ESER MUAZZAMSA, TESİR MUHAKKAKTIR!
Havalimanı açılışı nedeniyle yolum Kastamonu’ya düştü.
Bu güzel şehri görmekte ne kadar geç kalmışım? Hayıflandım…
Bir bayram havası, bir şenlik ki sormayın.
Millet umudunu havalimanına bağlamış, bir de Anadolu’nun yüce dağına, Ilgaz’a…
***
Ilgaz; kış turizmi ile şehrin karnını doyuracak, öyle umuyorlar.
Dağın iki yanından tünel çalışması başlamış, şehir Çankırı’ya bağlanacak.
Bir de hayvancılıktan beklentileri var.
Ne kadar tanıdık umutlar, değil mi?
***
Yeşilin maviyle buluştuğu bu şehzadeler kenti tarih kokuyor.
Şehir tertipli ve tertemiz…
Yarım saatlik kısa bir turda bile özenle korunmuş tarihi evler gülümsedi bize.
Tarihi atalar yazar, torunlar ders alır.
Tarihi eserleri, atalar inşa eder; kadirşinas evlatlar korur.
Tarihe saygı; tarihi eseri yaşatma azmi, kolektif bilinç işidir. Zihniyet, anlayış meselesidir. Yöneticilerin entelektüel çapı ile doğrudan orantılı bir mevzu.
Kastamonu’da böyle bir bilincin yansımalarını sezdim.
Erzurum için aynı iyimser hükme varabilir miyiz? Zor!
Şehrin son elli yıllık yerel yönetim sürecini hatırlamaya çalıştım.
Yıllar içinde ranta kurban verilmiş güzelim tarihi konaklar, evler, geldi hayalime, içim cız etti.
Ayakta kaç tarihi evimiz, eserimiz var, söyler misiniz?
Şehri imar ediyorum sanıp, tarih katliamı yapanların saltanatlarının yerinde yeller esiyor bugün… Hoyratça yıktıkları eserlerin de…
İnşallah bundan sonrası için dikkatli olunur da mevcut eserlerimiz korunur, kollanır…
***
Biliyorsunuz, Bingöl ilimiz de Havalimanına kavuştu.
Kalkınma bakanı açılış töreninde konuşurken dedi ki :”Artık Havalimanımız da var; işadamlarının, girişimcilerin, zengin hemşehrilerin gelip bu şehre yatırım yapmasının önünde engel kalmadı…”
***
Bu konuşmaları dinlediğimde şöyle düşündüm:
Kalkınma yolundaki illerin başarının temel şartı olarak gördükleri birçok imkân…
“Olmazsa olmaz” dedikleri pek çok yatırım,
Kavuştuklarında bayram ettikleri, sevinçten havalara uçtukları altyapı imkanları,
Erzurum’da yıllardır mevcut.
Mesela havalimanı… Karayolu ulaşım imkânları… Bölgesel ticaret merkezi olma ayrıcalığı… Üniversite… Bölgeye hitap edecek kapasitede hastaneler… Yapımı devam eden, şehri fiilen denizyoluyla entegre edecek ovit tüneli…
Kastamonu’nun umut bağladığı Ilgaz’a… Kayseri’nin allayıp pulladığı Erciyes’e bakıyorum… Erzincan Ergan’a yatırım üstüne yatırım yapıyor, gıptayla seyrediyorum…
Ama bizim bir palandökenimiz, konaklımız var. Konaklıdan üç Erciyes, Beş Ergan, on Ilgaz çıkmaz mı?
***
İçinde dağın, bağın, ileri teknolojiyle donanmış hayvancılık ve gıda sanayiinin bulunduğu… Üretime dayalı bir kent ekonomisi için her şey hazır. Un, su ve diğer malzemeler. İş, aşçıların maharetine kalmış artık… Onlar da uğraşıp duruyorlar ellerinden geldiğince…
Yani bu helva er geç pişecek… Ya pişecek, ya pişecek!
***
Diğer şehirlerdeki açılışları izlerken şöyle bir tespitte bulundum:
Erzurum o kadar büyük ki, küçük hizmetleri, orta boy işleri yutuyor.
"Ben bu şehre hizmet ettim, büyük işler yaptım" diyebilmesi için yöneticilerin...
Büyük işlere, köklü dönüşümlere, parlak yatırımlara imza atmaları gerek.
“Beyanat kalkınmacılığı” nın kör kuyularında kaybolmamaları gerek.
Ne diyor naçiz Vahdet Nafiz;
"Eser muazzamsa tesir muhakkaktır..."
Büyük işlerin tanıtımı, propagandası bizzat kendisidir.
Büyük iş yap, yaslan halk hafızasına... O senin heykelini ta palandökenin zirvesine dikiverir...
|