|
Vahdet Nafiz Aksu
|
|
yasemin
Merhaba ben tesadufen sizin bir Erzurum sehri ve turizmin gelistirilmesi gibi konulari iceren makaleninize eristikten sonra sizi tanidigim hatta henuz sayfanizi incelemedim.. Ben Erzurumdaki projelrinizin ne kadrini gerceklestirebildiginizi ogrenmek istiyorum.. Ben Erzurumlu degilim.. ama yaklasik iki aydir burda yasiyorum.. Bir seyer yapmak istiyorum.. Is imkanlarini kisitli oldugu bir sehirde kendi mesguliyetimi kendim yaratmaliyim ve de hizmet etmeyelim derken size ulasmaya karar verdim.. Siz hala bu sehirdeyseniz bazi projeleri hayata gecirmenin zamanidir.. Hazir 2011 olimpiyati da burda olacakken bereber rezil olmayalim .. Umarm bu mail size ulasir.. sizde bana
saygilarimla
yasemin
06.02.2008
Nevrettin ÇAĞLAR
Vahdet abi çok önemli bir yaraya parmak basmışsınız. Umarım imkan sahipleri Muammer beye destek olur da daha çok öğrenciyi KPSS ye hazırlarlar. Çünkü insanımız hala ciddiye almıyorlar ama, kamuya girişin tek yolu iyi bir eğitimden sonra KPSS den iyi bir puan almaktır.
Saygılarımla
Nevrettin Çağlar
16.01.2008
gd
sitenizden bazı hoşuma giden yazı ve resimleri kendi sitemde isminizle birlikte yayınlamak isterim uygun bulursanız.
14.01.2008
ERDAL GÜZEL
05/01/2008
ERZURUM
AYAKLARIN YAN BASİR!
YOKSA SEN SERHOŞMUSAN?
Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 86. yılı münasebetiyle, 25 Aralık 2007 tarihinde Hürriyet gazetesiyle birlikte dağıtılan, Türkiye’nin Yıldızları isimli 28 sahifelik ek gazeteyi okurken, başarıya ulaşmanın tılsımlı formüllerini öğrendik.
Sosyo-ekonomik yönden havanda su döven bir şehrin sakinleri olarak, gıpta ettik ve kıskandık desek herhalde yalan söylememiş oluruz.
Erzurumlular olarak; cazibe merkezi haline gelmiş, iller liginde ön sıralarda mücadele eden bu tip olumlu örneklerden alacağımız çok şeylerin olduğunu söyleyebiliriz.
Şehir olarak kendi fotoğrafımız ile Konya, Kayseri, Gaziantep gibi emin adımlarla ve süratle kalkınan ve gelişen şehirlerin fotoğraflarını yan yana getirerek, yapacağımız müsbet kıyaslamalar neticesinde, rotamızı nasıl çizeceğimizi anlayabilir, hatalarımızın ve eksiklerimizin neler olduğunu öğrenebiliriz.
86. kurtuluş gününde, dört organize sanayi bölgesindeki 4000 fabrikasıyla Türk kamuoyunun karşısına çıkan, ihracat sıralamasında 7. sırada bulunan, sosyo-ekonomik göstergeler açısından 72 ili geride bırakan bir başarıyı alkışlarken; 12 Mart’larda Erzurumlular olarak bu tip bir performansı sergileyemeyeceğimizin burukluğunu ve ezikliğini hissedecek veya hamasi nutuklarla kendi başarısızlığımızın üstünümü örteceğiz?
Belki de birilerinin çıkıp da “Hele dadaş hoşmusan/ Dolumusan, boşmusan/ Ayakların yan basir/ Yoksa sen serhoşmusan” demesini mi bekleyeceğiz?
Başarıyı yakalamış model şehirlerin serüvenlerini okuduğumuzda öğreneceğimiz çok önemli konuların olduğunu fark edebiliriz.
Bu başarıları kendi gerçeklerimizle mukayese yaptığımızda, neleri ihmal ettiğimizi ve hafife aldığımızı da görebiliriz.
Şöyle ki; “İşimizin hilesi dürüstlük, en güzel ses makine sesidir” sloganını benimsemişler.
“Toprağına bağlı, sermayesi göç etmeyen şehiriz” diyorlar.
Gaziantep’i ilgilendiren her konuda el ele hareket ettiklerini, başarılarındaki temel faktörün “Ortak aklı kullanmak ve uygulamak olduğunu” söylüyorlar.
Şehirlerin başarısının kendi modelleriyle ve kendi karekteristik özellikleriyle doğru orantılı olduğunu biliyorlar.
Sermaye sahiplerinin; “Şehirlerinin tanıtımı ve kültürü ile ilgili konularda sponsorluk yapmakta adeta yarıştıklarını” ifade ediyorlar.
Turizmin şehirlerinde en az sanayi kadar önem kazanacağının iddiasındalar.
1971 tarihinde bir marka tescili ile başlayan gelişme süreçlerinde bugün 10367 tescile ulaşmışlar.
Kısaca 2 milyar dolar ihracatları ile kendi başına koşan ve kendi başına başaran bir şehrin haklı gururunu yaşıyorlar, ne diyelim! Darısı bizim başımıza.
Hangi kurtuluş yıl dönümümüzde bizlerde böyle bir başarının zevkini tadarız, kim bilir?
Bu müsbet tabloyu oluşturan ilke ve prensipler doğrultusunda kendi özeleştirimizi yapmamız, bazı gerçekleri tespit açısından faydalı olur kanaatindeyiz.
Başarıya giden yolda el ele vermek mi? biz ancak bar oynarken el ele tutuşabiliriz.
Ortak akıl kullanmak mı? bunu herhalde bir eksiklik olarak kabul edebilir veya akla ihtiyacımız olmayacak kadar kendimizi akıllı sanıyor olabiliriz.
Makine sesini bilmeyiz amma; dedikodu ve hasetlik depremlerinin verdiği tahribat seslerini çok iyi biliriz.
Sermayesi ve insanı göç eden bir şehir olduğumuz “Göç göç oldu, göçler yola dizildi” mısralarını içtenlikle her ortamda dile getirdiğimizden bellidir.
Yıllık ihracatımızı, tescil edilmiş markalarımızın sayılarını, sosyo-ekonomik yönden kaçıncı sırada olduğumuzu da şehrin siyaset dehalarına sormak gerekir diye düşünüyoruz.
Biz ancak 3. ligde top koşturan Erzurumspor’un ayakta kalma mücadelesinden bahsedebiliriz.
Ecz. Erdal GÜZEL
ER-VAK Başk.
13.01.2008
ERDAL GÜZEL
12/01/2008
ERZURUM
ALDIRMA DADAŞ ALDIRMA
Erzurum’da yaşanan -30 derecedeki rekor soğuklardan bahsedilirken, bu kötü hava şartlarının, Erzurumlunun hayatını olumsuz yönde etkilediğinden, kimselerin söz etmemesini elbette yadırgayacak değiliz.
Suların ve araçların donmasını, esnafın tezgâhını kuramamasını, taşımacılığın sekteye uğramasını, insanın kanını donduran bu soğuklarda, okula giden minik dadaşların durumlarını da anlatacak değiliz.
Erzurum’da tarihin en ağır ekonomik krizinin yaşandığı fikrine de inanacağımız gelmiyor; gerçi böyle bir durumun Erzurumlunun ilgisini çeken bir konu olduğunu da sanmıyoruz.
Satın alma gücü sıralamasında 71. sıraya düşmemizin de hiçbir önemi yok, nasıl olsa 10 ili geride bırakmışız ya; bu bir başarı değil midir? Kıskananlar çatlasın.
Genelkurmay başkanımız Diyarbakır spor’u 1. süper ligde görmek istediklerini, bunun için takıma her türlü destek verilmesi gerektiğini söylemişler; doğru bir tespit, darısı başımıza diyemiyoruz.
Zaten, kaderine razı Erzurum spor’dan bahsetmelerini ve destek vermelerini beklemek lüksüne sahip olmadığımızın da farkındayız.
Nede olsa 3. ligde başarılı bir performans sergileyen takımımızın gücünden ve konumundan da rahatsız değiliz.
İstihdam alanlarımızın yokluğu, işsizimizin çokluğu fazla önemli mi?
Aç ve açıkta değiliz ya! Mülteci kampına dönüştürülmüş şehrimize yağan yardımlarda bir kesinti var mı?
Sosyal devletimiz herkese yeşil kart vermedi mi?
Hastanelerimizde her poliklinikte günde 300 hasta bakılmıyor mu?
Doktorlar hastaları üçer üçer içeriye alıp, en isabetli tedavileri yapmıyorlar mı?
Kapı kapı dağıtılan gıda ve kömür yardımları ilelebet payidar olarak devam edecekse, ne diye işsizliği ve istihdamı sorun olarak göstereceğiz?
Nasıl olsa dışarıdaki Erzurumlu hemşehrilerimizin fitre ve zekâtları da ekonomimize canlılık getirmekte.
Son aldığımız duyumlara göre de; NATO Erzurum’da epeyce bir araziyi alıp istimlâk edecekmiş, desenize kişi başına düşen gelirlerimizin artma ihtimali yüksek, daha ne olsun?
ETSO başkanı şehir olarak laftan başka bir şey üretmediğimizi söylüyor, buna da katılmıyoruz, ya hiçbir şey üretmiyor olsaydık.
Birde maliye bakanlığının şehrimizdeki beklentilerine bakılırsa, ekonomimizin çokta kötü olmadığını söylemek durumundayız, demek ki küplerimiz doluymuş da bizim haberimiz yok.
Gece gündüz çalışan siyasilerimizin, yöneticilerimizin ve STK’larımızın olağan üstü gayretlerini görmemezlikten mi geleceğiz?
Beterin beteri var, ya daha alt sıralara düşseydik, halimize ne kadar şükretsek azdır.
Vatan ve millet aşkı iksiri içirilmiş bizler, bu toprakta aç gezeriz, dik gezeriz, derdimizi kimseye şikâyet etmeyiz, çünkü ağlanacak bir halimizin olmadığının güveni ve tokluğu içerisindeyiz.
Durumlar iyi gidiyor; dadaşlar yakında top yekûn el açmayı, çalışmadan yan gelip yatmayı dadaşlık vasıfları arasına sokarlarsa, şaşmamak gerekir, zaten bağımlı hale getirilmedik mi? bu durumun şık olmadığını biliyoruz, onu da gelecek nesiller düşünsün.
Biz öyle % 80 kaçak elektrik kullanıp ta baş tacı edilmek istemiyoruz.
Vatan bizimle gurur duyuyor ya; bizim gururumuz kırılırsa ne yazar.
Ecz. Erdal GÜZEL
ER-VAK Başk.
13.01.2008
HASAN BAKIR
artık erzurumunda türk medyasında bir temsilcisi olan hemde ilgili,bilinçli deneyimli ve başarılı Üstat vahdet nafiz aksu;Eserleri,yazıları,şiirleri ve aydın fikirleri ile Erzurumun ufkuna ışık tutan böyle bir değerli insanın hemşerimiz olmasıda erzurumlular için bir bahttır diye düşünüyorum...kendisine başarılar diliyorum,selamlarımı gönderiyorum
12.01.2008
sibel ok
size bu güzel şiirlerinizden dolayı çookk teşekkür ediyorum saygılarımı sunuyorum başarılarınızın devamını diliyorum ve yeni şiirlerinizi bekliyorum
31.12.2007
ALP AYDIN
Sevgili Vahdet Abi, Erzuruma kattığın değer oldukça büyük. Seninde yazılarında bahsettiğin gibi Erzurumun kaderini değiştirecek olan devlet desteği ve bu desteğin entegre yatırıma dönüşmesidir. Ancak unutulmaması gereken bir nokta bu desteğin kalkınmaya dönüşmesi bir orgaizasyon işidir. Bu organizasyon senin gibi Erzurum gönüllülerinden oluşacak istişare grubu ile olacaktır. Desteğimiz, fikrimiz ve becerimiz arkandadır.
24.12.2007
|
|
|
|
|
|
