KÜLTÜREL GELİŞİMDE ODAK ŞEHİR OLMA ÜLKÜSÜ
Geçen gün okuduğum bir haber ruhumda mutluluk fırtınaları estirdi. Ama bu coşkulu sevince tatlı bir kıskançlığın eşlik ettiğini sizlerden gizleyecek değilim.
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Elazığ Valisi Muammer Muşmal, 1992'den bu yana yapılan Hazar Şiir Akşamları'nın 25–27 Ekim tarihleri arasında düzenleneceğini belirterek, bu yıl etkinliklere 4 bakanın yanı sıra Kırgızistan Kültür Bakanı Sultan Raev, çok sayıda şair ve gazetecinin konuk olarak katılacağını söylemiş.
Vali Muammer Muşmal, bu yılki etkinliğin dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov adına yapılacağını ifade etmiş ve Türk Dünyası Hizmet Ödülü'nün de Aytmatov'a verilmesini karalaştırıldıklarını sözlerine eklemiş.
Uluslararası boyutta kültürel etkinlikleri yüzünün akıyla başaran Elazığ ilimizin yerel yöneticilerini yürekten kutluyorum.
“Aman efendim, Elazığ yapıyor da biz niye beceremiyoruz?” şeklinde bir hayıflanmayla yerel yöneticilerimizi töhmet altında bırakıp, bugüne kadar yapılan güzel işleri bir çırpıda yok sayacak değilim.
Erzurum gibi kadim bir kültür şehrine yakışan faaliyetler varsa eğer; planlayanları, emek verenleri, icra edenleri yürekten kutluyorum. Ama şunu açıklıkla söyleyelim. Bizim gözümüzde Erzurum, Türk Dünyasının kültür merkezi olmaya aday bir şehir. Tarihi ve kültürel birikimiyle, coğrafi konumuyla bunu hak eden şehrimizin lider şahsiyetleri bu bilinçte olmak ve bu şuurla icraat yapmak zorundalar.
Gözlerinizi iki dakika kapayıp bir hayal edin. Erzurum’un önderlik edeceği kültürel coğrafyanın hudutlarını hatırlayın.
Ön Asya, Kafkasya, Orta Asya, Altaylar.
Ve Türk Milletlerinin vücuda getirdiği Bağımsız Devletler: Azerbaycan Cumhuriyeti, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan.
Ve bu müstakil Cumhuriyetlerden başka Rusya Federasyonu içinde yer alan Özerk Devletler: Tataristan, Başgırdistan, Çuvaş, Tuva, Buryat, Kalmık, Hakas, Balkar, Karaçay.
Bu geniş coğrafyada yaşayan Türk’lerin kültürel ve coğrafi açıdan kendilerine bir adım uzaklıktaki Erzurum’u ne ölçüde tanıdıklarını bilen var mı? Onların kültürlerini tanımak ve ortak kaynaktan beslenen kendi kültürümüzü onlara aktarmak konusunda bizim yeterli çabayı gösterdiğimizi söyleyebiliri miyiz? Bu konuda üniversite şehri olmanın avantajlarını yeterince kullanabiliyor muyuz?
Yirmi birinci asrın “Türk Asrı“ olması ideali bana hala heyecan veriyor. İslam coğrafyası ile sıkı ilişkilerin geliştirilmesi de “Türkiye’nin Küresel Güç” haline gelme vizyonunda mühim bir unsur olacaktır.
Türkiye’nin Avrasya coğrafyası ve Türk Topluluklarıyla geliştireceği kültürel politikaların merkez üssü Erzurum olabilir.
Türk Dünyasının kültürel ve ekonomik merkezi olmaya ehil ve aday olan Erzurum’un 21.Yüzyılın İpekyolu projesinde söz sahibi olabilmesi için ökelikle bir “kültür merkezi” , “kültürel odak şehir” haline getirilmesi gerekiyor.
Biliyorsunuz, Erzurum’un maddi kalkınması hakkında sizlere bıkkınlık verecek sıklıkla yazıp duruyoruz. Şehrin maddi kalkınmasına yönelik çabalar gereklidir, ama yeterli değildir. Kalkınma davamızı bir bütün olarak ele almalıyız. Bir yandan ekonomik ve toplumsal gelişmenin yollarını ararken, diğer yandan şehrin kimlik ve kişilik erozyonuna uğramaması için çaba gösterilmeliyiz.
Şehrin sağlam bir kültür politikası olmalı. Yerel hizmet planlamasında kültür’ ün yeri başköşe değilse eğer, kimliksiz ve kişiliksiz bir şehrin sosyal ekonomik gelişmesinden nasıl söz edebiliriz ki?
Kültürel hayatın canlılık kazanması, kültürel üretimin sayı ve muhteva itibarıyla kaliteli bir şekilde artırılması için ne yapılabilir, bu günden tezi yok incelenmeli ve çareler aranmalı diye düşünüyoruz.
Erzurum boyutunda köklü bir şehrin kültürel kalkınma davasını işporta işi çapsız projelerle yürütmek mümkün değil.
Öyleyse bugünden tezi yok, kültürel atılım politikalarımızı yeni bir anlayış ve ruhla gözden geçirmeliyiz.
En azından şehrin gelecek on yılının kültür politikalarını şimdiden planlamalıyız.
Erzurum bunu yapacak güçte bir şehir. Büyük bir üniversitemiz, orada görev yapan çok değerli akademik kadromuz var.
Türkiye çapında sanatçılara, seçkin entelektüellere, laptoplu dadaşlar ordusuna sahibiz.
Akıllı organizasyonlarla çok kısa bir sürede Erzurum’u küresel bir kültür merkezi haline getirebiliriz. Üniversite ve sivil kitle örgütlerinin işbirliği ile geleneksel olarak düzenlenecek uluslararası kültürel etkinlikler düzenleyebiliriz. Türk dünyasının önemli kültür şahsiyetlerini şehrimizde ağırlayabiliriz.
Gönlümüz bu şehirde düzenlenecek kültürel etkinliklerde “Aytmatov” çapında konuşmacılar dinlemeyi arzu ediyor. Türk ve İslam dünyasından kültür insanlarını konuk etmeyi düşlüyor. Yerel yöneticilerimiz bu çapta etkinlikler düzenlemek hususunda en az Elazığ’ınki kadar mahir değil mi sanıyorsunuz?
Bir yandan yarışmacı türkücülere kontur kampanyaları düzenleyelim, buna hiç itirazım yok; ama bir yandan da bu çapta işlere kafa yoralım!
|