Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
ADAYLARDAN “MAL BEYANI” İSTEYELİM Mİ?

Yolsuzluk sorununa dünya giderek daha dikkatli yaklaşıyor. Artık yerel yolsuzluk olayları bile "küresel denetimin" kapsama alanı içinde. Dünya Bankası, IMF, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, AGİT, OECD gibi önemli kuruluşlar yolsuzlukla mücadele için ülkeler bazında stratejiler geliştirmeye çalışıyorlar.

Avrupa Birliğine uyum sürecinde yolsuzluk suçlarında uluslar arası işbirliğinin yoğunlaştırılması rüşvet, yolsuzluk ve karapara aklamayla etkin mücadele için denetimin artırılması, kolluk kuvvetlerinin güçlendirilmesi gibi birçok hususta tavsiye kararları veriliyor.

Türkiye yüzde doksan dokuzu Müslüman bir ülke. Dürüstlüğü, vicdanı, Allah korkusunu hiç dilinden düşürmeyen Türk toplumu, ne yazık ki yolsuzluk sıralamasında ön saflarda yer alıyor. Bilimde, sanatta, milli gelirde dünya sırlamasında en sonlardayız, yolsuzluk becerisi bakımından ilk onun içindeyiz!

Ne kadar üzülsek, ne kadar dövünsek, ne kadar ah vah etsek yeridir.

Evet, “Şaibeli, kara, kirli, necis servetlerin” edinme yolu ne yazık ki yolsuzluktan geçiyor. Ne yazık ki bazı zayıf karakterli insanlar siyasi nüfuz sahibi olduklarında, bürokratik yetkiyle donatıldıklarında “başları dönüveriyor”…

“Bazı zayıf karakterli insanlar” dedim... Bu cümlenin altını çizelim. Çünkü yürekten inanıyorum ki, her şeye rağmen bizim siyasi ve bürokratik kademelerimizin yüzde doksanı “ahlaklı, inançlı ve sağlam karakterli” kişilerdir.

Ahlak, fazilet ve inanç gibi yüksek insanlık değerlerini üç kuruşluk dünya malına satanların oranı yüzde onu geçmiyor, ama bu yüzde onluk simsar kesimi ne yazık ki tüm toplumun kimyasını bozmaya yetiyor.

Toplumu yolsuzluk sağanağından korumanın en etkili şemsiyesi elbette toplumun yüksek değerlerle donatılmasıdır. İnanç ve ahlak dokusunun dejenerasyondan korunmasıdır.

Ama tedbir bundan ibaret değil.

Sistemin yolsuzluk illetine karşı korunaklı hale getirilmesi, çağdaş yaptırımların tespiti ve uygulaması gerek. Özellikle siyasete yeni girenlerin ve yetki kullanma pozisyonundaki kamu görevlilerinin “Hangi işlerden elini eteğini çekmesi gerektiği” sağlam esaslara bağlanmalı.

Siyasi şahsiyetlerin ve kamu memurlarının “aldığı bir karardan dolayı şahsen bir kazanç elde etme ihtimalinin” tüm yolları kapatılmalıdır.

Batı ülkelerinde bu konuda katı kurallar ve uygulamalar var. O ülkelerde kamu görevlisinin ailesi ve yakın çevresi de bu kural ve uygulamalara tabidir.

Hak ve hukukun egemen olduğu ülkelerde siyasi bir şahsiyetin, ya da kamu görevlisinin eşi, kardeşi, yakın akrabaları hiçbir şekilde, o kamu görevlisinin yahut siyasi şahsiyetin tasarruflarından menfaat sağlayamazlar. Buna kalkışanlar ağır yaptırımlara muhatap olurlar. En hafifi bizde olmayan bir şeydir: İstifa.

Yaklaşan yerel seçimlerle ilgili bir öneride bulunmak istiyorum. Bu genel girişin nedeni oydu.

Benim için bir yerel yöneticinin ilk, en önemli ve ayırıcı özelliği dürüstlüktür. “Bu herkeste olması gereken bir özellik, yerel yönetici için yetmez bu, başka vasıflar ön planda olmalı” Diyebilirsiniz. Haklısınız. Liyakat, liderlik kabiliyeti, vizyon çok önemli. Ama o saydıklarımız bir sayıyı milyon, milyar eden sıfırlar niteliğindedir. Eğer başına biri, yani dürüstlüğü koymazsak elimizde sıfırdan başka değer kalmaz.

En güzeli, kamu yöneticisi hem dürüst, hem yetenekli, hem cesur, hem vizyon sahibi olması elbette…

Yakın tarihte Erzurum’a hizmet etmiş yerel yöneticilerin hizmet performansları ayrı bir değerlendirme konusu. Başkanların büyük çoğunluğu dürüstlük sınavını başarıyla verdiler; siyaset gücünü ve kamu erkini titizlikle kullandılar.
Yolsuzluk dün çoktu, bugün azaldı... Dün azdı bugün çoğaldı diyerek olayı siyaset malzemesi yapmayalım.

Hepimiz biliyoruz ki bu illet, bir dönemin, bir siyasi anlayışın eseri olmaktan çıktı "Milli bir felaket " halini aldı...

Öyleyse çözüm de siyaset üstüdür ama siyasi kararlılık gerektirir.

Somut kontrol mekanizmalarını devreye sokmayı gerektirir.

Partilerin Büyükşehir adayları kimler olacak? İlçelere kimler uygun görülecek şu anda bilmiyorum, bir tahminim de yok. Ama adayların en az kendim kadar dürüst, temiz ve pak şahsiyetlerden oluşacağına yürekten inanıyorum.

Önerim, yolsuzluklar konusunda KENTSEL BİLİNÇ OLUŞUMU sağlamaya yöneliktir. KAMU FARKINDALIĞI yaratmayı amaçlayan bir girişimdir. Lütfen müstakbel adaylara kuşkucu bir yaklaşım olarak değerlendirilmesin.

Gelelim öneriye.

Büyükşehir Başkan adayları ve İlçe adayları seçimden önce mal varlıklarını açıklasınlar.

Bu açıklamayı kamuoyu önünde alenen yapmalarına gerek yok. Kendilerinin, eşlerinin, kardeşlerinin taşınır ve taşınmaz servetlerini bir kâğıda yazıp, zarfa koysunlar. Bu zarflar, kararlaştırılacak “Emin bir makama”, mesela bir notere teslim edilsin.

Zarflar, bir sonraki seçimden bir ay önce basın huzurunda açılıp ilan edilsin. Ayrıca, hizmet dönemindeki mal varlığı değişikleri de aynı toplantıda açıklansın. Bu işlem bundan sonraki seçimlerde de tekrarlansın, geleneksel hale gelsin.
Elbette makul artışları kamuoyu anlayışla karşılayacaktır. Zaten belediye başkanlığı gibi şerefli bir göreve layık görülen bir Erzurum evladının kamuoyuna izahta zorlanacağı bir durumun olmayacağına peşinen inanıyorum.

Diyeceksiniz ki, zaten mal bildirimi yasa gereği yapılıyor. Biliyorum. Aradığım o değil.

Önemli bilgileri kamuyla paylaşırsak, kamuoyunu birinci muhatap ve otorite sayarsak… Hizmete yönelik her iş ve eylemi halkın önünde yaparsak… Kamu denetimini önemsersek. Kamuoyu olup bitenlerin farkına varmış olacak, kamu bilinci gelişecek…

İşte bu şekilde… “Kamu bilinci oluşturarak”, “ Kamu farkındalığını sağlayarak” yolsuzlukların gırtlağına çöker, soluğunu keseriz.

Tüm parti il başkanları ve açıklandıktan sonra da adaylardan önerim hakkında cevap bekleyeceğim.