7 ŞUBAT 2011: YEREL İNSİYATİF SEFERBERLİĞİ
2011 Organizasyonunun renkli açılış törenleri gurur ve keyif vericiydi.
Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın Meclis Başkanı, FİSU Başkanı, Bakan ve Milletvekillerinin oluşturduğu tablo bana, müzik, dans, rengârenk havai fişek cümbüşünden daha parlak, daha anlamlı, daha gurur verici geldi.
Törenler, oyunlar, etkinlikler ne kadar muhteşem olursa olsun geçicidir; kalıcı olan bu tabloyu yaratan iradenin kendisidir.
Sayın Başbakan’ın, açılış konuşmasında şehir için yaptığı değerlendirmeler önemliydi ve gösterdiği “Olimpiyat hedefi”, Erzurum’a “yüksek düzey ilginin” 2011orgarizasyonu ile sınırlı kalmayacağını gösteriyordu.
Geçen zaman içinde, yerel kalkınmanın yerel imkânlarla kotarılabilecek bir iş olmadığını gördük.
Erzurum’un kalkınmasında kesinlikle kent dışı kaynağa ihtiyaç var ve özel girişimcinin temin edemeyeceği bu kaynağın yüksek siyasi iradenin tasarrufu çerçevesinde kamu eliyle sağlanması zaruridir.
“Yüksek siyasi iradenin tasarrufu çerçevesinde kamu eliyle temin edilecek“ kaynağa ilaveten, şehrin kendi dinamiklerini olabildiğince harekete geçirmesi de gerekir, şüphesiz.
Şehrin kendi dinamiklerini harekete geçirebilmesindeki kılavuz güç, hiç kuşkusuz “YEREL YÖNETİMLER”dir.
Bu üstün görevin başarılabilmesi için yerel müesseslerin kurumsal olarak yeterli olması, verilecek görevlerde görev verici mercileri hüsrana uğratmaması gerekir.
Şehrin seçimle gelen yerel yöneticileri…
Belediye Başkanları, İl Genel Meclisi Üyeler, Belediye Meclisi Üyeleri…
Atanmış yöneticileri…
Valiler, Kaymakamlar, Bölge ve İl Müdürleri…
Rutin görevlerini yerine getirme becerisi yanında, “büyük işlerin” altından kalkacak kabiliyet ve liyakate sahipseler “büyük hedeflere” yılmadan, bıkmadan, sarsılmadan yürüyebiliriz.
Aşağıdan yukarıya, yeterli ve uygulanabilir proje, yerel planlama metinleri düzenli şekilde sunulmuyor… Sivil toplum örgütleri önderliğinde yeterli toplumsal talep sağlanamıyorsa… Kalkınma kuşunun bir kanadı peşinen kırıktır.
Yukarıdan aşağıya, hizmet çeşitliliği ve kaynak bakımından ilgi ve irade eksikliği vuku bulmuşsa, diğer kanat da felçtir. Son yıllarda “Merkezi destek” konusunda parlak bir performanstan söz edebiliyoruz.
Bu tespitten sonra, tekrar başa dönelim…
2011’i gelip geçen parlak bir organizasyon olarak değil, bir YEREL KALKINMA MODELİ olarak benimsemeliyiz.
Hayvancılık, tarıma bağlı sanayi, küçük boy işletmeler, yerel markaların oluşması, TEKNOKENT önderliğinde yüksek teknolojiyle ilgili yatırımlara doğrudan Hükümet desteğinin sağlanması…
2011 mantığı ile sürekli üzerinde çalıştığımız sektörler olmalı..
Sayın Başbakan’ın özel ilgi ve himmetinin devamı sayesinde bu alanlara yüksek ödeneklerin aktarılması için seferberlik vaktidir.
Unutmayalım, “ güç, hak yaratır”. Önce kaleyi içten tahkim edelim, yerel yönetim bakımından yeterli ve kuvvetli olalım, birlik ve beraberliği sağlayıp büyük hedeflere yürüyelim.
Bunun için gerekli olan YÜKSEK VE YOĞUN YEREL İNSİYATİF SEFERBERLİĞİNİ yedi Şubat günü ilan edelim.
|