CUMHURİYET BAYRAMI
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana 84 yıl geçti. İnsan hayatı için uzun, devlet hayatı için kısa bir süre. Geçen zaman içinde acı tatlı birçok tecrübemiz oldu. Bu süre içerisinde "çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak" hedefine ulaşma yolunda ağır aksakta olsa yürüyüşümüz devam etti.
Geçen 84 yıl içinde aldığımız mesafe önemlidir. Belki daha iyisi de olabilirdi. Ancak büyük bir imparatorluğun küllerinden genç bir cumhuriyet vücuda getirmek o kadar kolay mı? Toplu iğne yapamaz haldeki bir fakru zaruretten bugünlere gelebilmek küçümsenecek başarı mıdır?
Türkiye Cumhuriyetinin ebediyet yolculuğundaki kararlı ve onurlu yürüyüşü devam edecektir. Bu yola döşenen bölücülük gibi mayınların gürültü patırtısı inanın sinek vızıltısı hükmündedir. Elbette dikkate alınacaktır, gerekli tedbirler düşünülecektir. Ama asla iç ve dış hainlerin çabaları amacına ulaşamayacaktır.
Bugün devletimizi tehdit eden bölücülük belasını, cumhuriyetin harcına birlikte al kanlar kattığımız kürt kardeşlerimizle el ele vererek bertaraf edeceğiz. Bizi ayırmaya çalışanlara susturucu tokadı el ele vuracağız. Bundan zerre kadar kuşku duymuyorum.
Cumhuriyet Bayramımız vesilesiyle bizi millet yapan değerler üzerinde tekrar düşünelim. İnancımızı sağlam tutup, imanımızı tazeleyelim.
Her milli bayram, hepimiz için aynı zamanda bir sorgulama, muhasebe vesilesi olmalıdır. Bu sorgulama ve iç muhasebe sevinç ve gururumuza gölge düşürmeden yapılmalı, daha iyiye gidişin dinamik gücü olarak algılanmalı. Hatalardan ders çıkarılmalı.
Gözünü geleceğin ufuklarına dikmiş millet evlatları "hamaset ve cehaletin" dolduruşuna gelmeden, olup biteni daha iyi kavramanın arayışı içinde olmalı.
Türkiye`nin gelişme davasındaki eksiklikler, yanlışlıklar, hatalar nelerdir?
Her Cumhuriyet bayramında, Cumhuriyetin faziletine inanan Türk aydınları bu soruları kendine sormalı.
Cumhuriyet nesilleri, dünyanın gelişim ve dönüşüm sürecini iyi okumalı, sürekli ilerlemenin, gelişmenin çabası içinde olmalı.
Milletin inanç ve değer genlerini dışarıdan müdahalelerle değiştirme çabasındakilerle... Kendi hurafelerini dinin özüne enjekte etmeye çalışanların ortak bir paydası var: Cehalet... İşte bayramlarımızı vesile kılarak, yüreğimizden ebediyen kazımamız gereken “kara leke" budur, öncelikle...
Her yedi-sekiz kişiye bir bilgisayar düşen bir dünyada yaşıyoruz. Son verilere göre 500 milyardan fazla bilgisayar çipi piyasada dolaşıyor. Bir ünlü bilgisayar firması tek bir çipin içine trilyonlarca "molekül büyüklüğünde" transistor yerleştirmeyi başardı.
Japonlar daha 2002 yılında saniyede 4 trilyon hesap yapabilen bilgisayar geliştirdiler, bilim adamları bu on yılın sonunda bilgisayarların saniyede bir trilyar matematik işlemi yapabileceğini tahmin ediyorlar.
Kosta Rika, İzlanda ve Mısır yazılım ihracatı yapıyor. Vietnam, beş yıl içinde yazılım satışlarının 500 milyon doları geçmesini bekliyor. Astronomlar, "kara delikleri inceliyor" Anti-maddeyi inceleyen bilim adamları anti-hidrojeni ortaya çıkarıyor.
Dünya üniversiteleri iletken polimerler, bileşik maddeler, mikro-sıvılar, klonlama, supramolaküller, hafıza araştırmaları, biyoteknoloji, nano teknoloji üzerinde konuşuyor. Bizim üniversitelerimiz “milimetrik kamusal alan" hesaplamalarında uzmanlaşıyor!
Ve bütün bu olup bitenleri kavrama ve analiz mevkiindekiler, DÜNYADAKİ OLUP BİTENLERDEN habersiz, çapsız, umutsuz ve hayalsiz çırpınışlarla "şahsi ikballerinden" başka bir şey düşünmüyor.
Türkiye’nin “entelektüel kaos” hali sürekli olmayacaktır. Türk aydını bu soysuzluk çalkalanmaları sürecinden, “kendini bulma” aşamasına sıçrayacak. Bir gün elbet reşit hale gelecek.
O zaman Cumhuriyet Bayramları daha içten, daha derinden kutlanacak.
|