Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
İŞİN YÖNTEMİ YANLIŞ

Hukuk’un çok temel bir kuralı var. Usul esastan önce gelir. Yöntem yanlışsa, esas tasnife bile tabi tutulmaz. Arabanın ön tekerleri nereye giderse, arkadakiler onu takibe mecburdur. Trenin hedefe ulaşmasına lokomotifin kusursuzluğu, makinistin mahareti kâfi gelmez. Rayların nasıl döşendiği ve nereye gittiğidir menzile ulaşmamızda asıl belirleyici olan.

Milletvekili adayları açıklandı. “Şu partinin listesi iyi, şu partininki yeterli değil” yorumlarını bol bol okuyacağız. Belki tanımadığımız ama çok değerli adaylar hakkında “su-i zanda” bulunacağız. Ve adları tartışarak hata edeceğiz. Çünkü işin yöntemi fevkalade yanlıştır ve bu yanlış yöntemden doğru netice beklemek asıl hatadır.

DMS uygulamasından önce kamu kurumlarına iki aşamalı sınavla eleman alınırdı. Yazılıyı kazananlar yahut kazandırılanlar ayrıca mülakata tabi tutulurdu. Bu sınavlar, kazananların önceden belli olduğu sınavlardı. Kişinin bilgisine, liyakatine, becerisine değil; tavassut eden kişinin gücüne, ağırlığına bakılırdı. Stadyumlarda binlerce kişi sınavda ter dökerken, personel odalarında hummalı bir liste tanzimi çalışması yapılırdı. Yıllar önce yönetici olduğum bir kamu kuruluşunda “güvenlik görevlisi alımı sınavı” yapılmıştı. Yazılıda 100’e yakın puan alıp, sözlüde elenen bir gariban kuruma gönderdiği ibret vesikası mektubunda şu ifadelere yer vermişti: “Madem kazanacaklar belliydi, bu kadar fakir fukarayı stadyumlara niye doldurdunuz, bu kadar pahalı bir mekân ve bu kadar figüran niye kullandınız” Okuyunca donmuş kalmıştım. Köhneleşmiş sistem karmaşasının doğurduğu bu çirkin sonuç, şahsi bir kusurum olmadığı halde vicdanımı kanatmıştı.

Siyasi partilerin milletvekili aday adayı tespit yöntemi bu sakat ve çağdışı yöntemden farklı mı sizce… Millet, vekilini seçmek için sandığa gidiyor, oy vereceği adayı tanımıyor…” Yahu arkadaş, oy verdiğim kişi kimdir” diye bir birine soruyor. Millet, egemenliğini sonradan medya ya da teşkilat kanalıyla şöyle uzaktan tanıdığı kişiler eliyle kullanıyor. Bu uzaktan kumandalı siyaset oyunun adına da demokrasi diyoruz…

Şu anda genel merkezlerce tespit edilen adayların ne kabahati var? Seçilme hakkını kullanmak için başvurmuşlar. Medeni cesaret göstererek, şehirlerine hizmete soyunmuşlar… Hiç kuşkusuz hepsi bir birinden değerli şahsiyetler. Başarılı olmalarını diliyoruz. Allah utandırmasın. Ancak belirlenme yöntemleri yanlıştır. Tartışılması gereken de budur.

Seçimden sonra yeni meclisin ilk icraatı siyasi partiler ve seçim yasasını değiştirmek olmalıdır. Dar bölge sistemi getirilmeli, halk vekilini bizzat ve aracısız seçmelidir.