Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
ERZURUM'UN TİCARİ GELECEĞİ

Arkadaşlar “REDEVCO alışveriş merkezini dolaştın mı?” diye sordular. “Geçen yaz Palandöken çay bahçesinde tavşankanı çaylarımızı yudumlarken, tozunu dumanını az yutmadık… Bari bitmiş halini de görelim…” Deyip, dostların davetine icabet ettik.

Dışarıda müthiş bir soğuk vardı. Aceleyle alışveriş merkezine girmemize rağmen epeyce üşüdük. Ayazın kavurduğu çehremize tatlı bir sıcaklık vurdu. Daha birkaç mağaza vitrinine bakmıştık ki, ısındığımızı hissettik.

Hemen kanaatimi söyleyeyim. REDEVCO, Erzurum’a gerçekten yakışmış. Büyük kentlerdeki benzerleri gibi tüm önemli markaların mağazaları bir arada… Yiyecek katı da güzel düzenlenmiş.

Arkadaşların ifadesine göre, hafta sonları alışveriş merkezi dolup taşıyormuş. Özellikle yiyecek-içecek katında yer bulmak mümkün olmuyormuş. Birçok aile masa bulamadan geri dönüyormuş. Bu durum “İlk heves ve taze merakla” izah edilebilir mi? Yoksa bu ilgi devam edecek mi? Bunu zaman gösterecek.

Şehirde bu tür merkezlerden yararlanabilecek gelir düzeyine sahip bir kitle var: Yüksek memurlar, esnaf, misafirler, kayak merkezinden buraya inen konuklar… AVM; Üniversite hocaları, doktorlar, askeri erkân için en azından hafta sonunu geçirebilecekleri güzel bir ortam sunuyor.

Merak edip, “ Öğrencilerin ilgisi var mı diye sordum. Malum, sayısı elli bine varan üniversite öğrencisi, önemli bir müşteri kitlesi… Dostların ifadesine göre öğrencinin ayağı henüz alışmamış buraya…” Bursla, krediyle gezilip tozulacak, yenilip içilecek yer değil böyle yerler, ne yapsın yavrucaklar… Bizim fakir esnafa da cılız harcamalarıyla bu gençler kalmış…” dedim.

Katları dolaşırken de, çay kahve içerken de sohbetimiz bu minval üzere devam etti doğal olarak. Hepimizin kafası karışıktı doğrusu. Bir yandan böyle güzel bir yatırımı şehre yakıştırıyoruz, diğer taraftan bu güçlü küresel sermayenin küçük esnafı yiyip yutmasından endişe ediyoruz.

REDEVCO, Erzurum Alışveriş Merkezi için 75 milyon harcamış. 2 bin 200 kişiye istihdam sağlamış… Öyle görkemli bir alışveriş mabedi kondurmuş ki şehrin göbeğine…

Yıllardır zor şartlar altında ekmek kavgası veren bakkal, manav, lokantacı nasıl baş etsin milyon dolarlık yatırımlarla? Arkasında küresel sermaye bulunan markalarla… Takdirimiz endişeye, sevincimiz buruk bir hüzne dönüşüyor.

Ne yaparsak yapalım, böyle bir rekabetin galibi biz olamayız. Ortada fiili bir durum var. “ Aman şehre kimse yatırım yapmasın, global sermayenin burada ne işi var?” diyebilir miyiz? Desek de dinletebilir miyiz?

Öyleyse yapılacak iş, yerli sermaye dayanışmasını tez elden sağlamak.

Geçen gün Başbakan Erdoğan, 212 Power Outlet’in açılışında, “Bakkal dükkânı olayı bitti. Ne yapacaklar? Belki marketler, belki süpermarketler halinde bunu aşmanın gayreti içinde olacaklar…” Dedi.

Sanıyorum “ Genetik sermaye bölünmesi” illetiyle malul Erzurum’da bu sihirli formül tutmaz. Baba ölünce kardeşlerin ilk işi tezgâhı, dükkânı, mağazayı bölüşmek… Kimsenin aklına birlik olalım, dirlik olalım düsturu gelmiyor.

Öyleyse çareyi daha derinlerde aramalıyız. Beş yüz yıllık yöntemlerle baba mesleklerini sürdüren esnaf ve sanatkâra yeni ufuklar nasıl açabiliriz, onu planlamalıyız.

Bu çok zor bir iş, biliyorum. Ama zor başarılmalı, bir yandan büyük kuruluşların şehre yatırımı desteklenirken, diğer yandan bu alışveriş devlerinin küçük esnafı yutmasının önüne geçilmelidir.

Ama nasıl? Nasılını şehrin ekonomi kurmayları, meslek teşekkülleri ve bilim adamları araştırmalı, somut çareler koymalı ortaya… Özellikle de kalkınma ajansı bu konuyu özel olarak gündemine almalı.

REDEVCO, Carrefour, Migros gibi uluslar arası devler gelip Erzurum’da tezgâhlarını açtıklarında… Raflarına her türlü uluslararası ürünü koyacaklardır. Koyma diyebilir misiniz? Oraya akın akın yürüyen müşteriye “ Dur gitme, Erzurum malı kullan” diyebilir misiniz? Deseniz de dinletebilir misiniz?

Ekonomi hemşericilik falan tanımıyor. Kendi kurallarını acımasızca icra ediyor. Kırk derece soğukta, ana caddenin iki yanında müşteri bekleyen esnaf hemşerisini kaderiyle baş başa bırakan yüzlerce Erzurumlu, yüzüne sımsıcak bir havanın yaladığı REDEVCO’YA, Migrosa koşuyor.

Acı, ama gerçek maalesef bu! Ne yapacaksak bu gerçeği göz önünde bulundurarak yapmalıyız, ama geç kalmadan!