Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
ORTAK AKIL, BULURSAN SEN DE TAKIL

Kim şehrinin büyüyüp, gelişmesini istemez?
En yüksek yöneticisinden, sade evladına kadar her Erzurumlunun yegâne hayali; şehrini daha müreffeh, daha gelişmiş, daha mamur hale getirmek değil midir?
Evet, elbette öyledir ve bunun için de herkes kendi alanında, kendi yöntemlerine göre çabalayıp duruyor.
***
Sözünü çok işitip de eylem haline geldiğini henüz görmediğim 'ortak akıl' tabirini seviyorum.
Hele buna bir de 'ortak gönül', 'ortak yürek', 'ortak vicdan' tanelerini ekleyip, 'müşterek zikir tespihi' şeklinde çekip dursak...
Bakın toplumsal sevap hanemiz nasıl zenginleşecek.
Bu tür çağrıları biz de çok yaptık, birçok kurum ve kuruluş da.
Sonra dönüp baktık.
Ortak akıl derken bile bunu, bir akıl orkestrası şeklinde söyleyemiyoruz.
Hepimiz, kendi bahçemizde müstakil bülbüller gibi şakıyıp duruyoruz.
Ortak aklın ilk basamağı ortak hedef…
Ortak harita…
Ortak navigasyon cihazı…
Amma fiili durumda hepimiz ayrı programlanmış cihazlarla, ayrı yollardan ama aynı hedefe varmaya çabalıyoruz.
A sivil kuruluşu diyor ki, Erzurum şöyle kalkınır…
B sivil kuruluşu diyor ki, Erzurum böyle kalkınır…
C sivil kuruluşu diyor ki, Erzurum öyle kalkınır…
***
Falan yetkili diyor ki, şöyle projelerim var.
Filan yönetici diyor ki, baba planlarım var.
Feşmekân ilgili diyor ki, asıl plan, program, proje bende...
Şunu da yaparım, bunu da yaparım, onu da yaparım.
***
‘Kalkınma niyet ve samimi dileği’ ortak…
Amma velakin; hedef, öncelik, yöntem farklı…
Ya da hedef belki aynı, usuller değişik.
İşte bu kolektif kafa karışıklığı, fikir dağınıklığı hedef belirsizliği ile birleşince…
Toplumsal enerji, toprak hattı ile toprağa akıtılıveriyor.
***
Bunu söylemekle 'çok sesliliği, tartışma bereketini, fikri hareketliliği bir yana koyalım.'
'Tek tip düşünelim, papağan gibi aynı şeyleri konuşalım' demiyorum elbette.
‘Fikirleri çarpışsın, müsademe-i efkârdan bereketler fışkırsın; sonra yolumuz ortak hedeflerde buluşsun’ demek istiyorum.
***
Şöyle durup uzaktan bakıyorum da…
Erzurum’un kurtuluş marşını icra eden orkestranın üyeleri teker teker büyük musiki üstatları...
Kendi sazlarının virtüözleri…
Bunları A,B,C sivil toplum kuruluşu olarak hayal edin.
Üst yerel yöneticiler olarak farz edin.
Yazarlar, çizerler, kanaat önderleri olarak düşünün.
Hepsi yetenekli, dirayetli, şehrin sorunlarına, mesleki meselelerine vakıf kişiler.
Amma işte sanırım gelip o ‘küçük!’ meseleye takılıyoruz işte.
Ortak hedeflerde buluşamamak, ortak aklı teşekkül ettirmemek ve ortak gündem tayin edememek…
***
“Yaparsam ben yaparım.
Zaten, bakın yapılanlarda hep benim imzam.
Hep benim akıl terim, beyin terim, alın terim.
Açın bakın gazetelere, sitelere...
En güzel, özel açıklamayı ben yapmışım.
En güzel beyanatı ben patlatmışım.
Aksiyona dönüştüremesem de en havalı projeleri ben önermişim...”
Söylemiyle özetleyebileceğimiz, benlik, bencillik, öncülük, tek yönlülük, breysel atış ateşi, bazı bedenlerde 40 derecelere varmış!
***
Şu ‘ortak gündem tayini’ meselesi üzerinde biraz yoğunlaşalım diyorum.
Ki çok önemlidir, temel bir unsurdur.
Müşterek toplumsal talebin üst katlara aktarılmasının besmelesidir.
Düşünün medya bir mühim şehir meselesine alabildiğine asılıyor.
Manşetlerde aynı önemli mesele…
Ekranlarda aynı konu…
Sivil örgütler bu konuya abanıyor.
Siyasiler aynı hedefe atış yapıyor.
Bir kentsel talep anında toplumsal talebe dönüşmez mi?
Bu haykırışı sağır sultan dahi işitmez mi?
***
Şehrin gündeminde ilk sıraya oturacak...
Manşetlerde patlayacak...
Büyük işlerin, dev projelerin...
Sahipleri...
Lütfen şuna dikkat etsinler...
Önlerine getirilen konuların 'Önsözüne' dikkatle baksınlar...
Önsöz şudur: BU PORJE SÜRDÜRÜLEBİLİR MİDİR?
Sürdürülebilirse eğer...
Ayın zamanda kârlıdır, öyleyse bölge şartlarına uygundur, öyleyse istihdama elverişlidir, öyleyse; ham madde, has madde, ana madde, yan madde bakımından sorun yoktur...
Ulaşım, erişim maliyetleri açısından su koyuverecek işlerden değildir.
Yani bunlara bakılmadan elbette kimse... BULDUM, BULDUM...
Diye bağırmaz her halde...
Önsözünde bu unsurların olmadığı proje ve yatırımların SON SÖZÜ olmaz; çünkü başlayamaz ki sonlansın!
***
Erzurum kalkınma yolunda yürüyüşüne devam ediyor.
Güzel hizmetlere imza atılıyor, iyi şeyler yapılıyor.
Ama bunlar siyasilerin, idarecilerin, sivil kuruluşların saygıyı, takdiri hak eden bireysel, müstakil çabalarıyla oluyor.
Bir de işaret ettiğimiz noktaya gelinse, şehrin ortak gündemi ortak toplumsal taleplere dönüşse… Ortak akıl ortak eyleme evrilse…
Gözler daha büyük hedeflere çevrilse…
Diyelim ki 3 ÜÇ maddeye indirilmiş BÜYÜK ortak HEDEFLER, MEGA PROJELER etrafında tüm kurum ve kuruluşlar arılar gibi çalışsa…
Görün az zamanda daha ne büyük işler olacak, ne büyük hamleler daha gerçekleşecek…