Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
ADAYLARIN İMAR POLİTİKALARINI MERAK EDİYORUM


Dinimiz rüşveti, irtikâbı, yolsuzluğu kesin bir şekilde yasaklamış olsa da… Rüşvet için ‘alan da melun, veren de’ denilse de… Kul hakkına riayet en büyük erdem sayılsa da…


Ne yazık ki ülkemiz “Yolsuzluk liginde” üst sıralarda yer alıyor.

Uluslararası Saydamlık Örgütünün 2008 yolsuzluk raporuna göre, yolsuzlukla en iyi mücadele eden ülke unvanını Danimarka, İsveç ve Yeni Zelanda almış, 10 puan üzerinden yapılan değerlendirmede 3 ülke 9,3 puanla birinci olurken, bunları Singapur, Finlandiya ve İsviçre`nin takip ettiği açıklanmıştı. 180 ülke arasında 4,6 puanla Türkiye, Litvanya ve Polonya ile birlikte 58. sırayı paylaşıyor.

Rakamlara göre durumumuz iç açıcı değil. Ama memnuniyetle belirtelim ki, raporda önceki yıllara göre yolsuzlukla mücadelede önemli ilerlemeler kaydettiğimiz vurgulanıyor. Türkiye, yolsuzlukla mücadelede daha hızlı mesafe almalı ve “Yolsuzlukla mücadelede ilerlemeler kaydetmeye” devam etmelidir.

Bunu sağlamanın yolu “Yerelden genele iyi yönetimdir.”


Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, IMF ve OECD gibi kuruluşlar, yoksulluk ve yolsuzluğun ortadan kaldırılmasında “İyi yönetimin” ilk şart olduğunda ittifak ediyorlar. İyi yönetim elbette “İyi yöneticiyle” mümkündür. Öyleyse, öncelikle yerel seçimlerde “İyi yöneticileri” iş başına getirmek gibi büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Seçmenin bu bilinçte hareket etmesi gerekiyor.


Adayların da “Temel seçmen tercihlerine göre” politika belirlemeleri lazım. Seçmen, dürüstlüğü en temel “İyi yönetici” kriteri olarak kabul ediyor…Öyleyse yerel yönetim kademelerine aday olan, başkan ve meclis üyelerinin “Yolsuzlukla mücadele” konusunda net şeyler söylemeleri gerekiyor.


Yerel seçimde başa güreşen partilerimizin adaylarına baktığımızda şunu söyleyebiliriz... Hepsi birer temiz Erzurum evladı olan bu kardeşlerimiz, haramdan canavardan kaçar gibi kaçacak yüksek şahsiyetli insanlar.


Yetki, tantana ve rant dağıtma gücünün temiz seciyelerini bozmayacağını umduğum değerli adayların, seçim kampanyalarında “Temiz yönetim” sözü vereceklerinden ve bu sözlerini tutacaklarından kuşku duymuyorum. Biliyoruz ki, temiz yönetimin ilk adımı “Şeffaf yönetimdir”…


Adaylarımız: “Ben belediyemi temiz yöneteceğim, her iş ve eylemim şeffaf olacak, yolsuzluk benim yönettiğim belediyenin semtine uğrayamayacak” diyorsa… Diyebiliyorsa… Nasıl bir “İmar politikası” uygulayacağını seçmene açıklamalıdır…


Şahsen ben, hangi belediye başkanının önümüzdeki beş yılda nasıl bir imar politikası izleyeceğini çok merak ediyorum. Şu anda yeşil alan olan hangi kent köşesinin, sihirli bir meclis kararıyla benzinlik olacağını, hangi yeşil alanın imara açılacağını, hangi beş katlık binaların yedi kata çıkacağını v.s, doğrusu merak ediyorum.


Başkanlardan böyle şeylere asla müsaade etmeyeceklerini, buna kefil olduklarını duyarsam rahat bir nefes alacağım. Belge gerekmez, söz versinler yeterli… Ha eğer şu anki imar haritalarını seçim broşürlerinin ekinde yayımlayıp, “Ey seçmen imarda ne değişiklik yaparsam gerekçeleriyle ilan edeceğim ve seni her imar hareketinde bilgilendireceğim” diye taahhütte bulunacak bir delikanlı aday çıkarsa, halkın gönlünü peşinen fethedecektir, bu da böyle biline!


O kadar ihale, doğrudan hizmet satın alımı gibi belediye faaliyetleri bulunurken neden imara vurgu yaptığımı ifadeye çalışayım:


Erzurum Belediyeleri için herhangi bir yolsuzluk bilgisine sahip değilim. Ancak ülke genelinde bugüne kadar ortaya çıkan yolsuzluklarında imar uygulamaları ilk sırayı işgal ediyor. Mevcut imar planları değiştirilerek veya farklı yorumlanarak yüksek miktarlarda çıkar elde edilen birçok olay teftiş raporlarıyla belgelendi, birçoğu yargıya intikal etti.


Yargıya intikal eden imar suçları arasında, yeşil alan, sosyal alan, ya da konut alanı iken ticari alana, benzin istasyonuna dönüştürülen arsalar ilk sırada.


Bir arsa okul alanına ayrılmışsa siz de oraya bir alışveriş merkezi yapmak istiyorsanız bu alanı ticari alana çevirmeniz gerek. Yeşil alanın inşaat yapılabilir hale getirilmesi de önemli gelir sağlayan lejant değişikliklerinden biridir. Normalde imarsız alanlar veya konut veya işyeri imarı olamayacak yerlere imar vererek rant yaratmak da klasik belli başlı yollar arasındadır ki, böyle suçlardan yargıya intikal eden dosyalar da çoktur, işi kitabına uydurup yargılanması “Mahkeme-i Kübra’ya” kalan da…


İmara açılacak ve imar değişikliği yapılacak yerlerle ilgili bilgilerin önceden “Yandaşlara” , yahut “Gizli ortaklara” fısıldanması da klasik belediye yolsuzluklarının belli başlıları arasında gösteriliyor.


Daha fazla ayrıntıya gerek yok. Bunlar zaten bilinen şeyler. Adaylarımız, halkın bildiği ve kendilerince de malum olan bu konulardaki yaklaşımlarını seçmenle paylaşırlarsa “Temiz yerel yönetim” hedefine birlikte ve kararlılıkla yürümüş oluruz.

ŞEHİR YÖNETİMİ AHLAK BİLDİRGESİ…

Söz buraya gelmişken, sizlere “ABD’DE ULUSLARARASI SEHİR YÖNETİMİ İDARESİ’NİN AHLAK BİLDİRGESİNDEN” bahsedeceğim.


ABD’de yerel yönetimlerin daha iyi hizmet sunması amacı ile kurulan “Uluslararası Şehir Yönetimi İdaresi”, 1924 yılında bir ahlak bildirgesi yayınladı. Daha sonra bildirgeyi güncel ihtiyaçlara göre birçok kere yenileyen idare, 1987 yılında metne son şeklini verdi.


Bildirgeyi okuduğumda şöyle düşündüm: “Siyasi ahlak bildirgeyle sağlanabilir bir şey midir? Hem bizim bu konularda böyle referanslara ne ihtiyacımız var ki? İdarecilerimiz inançlarımızın gereğini yapsa, ilahi emirleri keyfine göre tevil etmese, yasalara uygun hareket etse ne yolsuzluğa bulaşır, ne hırsızlık diye bir şey olur kamu yönetiminde…”


Sonra, bildiride yer alan hususların bir ortak kararlılığı yansıttığını fark ettim. Bildiride yer alan hususlar toplumun ortak özlemiydi ve göreve talip olanlar bildirideki esaslara sadık kalmaya toplum önünde söz veriyorlardı. Sözlerinde durmayanlar toplum tarafından dışlanıyor ve bu toplumsal yüz çeviriş, hukuki cezalardan daha da etkili oluyordu. Genelde “Büyük devlet olabilmek”, dürüst, şeffaf yerel yönetimlere sahip olmaktan geçiyordu.


ABD’deki yerel yönetimlerin başarılarında etkili olan bildiriyi hadi birlikte okuyalım ve hatta kendi şehrimizi için benzer bir bildiri hazırlamamız gerekirse ne gibi konulara öncelik veririz diye düşünelim.


Uluslararası Şehir Yönetimi İdaresi’nin amacı; şehir, kasaba ve diğer yerel idare yöneticilerinin bilgi, beceri ve uzmanlığını geliştirmek ve profesyonel yönetim yoluyla şehir yönetiminde kaliteyi artırmak ve güçlendirmektir. Bu amaçlara ulaşmak için, Uluslararası Şehir Yönetimi İdaresi’nin Tüm üyelerinin belirli ahlaki ilkelere sahip olması gereklidir. Bizler:

1. Etkin ve demokratik yerel yönetim kavramlarına kendimizi adayacağız ve amaçlarımızı
Gerçekleştirmek için profesyonel yönetimin gerekli olduğuna inanacağız.

2. Yerel idareler ve devlet tarafından yapılan hizmetlerin değerli ve itibarlı olmasını beyan edeceğiz ve şehir yönetimi ile ilgili konularda yaratıcı, yapıcı ve pratik olmaya caba göstermeye çalışacağız; kamu görevlisi olarak vatandaşların güvenini tesis edeceğiz ve sosyal sorumluluk anlayışına sahip olacağız.

3. Devletle ilgili ve şahsi ilişkilerimizde dürüstlük ve şeref gibi en ustun ideallere ulaşmaya kendimizi adayacağız.

4. Yerel yönetimlerin ana fonksiyonunun, her zaman insanlar için en iyi ve en faydalı hizmetleri yapmak olduğunu kabul edeceğiz.

5. Seçilmiş yöneticilere şehir yönetimi ile ilgili politika önerilerinde bulunacağız; onlara gerçek bilgileri ve önerilerimizi aktaracağız. Seçilmiş kamu görevlileri tarafından onaylanan politikaları uygulayacak ve geliştirmeye çalışacağız.

6. Halkın seçtiği temsilcilerin, belediye politikalarının oluşturulmasında söz sahibi olduklarını ve sadece alınan kararların uygulanmasından sorumlu olacağımızı kabul edeceğiz.

7. Profesyonel yönetici olarak yerel idarelerin performansını olumsuz olarak etkileyecek ve düşürecek her turlu partizan faaliyetlerden kaçınacağız.

8. Profesyonel yönetimde sahip olduğumuz bilgi ve becerileri sürekli bir şekilde geliştirmeyi bir görev kabul edeceğiz ve yönetim tekniklerini öğrenme ve kullanma konusunda bilgi ve becerilerimizi geliştireceğiz.

9. Belediyenin faaliyetleri ile ilgili olarak toplumu bilgilendireceğiz; vatandaşlar ile tüm belediye görevlileri arasındaki iletişimi tevsik edeceğiz; vatandaşlara sevgi ve saygı ile hizmet sunacağız, hizmetin kalitesini ve kamu hizmeti inancını artırmaya çalışacağız.

10. Profesyonel sorumluluklarımızın sınırını asmayacağız; yerel idare yöneticilerinin
Her hangi bir engellemeye maruz kalmaksızın görevlerini serbestçe ifa edebilmeleri gerektiğine inanacağız ve her durumu adalet ilkeleri çerçevesinde ayrım yapmadan ele alacağız.

11. Personel ile ilgili atama, ücret ödemesi, kıdem, yükselme ve disiplin gibi tüm konuları adalet ve tarafsızlık ilkeleri çerçevesinde ele alacağız ve değerlendireceğiz.

12. İsimizi yaparken bir karşılık ve çıkar beklemeyeceğiz; halkın zamanının boşa harcanmasının, gizli bilgileri sızdırarak özel çıkar sağlamanın; devletin gücü ve nüfuzunu, şahsi güç ve nüfuz olarak kullanmanın yanlış olduğuna inanacağız.