BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞAN DADAŞLAR!
'Erzurum, Türkiye'nin yüzü suyudur. Yüz akıdır. Vatanına milletine bağlı, dürüst insan, yiğit insan, temiz insan, vakur insan, terbiyeli insan, edepli insan şehridir.'
Meğer binlerde dadaşa tercüman olmuşum, yoğun beğeni sağanağından anladım, bunu…Asıl mutlu eden beni, Erzurumlu olmayan yüzlerce okurdan 'Haklısın, az bile söylemişsin' mesajları almak oldu!
***
Erzurum'u kıymetli kılan asıl değerin 'şehrin entelektüel sermayesi' olduğuna inanıyorum.
O nedenle de şehrin insan kaynaklarıyla alakalı yukarıdakine benzer hükümler verirken, asla kuru bir şehir fanatizmi içinde değilim.
Bir gerçeğin altını çiziyorum sadece.
Bunu yaparken gözlemlerime dayanıyorum.
Şahit olduğum başarı öykülerine göre hüküm inşa ediyorum.
Hemen her alanda kendini yetiştirmiş, küresel ölçekte donanıma sahip nice değerli Erzurum evladının başarılarına birçok kez bizzat şahit oldum.
Birçok başarı destanını mutemet kişilerden işittim.
İnanın sadece benim tanıdıklarım arasından on hükümet, on beş meclis çıkar, icap etse.
Onlarca müsteşar, bir o kadar genel müdür olabilecek dadaş ismi hatırlıyorum bir çırpıda.
Tüccar desen öyle, iş adamı desen keza…
Teşbihte hata olmaz;
Bir küçük yumurta için mahalleyi velveleye verir tavuk; kocaman bir yavru doğurur aslan, gıkı çıkmaz.
'Yaptım, ettim, küçük dağları ben yarattım' velvelecilerine inat, bu has vatan evlatları, sesiz sedasız çalışıp duruyorlar.
Arılar misali, karıncalar gibi…
Erzurum insanı, hakiki ama 'sessiz sedasız' başarıların mimarıdır.
Öyle yaltaklanmaya, dalkavukluğa, kendi kendini methüsenaya tenezzül etmez.
Hâlık bilsin çabasındadır o, balıkla işi yoktur.
Dün gazetelerden okudum.
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Abdullah Kutlu, Kamu Görevlileri ve Çalışanları Derneği (Kamu-Der) tarafından Yılın Genel Müdürü ödülüne layık görülmüş.
Kutlu'nun daha önce de benzer ödüller aldığını hatırlıyorum.
Abdullah Beyi, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Erzurum Bölge Müdürlüğünden beri tanıyor, başarı çizgisini takip ediyorum.
Erzurum'da başarılı bir idarecilik yapıp, göz doldurmuştu.
Dürüstlüğü, çalışkanlığı ve ciddiyetiyle dikkat çekmişti.
Genel Müdürlük görevinden önce İzmir Bölge Müdürlüğü yaptı. Kurumun bu önemli bölgesini, toparladı, nizama soktu.
Başarısı onu önce Genel Müdür Yardımcılığına taşıdı.
Şimdi kurumunun direksiyonunda…
Daha büyük başarılara imza atacağından hiç kuşkum yok.
Allah yolunu izini açık etsin, üstün başarılarını sürekli kılsın.
***
Söyledik ya, Abdullah Bey gibi nice dadaşlar var, şehrin namını, şanını gurbet ellerde duyuran.
Bürokrasinin çeşitli kademelerinde destanlar yazan.
Sendika genel merkezlerinde dadaş ürüzgeri estiren.
Siyasette parmakla gösterilen.
Bulunduğu yerin ‘emin’ insanı olan.
Elif kalemli gazeteciler mi desem,
Vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışma nedir bilmeyen hekimler mi desem,
Sadece ilmiyle değil, ahlak ve irfanıyla etrafını aydınlatan akademisyenlerden mi söz etsbem...
Ne başınızı ağırdim;
Saymakla biter mi hiç...
***
Şair ne güzel söylemiş;
Adam var ki soyar çiğ yumurtayı
Adam var ki portakalı soyamaz
Çiğ yumurtayı portakaldan kolay soyabilecek liyakatteki 'laptoplu dadaş' ordusunu muhabbetle selamlıyorum!
|