Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
Yazmaktan Kolay Ne Var?

Madam Bbovary ölmek üzeredir. Rahip son duasını okumak ve mukaddes yağla onun vücudunu ovmak için başucundadır.

Gustave Fulubert bu olayı tasvir eden parçayı beş defa yazmıştır. Her birinde hangi unsurları eksik bıraktığı veya fazla bulduğu aşağıdaki denemelerde görülüyor.

Birinci Yazılış

“Rahip, duasını okudu ve sağ elini uzatarak Allahtan mağfiret diledi ve gümüş bir kab içindeki yağa sağ elinin başparmağını batırarak her parçasında günahlarının yerini arıyormuş gibi vücudunu ovalamaya başladı: kapaklarını kapadığı gözleri, burun deliklerini, dudakları, elleri…”

Bu parçada “sağ elini uzatarak”, “gümüş bir kab içindeki “ teferruatı fazla bulan yazar, rahibin hareketlerinde vücutla günah arasındaki ilişkileri belirten işaretlerin de eksik olduğuna hükmetmiştir.

İkinci Yazılış

“Rahip duasını okudu ve Allahtan mağfiret diledikten sonra sağ başparmağını mukaddes yağa batırarak bütün vücut uzuvlarından günah kirlerini silmek için her birini ovuşturmaya başladı. İşaret parmağıyla göz kapaklarını kapadı. Evvela gözlere dokundu. O gözler ki… Sonra kokuların hazzını alan burun deliklerine… Dudaklara, sözlere ve oburluklara… Âşıklarının saçlarına dalan ve her türlü temastan zevk alan parmaklara…”

Bu yazılışta, beş duyunun hayattaki işleyişini ve günahtaki rolünü eksik bulan yazar, parçayı yeniden
kaleme alıyor.

Üçüncü Yazılış

“Vücudun bütün uzuvlarından günahın kirlerini silmek için, evvela gözleri, yeryüzünün bütün ihtişam ve debdebesine iştahlandığı zaman alevlerle dolan uzun gözlerini, sonra vaktiyle ılık rüzgârlar ve aşk kokuları için genişleyen burun deliklerini, daha sonra yalanların ince oburluğuyla sevgiler kekeleyen, bütün iştahlara iç çeken, yalan söyleyen ve şehvet çığlıkları koparmak için açılan ağzını, daha sonra her türlü temasta hisli derisi ürperen ve artık mezar böceklerinin bile gıdıklayamayacağı ellerini ovaladı....”

Bu parçada da “alevlerle dolan uzun gözler”, “yalanların ince oburluğu ile sevgiler kekeleyen, bütün iştahlara iç çeken, şehvet çığlıkları koparmak için açılan ağzını…” unsurlarını fazla bulan yazar, ayakları da ilave ederek yazısını şöyle düzeltmiştir.

Dördüncü Yazılış

“Nihayet miseratur ve indulgentiam dualarını okudu, yüksek sesle Allahtan mağfiret diledi ve başparmağını mukaddes yağa batırarak vücudunu ovalamaya başladı. Evvela dünyanın bütün debdebe ve ihtişamını arzulayan gözlerini; sonra bir zamanlar ılık rüzgârlar ve aşk kokularıyla genişleyen burun deliklerini, sonra yalan söyleyen, kibirden inleyen ağzını; sonra hisli derisi tatlı temaslarla ürperen ve artık mezar böceklerinin bile gıdıklayamayacağı ellerini; sonra onu randevularına koşturan, kaldırımları arşınlayan ve artık yürümesine imkân olmayan ayaklarını…“

Bu parçada da bazı hayalleri feda eden yazar, nihayet şu beşinci ve son metinde karar kılmıştır:

Beşinci Yazılış

“Rahip, Nihayet miseratur ve indulgentiam dualarını okudu, sağ elinin başparmağını yağa batırdı ve ovuşturmaya başladı. Evvela dünyanın ihtişam ve debdebesine çok iştahlanan gözlerini; sonra ılık ve hafif rüzgârlara ve aşk rayihalarına bayılan burun deliklerini; sonra hepsi yalan için açılan, kibir ve azametten inleyen ve şehvetten haykıran dudaklarını; sonra zevk verici temaslardan haz duyan ellerini ve nihayet, bir zamanlar arzularının tatminine koşan ve artık yürümesine imkan kalmayan ayaklarının altını
ovaladı.”

***

Yukarıdaki örnekleri, rahmetli üstat Peyami SAFA’NIN bir yazısından aktardım.

Peyami SAFA, ünlü yazar Gustave Fulubert’in yazı hususunda gösterdiği titizlik ve ciddiyeti takdir ediyor. Ama beşinci yazılışı bile yeterli ve mükemmel bulmayarak şöyle diyor:

Bu son metinde cümleler daha fasih, daha hareketli ve günahlarla vücut parçaları arasındaki münasebetler daha aydınlıktır. Önceki metinlerdeki parazit hayallerin çoğu burada feda edilmiştir. Fakat yazar, rahibin her vücut parçası önünde ona mahsus günahı adeta geometrik bir intizamla düşünmek yapmacığından bu metinde de kurtulabilmiş değildir. Ovuşturma fiiline refakat eden tasvirler bu kadar net ve düzgün olmaz. Tedai hadisesi bu kadar hendesi değildir. (Çağrışım olayı bu kadar geometrik değildir)

***

Önemli yazarların hepsi işlerini çok ciddiye almışlar, dostlarına yazdıkları bir küçük mektuba bile olağanüstü özen göstermişlerdir. Zaten o yüzden büyük ve kalıcı olmuşlardır.

Toplum önünde söz söyleyen, yazı yazan kişiler zor bir işe soyunmuşlardır.

Kalem gevezeliği ile vakit öldürüp, harf boşboğazlığı yapanları bir kenara koyarak söyleyebilirim ki, yerel basında ve internet ortamında tıpkı Gustave Fulubert titizliği ile kalem oynatan değerli yazarlarımız var.

Ve ben onlarla iftihar ediyorum, yazılarını büyük zevkle okuyup çok şey öğreniyorum.

***

Değerli okurlarım, hemşehrilerim ve dostlarımın mübarek bayramlarını kutluyor; daha nice bayramlara sağlık, mutluluk ve huzur içinde erişmelerini diliyorum. VNA