENİ DEĞİL
SARIŞIN OLANI
Teyo Pehlivan
sağlık ocağına sık sık uğrar. Kahvehaneye geldiğinde de
hemşire muhabbeti yapar. Sonunda kahvehanede konuşulanlar
hemşirelerin kulağına gider. Tabi Teyo’nun bundan haberi
yoktur. Tekrar sağlık ocağı’na gitmiştir. Fakat Hemşireler
sinirlidir. Hemşireler bunu bir odaya alır ve ellerine
neşteri Alarak Teyo Pehlivanı tehtit etmeye başlarlar. Teyo
bu altta kalır mı. İnanın sizi anlatmadım sarışın olanı
anlattım.
(Sarışın hemşire
o gün hastanede bulunmamaktadır) der.
_________________________________________________________________________
PEKİ KİM GÖTÜRDİ?
Seferberlik
zamanı 1000 koyunum var. Koyunlar Karkapazarı’nda otlir. Bir
sabah kalktım heç biri yok. Ula bir araştırdım koyunları PKK
götürmüş. Dinleyenlerden biri sorar
-“ Pehlivan
seferberlik zamanı PKK ne arirdi” Teyo cevabı yapıştırı;
-“peki Ula o
bizim koyunları kim götürmüş.”
_________________________________________________________________________
DEMİ MOORE
ÖPÜŞÜMDEN TANIRMIŞ
Teyo Pehlivan
anlatıyor: Bir Gün Hasankalede belediye otobüsüyyle ABD’ye
gidiyorum. Bir baktım yolda Demi Moore’un arabasının tekeri
patlamış. Neyse gardaş.İndim aşağı, bir dakika sürmedi
lastiği tamir ettim. Bunun üzerine Demi, beni yemeğe davet
etti. Bende kıramadım gittim. Demi teşekkür için beni
yanağımdan öptü. Bende onu yanaklarından öptüm. Demi, bir
daha öper misen, dedi. Neyse bende birdaha öptüm. Demi bana,
sen Doğulusun bir daha öp bakayım; bende öptüm.İkinci kez
öptüğümde Demi, seni tanır gibiyim, Erzurumlu’sun. Üçüncü
öpüşümde Demi bu kez ,Vallahi ben seni tanıdım, Sen
Hasankaleli Teyo Pehlivansın, dedi. Vallahi bende şaşırdım.
Demi beni üç kez öpüşte tanıdı.
_________________________________________________________________________
BACISI DAHA İYİ
Teyo Pehlivan
bir gün kahvede oturur. TV’de Micheal Jackson şarkı
söylemektedir. kahvede oturanlar, Teyo’nun açığını
yakalamak, onu tongaya düşürmek isterler. Bu yüzden kasıtlı
olarak sorarlar:
- Teyo; bu
Maykıl Caksın nasıl bir karıdır? Teyo bu lafın altında kalır
mı, hemen cevabı patlatır: Vallahi bu bir şey değil de
bacısı bundan daha iyidir.
_________________________________________________________________________
TEYO
YUNANİSTAN’DA
Terzi
İbrahim Sezen usta anlatıyor: Teyo Pehlivan bir ara
dükkanıma gelme- meye başladı. Uzun bir aradan sonra
dükkanına gelmişti. Pehlivan sen neredeydin? Neden uğramaz-
dın bizlere? Teyo dedi ki; Yunanistan’daydım. Ya öyle mi, ne
işin varfı orada? Teyo: Yeğenim oradaydı yanına gittim.
Orada denize girdim. Bir de Yunanlı kızla tanıştım. Kız bana
Yunanca ismimi sordu. Dedim ki ben Hasankaleli Teyo
Pehlivan. Herkes beni tanır. Ben de ona Yunanca sordum ki,
senin ismin ne? Kız bana dedi ki, Benim adım Hadice...
_________________________________________________________________________
He Diyirem
Erzurum'a
bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye
başladığı zamanlara ait bir aniyi Erzurum
Kültür Kurumu İlköğretim Okulu'ndan Mansur
Tikici anlatıyor...
Bir işyerine
bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik
servis elemanı bilgisayarı işyerine
kurduktan sonra stok programının kullanımı
ile ilgili bilgi verir ve ayrılır.
Aradan bir
iki saat geçer, işyerinden telefon:
"Kardeşim
sizin anlattığınız gibi yapirem fakat
program düzgün çalismiir."
Teknik servis
elemanı sorar:
"Nasıl
yapıyorsunuz?"
"Senin
anlattığın gibi."
"Hata ne?"
"Yazdığım
bilgiler kaydetmeme rağmen saklanmir."
"İşlem
basamaklarını tek tek anlatın."
"Tamam" diyor
ve başlıyor anlatmaya...
"Programı
açirem. Malin adi bölümüne adini, adedi
bölümüne adedini, birim fiyatini vb. yazirem.
Hepsini yazdıktan sonra senin anlattigin
gibi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazi
geliir:
Kaydetmek
ister misiniz?
E / H
yazisi çikir.
Ben de diyirem Hee..."
|
1
2
3
|