KÜRT CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK!
Geçenlerde Diyarbakır'da ‘Kürt dilinin sorunlarını tartışmak’ amacıyla bir konferans düzenlendi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Kürdi-Der’in organize ettiği toplantıya bazı BDP Milletvekilleriyle, Suriye ve Irak’tan çok sayıda akademisyen ve dil bilimci katıldı.
Kürt Dil Konferansı “Ey Rakip” adlı Kürt marşının okunmasıyla başladı. Davetlilerin yüksek sesle eşlik ettikleri marş, şu dizelerle başlıyor;
Ey Düşman, dinle düşman, Kürt halkı hâlâ yaşıyor.
Top ateşinden ve felaketlerden hiç yılmayacak.
***
Bilimsel olduğu söylenen bu toplantı hangi ülkede yapıldı?
Türkiye’de…
Türkiye’nin bir büyük ilinde…
Kimler katıldı?
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Üyeleri…
Bilimsel unvan taşıyan hocalar, dil bilimciler…
Toplantının yapıldığı ülkenin bayrağı nerde?
Derman için arasan yok.
Toplantının yapıldığı ülkenin bir milli marşı yok mu?
Var…
Neden açılış onunla yapılmadı?
Çünkü toplantıyı düzenleyenler ‘Bayrağı ortak bayrak, milli marşı ortak marş’ saymıyorlar.
Bilimsel bir toplantıyı bile ‘kanlı kalkışmalarının aracı’ yapıyorlar.
Aslında ‘Kürt Dilinin’ sorunlarını tartışmak umurlarında değil.
Amaçları, kaba, hoyrat, yakışıksız bir tarzda…
Devlete meydan okuyarak, Milletin hissiyatını yok sayarak propaganda yapmak…
Kalkışma, ayrışma, bölünme arzularını her fırsat, zaman ve zeminde küstahça dile getirmek.
***
Türk ve Kürt halklarının…
Onların meydana getirdiği ülke ve milletin ortak gelecekleri kimsenin umurunda değil…
Millet’in, bölge halkının büyük çoğunluğunun barış ve huzur arzuladığı bir süreçte onlar…
’ Ey Düşman, dinle düşman’ diye başlıyorlar söze…
Terörist, ayrımcı, ayrıştırıcı, bölücü bir dil kullanmaktan çekinmiyorlar;
Milletvekili ve akademisyenlerle birlikte;
‘Top ateşinden ve felaketlerden hiç yılmayacağız’ diye ses sese verip haykırıyorlar…
“ Ülkenin birlik bütünlüğüne dağda, bağda, ovada kurşun sıkacağız… Asker, sivil demeden terörist saldırılarda bulunacağız.
Ülkenin güvenlik güçleri terörle mücadele ederken top atsın, gülle savursun, vız gelir…
Dağdaki, bağdaki, ovadaki teröristler…
‘Top ateşinden ve felaketlerden hiç yılmayacak.’ “ diye yeri göğü inletiyorlar…
Çünkü onlara göre;
‘Kürt gençliği aslan gibi şahlanıyor.
Sarsılmaz cesaretiyle, hayat tacını kanıyla kazanıyor.’
Çünkü onlara göre;
‘Kürdistan’dır daima inancımız ve yaşamımız.
Devrim çocuklarıyız kızıl renkle kutsandık.
Ey hıyanet korosu, tokmağı PKK’nın elinde olan isyan bandosu:
Ey düşman… Diye haykırdığınız kim?
Türkiye Cumhuriyeti mi? Bu hitap ona mı?
‘Korkmuyor musun ey düşman, kanlı geçmişimizden!
Kürt gençliği daima kurban vermeye hazır.’
Ölüme hazır, ölüme hazır, ölüme hazır
***
Ölüm ve kan kokan bu dilden...
Şiddet ve terörü kutsayan bu metottan…
Ortak bayrağı, ortak milli marşı yok sayıp, yerine alternatif ihdas eden bu tür uygulamalardan DTP çizgisi vazgeçmiyor.
‘Kürdistan’dır daima inancımız ve yaşamımız.
Devrim çocuklarıyız kızıl renkle kutsandık.’
Şeklinde ‘kızıl’ nutuklar atıyor; dinine, inancına, kitabına ve her şeye rağmen Türk kardeşlerine tarih, vatan ve inanç bağıyla kuvvetli şekilde bağlı bölge halkının önünde…
Ne yazık ki ne itiraz, ne tepki görüyor…
Çünkü bir elinde mikrofon, diğerinde KELEŞ…
Çünkü biliyor ki, Türkiye Cumhuriyeti’nde ihanet BELEŞ!
|