“ADAYLAR ERZURUM’U KONUŞUYOR” PANELİ
Kamuoyu uzun süre partilerin kimleri aday göstereceğini merak etti. Adaylar ilan edildikten sonra siyasi hareketliliğin artması beklenirdi. Yerel basından izlediğimiz kadarıyla öyle olmamış.
Değerli dostum Mehmet ŞENER Bey, geçen günkü yazısında şöyle diyor:
“Şehrin geleceğini biçimlendirecek olan bir seçime ilgisiz kalamayız.
En azından soru sormalıyız... Partilerde neler oluyor?
-Hangi parti kimi aday gösterdi?
-Adaylar bu şehre dair ne düşünüyor?
Vatandaş bu soruları sormadığı içindir ki, partilerde yaprak kıpırdamıyor, sokakta seçim rüzgârı esmiyor.”
Sokakta seçim rüzgârının esmemesi kötü… Partilerde yaprak kımıldamaması üzücü… Adayların şehre dair neler düşündüğünden haberdar olamamak düşündürücü…
Halk, gelecekteki yaşam kalitesini doğrudan ilgilendirecek bir seçime neden ilgi duymuyor?
Mehmet Şener Beyin şu analizi bu soruya cevap teşkil ediyor:
“ Başından beri Erzurum'da seçimin AK Parti ile MHP arasında geçeceği biliniyor.
Muhtemelen 29 Mart'ta da öyle olacak.
Ancak ne AK Parti ne de MHP bir yarış görüntüsü vermiyor.
Biri peşinen kazanmış havasında, öteki de peşinen mağlup olmuş psikolojisinde…”
Siyasi partiler, tabanlarını da harekete geçirecek bir yarış içinde değillerse… Seçim yarışının aralarında geçeceği şimdiden belli olan partilerden birisi kaybedebileceği endişesini taşımıyorsa, diğeri de peşinen mağlubiyet psikolojisindeyse… Elbette bu halka da yansıyor ve “Seçim sessizliği” şehre hâkim oluyor…
Kazanmayı garanti görmeleri, ya da kaybetmeyi göze almaları siyasi partileri ciddi seçim kampanyaları yapma sorumluluğundan kurtarmaz. Çünkü seçim ciddi iştir. Halkın karşısına ciddi adaylarla çıkmak, siyasi karar vericileri vebalden kurtarmaya yetmez… Adayların ciddi projeler hazırlaması ve bunları birinci sınıf kampanyalarla halka duyurması da parti yönetimlerinin asli görevidir.
Seçim sürecinde yerel parti yönetimlerine büyük sorumluluk düştüğünü belirtmemizi gerek var mı?
Yerel seçimlerde seçim gemisinin kaptanı il başkanıdır. Başkanlarımızın seçim çalışmalarının sevk ve idaresinde yeterli mahareti göstereceklerine inanıyoruz.
Partiler ve adaylarca sergilenecek üstün performans, seçim zemininin bereketli hale gelmesi için zaruridir, ama yeterli değildir.
Adayların kendilerini ifade edebilecekleri muhtelif zeminler hazırlamak hususunda hepimize görev düşüyor.
Yerel medya, tüm seçimlerde adayların siyasi faaliyetlerini haber olarak değerlendirmek konusunda gerekli titizliği göstermiştir. Bundan böyle de, haber vermek sorumluluğu ile “Özel tanıtım kampanyaları yapmak” arasındaki hassas çizginin farkında olarak üzerine düşeni elbette yapacaktır.
“Adaylar bu şehre dair ne düşünüyor?” sorusunun cevabını doğrusu ben de çok merak ediyorum.
Tüm adaylarımızın kendilerine özgü çok değerli fikir ve projelerinin olduğundan şüphem yok. Kim dağarcığı bomboş vaziyette böyle önemli bir yolculuğa çıkar ki… Ama kayda değer hizmet projelerinin olması yeterli değil… Onların halkla paylaşılması lazım…
Her aday, önemli kent sorunları hakkında neler düşündüğünü, ne gibi projeler geliştirdiğini, projeleri hangi yöntem ve kaynakla hayata geçireceğini ayrıntılı olarak halkla paylaşmalıdır…
Seçim çalışması dendi mi zabıta teftişi kıvamında esnaf ziyaretleri, sıkıcı ve gündemsiz ev toplantıları hatıra geliyor. Bir iki röportaj, birkaç televizyon söyleşisi ile zevahiri kurtarmayı “Seçim kampanyası” sanıyoruz. Ve ciddi şekilde yanılıyoruz.
Bunlar da olacak elbette… Adaylar, seçmenle yüz yüze iletişimden asla ve kata vazgeçmemeli… Medyayı iyi kullanmalı… İnternet ve SMS imkânlarına sırt çevirmemeli… Ama bence asıl önemli faaliyet, tüm bunları da içine alan “Entelektüel üretim ve bu üretimi seçkinler ve halkla paylaşma stratejileridir...”
Adaylara “İfade-i meram” yeteneklerini sergileme fırsatı vermeliyiz. Tabii ifade edilecek meramları varsa… Ki Ben olduğuna tüm kalbimle inanıyorum.
Şimdi sizlere tüm adaylarımızın beyin fırtınası estirecekleri, şehirle ilgili niyet, bilgi, plan, proje ve stratejilerini anlatacakları bir etkinlik önermek istiyorum…
Bunun için de öncelikle Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyetimize, sonra da il başkanları ve adaylarımıza bir çağrıda bulunacağım.
Önümüzdeki 15 gün içerisinde “ADAYLAR ERZURUM’U KONUŞUYOR” adlı bir panel düzenleyelim. Panelin koordinatörü DAGC olsun.
Panel iki ana bölümden oluşsun ve iki gün sürsün.
İlk günkü toplantıda iddialı 3 büyük partimizin Büyükşehir Belediye Başkanı adaylarına söz hakkı verilsin.
Toplantı salonunu, her türlü sunum, yazılı ve görsel tanıtım malzemelerinin kullanılmasına elverişli olarak hazırlansın.
Her Başkan Adayına eşit süre verilsin. Panel yöneticisi müşavere ile belirlensin. Dinleyiciler arasında yerel bürokrasi, bilim adamları, kanaat önderleri, medya mensupları, sivil toplum örgütleri, partilerin il yöneticileri ve mutlaka mahalle muhtarları bulunsun.
Öğleden sonra, dinleyicilere de adaylara soru sorma imkânı tanınsın. Mümkünse toplantının tamamı görüntü olarak yerel TV’LERDE, dizi yazı olarak yerel medyada yayınlansın. İmkân bulunursa yerel TV ve radyolar etkinliği canlı olarak da yayınlayabilirler.
İkinci gün aynı formatta MERKEZ İLÇE adaylarına kendilerini ifade imkânı tanınsın.
Şehrin aydınları ve en önemlisi de halkımız, kimin şehir hakkında söyleyecek sözü var, kim bilgi ve entelektüel birikim bakımdan kendisini yönetmeye ehil ve yeterli, yakinen görmüş olsun böylece…
Hiç değilse iki gün, dolu dolu şehrimizi konuşalım… Adaylarımıza seçkin bir heyet huzurunda kendilerini ifade imkânı verelim.
Seçimi “Nutuktan ibaret bir süreç” sayanlarla söyleyecek sözümüz yok… Seçimi, yani şehri ve halkı ciddiye alanları bu fikir etrafında toplanmaya ve bu etkinliğe destek olmaya davet ediyorum.
|