ŞEHRİN ‘ORTAK GÜNDEM’ İHTİYACI
Kim şehrinin büyüyüp, gelişmesini istemez?
En yüksek yöneticisinden, sade evladına kadar her Erzurumlunun yegâne hayali; şehirlerini daha müreffeh, daha gelişmiş, daha mamur hale getirmek değil midir?
Evet, elbette öyledir ve bunun için de herkes kendi alanında, kendi yöntemlerine göre çabalayıp duruyor.
***
Sözünü çok işitip de eylem haline geldiğini henüz görmediğim ortak akıl tabirini seviyorum.
Ortak akıl çağrılarını biz de yaptık, birçok kurum ve kuruluş da.
Sonra dönüp baktık.
Ortak akıl derken bile bunu, bir akıl orkestrası şeklinde söyleyemiyoruz. Hepimiz kendi bahçemizde müstakil bülbüller gibi şakıyıp duruyoruz.
Ortak aklın ilk basamağı ortak hedef…
Ortak harita…
Ortak navigasyon cihazı… Amma fiili durumda hepimiz ayrı programlanmış cihazlarla, ayrı yollardan ama aynı hedefe varmaya çabalıyoruz.
A sivil kuruluşu diyor ki, Erzurum şöyle kalkınır…
B sivil kuruluşu diyor ki, Erzurum böyle kalkınır…
C sivil kuruluşu diyor ki, Erzurum öyle kalkınır…
‘Kalkınma niyet ve samimi dileği’ ortak… Hedef, öncelik, yöntem farklı…
Ya da hedef belki aynı, usuller değişik.
İşte bu kolektif kafa karışıklığı, fikir dağınıklığı hedef belirsizliği ile birleşince… Toplumsal enerji, toprak hattı ile toprağa akıtılıveriyor.
***
Bunu söylemekle çok sesliliği, tartışma bereketini, fikri hareketliliği bir yana koyalım.
Tek tip düşünelim, papağan gibi aynı şeyleri konuşalım demiyorum elbette.
Fikirlerin çarpışmasından sonra yolumuz ortak hedeflerde buluşsun demek istiyorum.
***
Şöyle durup uzaktan bakıyorum da…
Erzurum’un kurtuluş marşını icra eden orkestranın üyeleri teker teker büyük musiki üstatları...
Kendi sazlarının virtüözleri…
Bunları A,B,C sivil toplum kuruluşu olarak hayal edin.
Üst yerel yöneticiler olarak farz edin.
Yazarlar, çizerler, kanaat önderleri olarak düşünün.
Hepsi yetenekli, dirayetli, şehrin sorunlarına, mesleki meselelerine vakıf kişiler.
Amma işte sanırım gelip o küçük meseleye takılıyoruz işte.
Ortak hedeflerde buluşamamak, ortak aklı teşekkül ettirmemek ve ortak gündem tayin edememek…
***
Bu ‘ortak gündem tayini’ meselesi üzerinde biraz yoğunlaşalım diyorum.
Ki çok önemlidir, temel bir unsurdur.
Müşterek toplumsal talebin üst katlara aktarılmasının besmelesidir bu.
Düşünün medya bir mühim şehir meselesine alabildiğine asılıyor. Manşetlerde önemli bir mesele… Ekranlarda aynı konu… Sivil örgütler bu meseleye abanıyor. Siyasiler aynı hedefe atış yapıyor.
Bir kentsel talep anında toplumsal talebe dönüşmez mi?
Bu haykırışı Ankara işitmez mi?
***
Erzurum kalkınma yolunda yürüyüşüne devam ediyor.
Güzel hizmetlere imza atılıyor, iyi şeyler yapılıyor.
Ama bunlar siyasilerin, idarecilerin, sivil kuruluşların saygıyı, takdiri hak eden bireysel, müstakil çabalarıyla oluyor.
Bir de işaret ettiğimiz noktaya gelinse, şehrin ortak gündemi ortak toplumsal taleplere dönüşse… Ortak akıl ortak eyleme evrilse… Gözler daha büyük hedeflere çevrilse…
Diyelim ki 3 ÜÇ maddeye indirilmiş BÜYÜK ortak HEDEFLER, MEGA PROJELER etrafında tüm kurum ve kuruluşlar arılar gibi çalışsa…
Görün az zamanda ne büyük işler olacak, ne büyük hamleler gerçekleşecek…
***
Ramazan’ın ilk iftarından sonra, Erzurum’dan uzak bir Ramazan geçirmenin hüznü ile şöyle bir dörtlük yazıp, sosyal medyada paylaştım.
Abdestimi alıp şadırvanında
Hatimler dinlesem Lalapaşa'da
Sonra varsa yolum Ulucami'ye
Teravih'i eda etsem orada...
Meğer nice hemşehrinin bam teline dokunmuşum, çok sayıda hasret dolu mesaj aldım. Ramazan şehri Erzurum’da bu nazlı misafiri ağırlayıp bayrama erişenlerin, uzak diyarlarda mübareği hoşça uğurlayanların, velhasıl bütün inananların bayramını kutluyorum. Daha nicelerine sağlık ve afiyet içinde erişmelerini diliyorum.
|