TEMEL ATMA TÖRENİNDE ERZURUM'U DÜŞÜNDÜM…
10 milyar 247 milyon Euro yapım maliyeti ile Türkiye’nin en büyük projelerinden biri olan yeni İstanbul Havalimanının temeli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından atıldı.
Hazır bulunduğum temel atma töreninde not ettiğim proje ayrıntılarını sizinle paylaştıktan sonra, dikkatinizi çekmek istediğim bir husus var.
Yeni havalimanı 120.000 kişiye iş imkânı sunacak. Katma değerden 1,5 Milyondan fazla insan yararlanacak.
Yeni havalimanı İstanbul’un Karadeniz sahil şeridinde 76 Milyon m2; 15.000 futbol sahası büyüklüğünde arazide kurulacak. (Futbol Sahası 5400 m2)
Yeni havalimanı, 6 adet bağımsız pist ile 150 milyon yolcu kapasiteli terminal binasına sahip olacak.
Pistler başta Jumbolar olmak üzere her boyuttaki uçağın iniş kalkışına izin verecek biçimde yapılacak.
Havalimanı açıldığında 150’den fazla havayoluna hizmet verecek.
İlk yıl, 1 milyon tondan fazla kargo işlemi gerçekleşecek.
Avrupa’nın en büyük catering hizmeti verilecek.
Terminalin; 1,5 milyon metrekare, toplam apron büyüklüğünün ise 6 milyon 488 bin 459 metrekare olması planlanıyor.
Apron Park Yeri Sayısı: 500 uçak.
Apron Alanı: 6,5 Milyon m2; 1100 futbol sahası büyüklüğünde.
Otopark Kapasitesi 25.000 Araçlık kapalı olmak üzere 70.000 araç.
Terminal: 1,5 milyon m2; 200 futbol sahası büyüklüğünde olacak.
Toplam Ticari Alan: 150.000 m2; 25 futbol sahası büyüklüğünde olacak.
***
Asrın projesi olarak vasıflandırılan bu büyük yatırım, YAP-İŞLET-DEVRET Kapsamında inşa ediliyor.
Tamamı Özel Sektörce karşılanacak olan projenin yatırım bedeli 10 Milyar 247 Milyon Euro.
DHMİ’nin 25 yılda elde edeceği, yani devletin kasasına girecek olan kira geliri İse 22 Milyar 152 Milyon Euro.
***
Memlekete hayırlı, uğurlu olsun.
Gerçekten büyük proje, muazzam yatarım.
Asıl mühim ve ilginç olanı bu kadar büyük bir işin tek kuruş kamu kaynağı harcanmadan yapılacak oluşu.
***
Temel atma törenini izlerken yap-işlet-devret ve KÖİ yöntemiyle hayata geçirilen diğer büyük projeleri hatırladım.
Dünyada, 20.yüzyılın son çeyreğinden itibaren özellikle ulaştırma, haberleşme, enerji, sağlık, eğitim sektörlerinde başarılı örnekleri bulunan KOİ modeli uygulamalarında ülkemiz de çok başarılı oldu.
Bu modelin, tasarlanan projeye göre geniş bir uygulama yelpazesi bulunuyor.
Bunları şöyle özetleyebiliriz: Yap İşlet Devret, Yap Sahiplen İşlet, Tasarla Finanse Et Yap İşlet Devret, Tasarla Finanse Et Sahiplen İşlet, Kirala Sahiplen İşlet, Kirala Tamamla İşlet Devret…
Görüldüğü gibi, kamu özel sektör işbirliği, sınırsız imkânlar sunuyor Devlete de özel sektöre de.
Yeter ki yatırım peşinde koşan müteşebbis işadamların olsun.
Onlarla işbirliğine hazır mantalitede bürokratların bulunsun.
Yeter ki hayal kuran, hayallerini ete kemiğe büründürmeye hazır sivil kitle kuruluşları kendilerini büyük işlere adasın.
Eğer işin zihinsel, akli ve fiziksel altyapısı hazırlanırsa bu model ŞEHİR KALKINMASI İÇİN altın fırsatlar sunabilir bize.
***
Birkaç yazımda yine değinmiştim.
Erzurum bu model üzerinde daha çok kafa yormalı.
Diğer kalkınma enstrümanlarına bunu da eklemeli.
Hemen “bu işler bize göre değil, Erzurum özel sermayeyi çekecek ekonomik altyapıdan uzak, yatırımcıyı mıknatıs gibi çekecek koşullar nerede, biz nerede” diye kestirip atmamalıyız.
Elbette, getirisi milyarlarca dolar olan büyük projelere bakıp, mesela İstanbul Yeni Havalimanı ölçeğinde devasa eşler için boş hayallere kuralım demiyorum.
Sizi olmayacak duaya âmin demeye davet etmiyorum.
Sadece büyük işlere zemin hazırlayan bu modelin, daha küçük, daha mütevazı şekilde Erzurum için de uygulama alanı bulabileceğini ifadeye çalışıyorum.
Özellikle Kış Turizmi, Termal Turizm, Gıda ve Hayvancılığa bağlı ileri teknolojiye dayalı projelerde…
Eğitim ve sağlık projelerinde bu modelden bize ekmek çıkabileceğini hissediyorum.
***
Bir büyük projenin temel atma coşkusu beni bu düşüncelere sevk etti.
Sizce de üzerinde yoğunlaşmaya değmez mi?
|