NENEHATUN SAVUNMA VE İSTİKLAL MÜZESİ
Biliyorsunuz, Bakanlar kurulunun 2009/15016 sayılı kararıyla, tabyaları da içine alan geniş bir alan “Nene Hatun Tarihi Milli Parkı” olarak belirlendi. Hayırlı uğurlu olsun. Erzurum için gerçekten önemli bir hizmet. Emeği geçenlere teşekkür ve tebrik borcumuz var.
Sanırım şu ana kadar açılan milli parklar içinde “Erzurum Nene Hatun Tarihi Milli Parkı” çok özel bir statüye sahip olacak. Bakın, eserin ihtişamı daha adıyla kendini belli ediyor. Erzurum gibi mübarek bir şehri, Nenene Hatun gibi muhteşem bir kahramanı, Millilik gibi müstesna bir sıfatı kısacık bir cümlede toplamak, gördünüz mü ne hoş çağrışımlar yapıyor insan zihninde.
Milli park işi elbette tabelayı asıp kenara çekilmek değildir. Böyle güzel bir hizmeti ayrıntılı şekilde planlayıp, kısa sürede icra aşamasına getirenler şüphesiz bundan sonra da özenli davranacaklardır. Projenin içini dolduracaklardır.
İşte bu aşamada bizim de bazı önerilerimiz olacak. Umarız tekliflerimiz Valilik ve siyasi heyetçe Milli Parklar Genel Müdürlüğüne iletilir ve takip altına alınır.
Biliyoruz ki tarihi eserlerin en iyi korunma şekli, onların uygun amaçlar doğrultusunda kullanılmasıdır. Boş olarak bırakılan eserlerin zamanla harabeye dönüştüğünün çok örnekleri var.
Kanaatimce, tarihi kimliklerini göz ardı etmeden tabyalarımızı sonsuza dek yaşatmanın tek yolu var. Buraları “ SAVUNMA MÜZESİ “ haline getirmek.
Evet, bu mübarek yapılar, çok büyük fakrı zaruret içinde bunaldığımız bir tarihi süreçte bin bir meşakkatle inşa edildiler. İmparatorluğun en muhkem savunma mevzileri olarak nice kahramanlık destanını tarihe armağan ettiler.
Bu nedenle söz konusu eserlerin SAVUNMA MÜZESİ şeklinde tanzimi, hem tarihi misyonlarına, hem inşa felsefelerine, hem de mevcut konumlarına pek uygun düşer.
Eğer bu ana fikirde mutabıksak, ayrıntılara geçebiliriz.
İmparatorluk döneminde yıkılmaz, muhkem ve müstahkem bir savunma merkezi olan Erzurum, istiklal mücadelesinin de planlama merkezi oldu. Bu nedenle Erzurum’un hem vatan savunmasındaki tartışılmaz rolünü, hem de milli mücadeledeki malum öncü misyonunu aynı önemde vurgulamamız gerekiyor.
Öyleyse, milli park bünyesinde kuracağımız müzenin adını; “NENEHATUN SAVUNMA VE İSTİKLAL MÜZESİ” koyabiliriz.
Hükümetimiz, milli park kararıyla ispatladığı kadirşinaslığı bu kararla taçlandırmalıdır. Erzurum, diğer kahraman illerimize meclis kararlarıyla unvanlar verilirken unutulmuştu. Gerçi gerçek kahramanlığının ayrıca tebcil ve tasdike ihtiyacı yoktur. Erzurum’a bu amaçla verilecek unvan, malumu ilam olurdu ki, gerçekten olmasa da olur...
Ama bu müze işi olmazsa olmazlardandır.
“NENEHATUN SAVUNMA VE İSTİKLAL MÜZESİ”, milli park bünyesinde kurulur kurulmaz birkaç ana bölüm süratle inşa edilmelidir.
Belirttiğimiz gibi ilk bölüm SAVUNMA MÜZESİ başlığını taşıyacak ve kendi arasında iki ana bölüme ayrılacak: Birinci bölümde Osmanlı-Rus savaşlarındaki savunma destanlarımıza ilişkin belgeler sergilenecek. İkinci bölümde ise, ERMENİ MEZALİMİNE ait tüm bilgi, belge ve kalıntılara yer verilecek. Daha önce “ ERMENİ MEZALİMİ MÜZESİ” olarak müstakil müze şeklinde önerdiğimiz müzenin bu bünyede mütalaası mümkündür.
İkinci ana bölümü “ İSTİKLAL MÜZESİ” olarak düşüneceğiz. Bu bölümde kongre öncesi, kongre aşaması ve bütünüyle İstiklal Mücadelesine ilişkin bilgi, belge ve eserler teşhir edilecek. Müzede, SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİ için ayrı bir bölüm tanzimi çok uygun olacaktır.
Savunma müzesi için Rusya Savunma müzesi, İstiklal müzesi için Washington'daki Amerikan Tarihi Müzesi örnek alınabilir. Ermeni mezalimi müzesi için dünyada sayısız örnek bulunuyor.
Sözün burasında sevgili hemşehrimiz, değerli bürokrat Abdullah Acar’ın kulaklarını çınlatıyorum, hala yurt dışındaysa kendisine palandöken esintileri gönderiyorum. Şehrimize bir istiklal savaşı müzesi kurulmasına ilişkin hayallerini benimle e-posta yoluyla birkaç sene önce paylaşmıştı.
NENEHATUN SAVUNMA VE İSTİKLAL MÜZESİ’NİN tüm görsel ve dijital imkânlarla mükemmelen donatılmış bir müze şeklinde inşasını hayal ediyorum. Erzurum’un muhtelif şanlı savunmaları heykel, yüksek kabartama rölyef, büst, portre, harita, kroki ve bilgi panolarıyla anlatılmalıdır.
Ermeni mezalimine ilişkin tüm bilgi ve belgeler kısa filmler halinde çekilmeli ve bunlar sürekli olarak gösterimde tutulmalı. Bunun için müzenin uygun yerlerine dev LCD ekranlar kurulmalı. Milyonlarca cd yapılıp gelenlere armağan edilmeli.
Bu müze aynı zamanda MÜZEKÜTÜPHANE işlevine sahip olmalı. Tüm belge ve bilgiler kitap, dergi, broşür ve cd şeklinde çoğaltılıp hem teşhir edilmeli hem dağıtılmalı.
Bu müze sayesinde Erzurum “ERMENİ TEZLERİNİ ÇÜRÜTME” misyonunu yüklenip, bu alanda uluslar arası merkez haline gelebilir. Üniversitemizin bu bilimsel altyapıyı hazırlaması mümkündür. Rektörlük şimdiden atağa geçip, tüm üniversite, enstitü ve strateji merkezleri arasında KOORDİNATÖRLÜK misyonunu üstlenmelidir.
NENEHATUN SAVUNMA VE İSTİKLAL MÜZESİ’NİN öncelikle süratle kurulup, sonra ülke ve dünya çapında bir müze haline gelmesinden sonra… Buranın adeta ziyaretçi rekorları kırması için;
· Her yıl, bölge ve tüm ülke ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine düzenli gezi programları düzenlenmesi konusunda… Milli Eğitim Müdürlüğüne görev verilecek.
· Müzeye, bölgedeki askeri biriliklerin düzenli geziler düzenlemesi... Belli dönemlerde Harp Okulu ve Akademi öğrencilerine burada dersler verilmesi için Kolordu Komutanlığından yardım alınacak…
· Park bünyesinde, özellikle müze ağırlıklı organizasyonlar ülke çapındaki üniversitelerin iştiraki, Rektörlükçe sağlanacak… Yılda birkaç kere her üniversitenin en az bir inkılâp tarihi dersini müzemizde vermesini sağlamanın yolları da Rektörlüğümüzce aranacak.
· Ticaret Odamız şehre gelen konuklar için müzemize ziyaret turları düzenleyecek, turizm müdürlüğümüz turistik otellerimizde konaklayan misafirleri buraya yönlendirecek.
· Gazeteciler cemiyeti, şehre gelen gazetecileri müzeye yönlendirmekle kalmayacak, her yıl mesela kongrenin yıldönümünde yaygın basına yönelik gezi turları tertip edecek.
Velhasıl, bu hususta Erzurumlu topyekûn bir seferberliğin tabii gönüllüsü olacak…
Bilmem söylememe gerek var mı? Söz konusu müzenin 2011 gösterilerine yetiştirilmesi, on binlerce ziyaretçinin yolunun müzeden bir şekilde geçmesi… Burada kendilerine tarihi gerçekleri içeren birer broşür, CD takdim edilmesi… İngilizce kısa filmler izlettirilmesi…
Ne muhteşem bir faaliyet olur! “ Yok yahu, bu kadarı da olmaz” demeyin… Olur, olur!
|