SAYIN BAŞBAKAN’A 2011 NOTLARI
Zaman zaman şehir meselelerini tartıştığımız bir dost grubuyla, Cumartesi günü Ankara Enerji Otelinde buluştuk. Sohbet daha ziyade Sayın Başbakan’ın Erzurum’u ziyaretleri üzerine yoğunlaştı.
Hayvancılık, kırsal kalkınma, gıda üretiminin sanayileşmesi konularını ele aldığım geçen haftaki yazımı ve Sayın Mehmet ŞENER’İN o yazıyı destekler mahiyetteki makalesini hatırlatan dostlarımız, “ 2011 hususunda bazı bilgi notlarının da Sayın Başbakan’a iletilmesi gerekmez mi?” diye sordular.
“Elbette gerekir” dedim ve ekledim: “Bu konuda bir şeyler yazmayı planlıyordum. Meseleyi açmanız iyi oldu. Söyleyin bakalım, Sayın Başbakan’dan 2011’le ilgili olarak neler talep edilebilir? Yapılanlara ilaveten neler istenebilir?”
Arkadaşlar bu konuda dikkate değer fikirler ürettiler. Tartışmada aldığım notları sizlerle paylaşacağım ve ortaya çıkan önerilerin Sayın Başbakan’a, Sayın Sağlık Bakanına ve Milletvekillerine mutlaka iletilmesini; AKP İl örgütü, Vali ve Büyükşehir Başkanından istirham edeceğim.
2011’E YENİ BİR BAKIŞ AÇISI
• 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları’nın Erzurum’a verilmesinde Sayın Başbakan’ın büyük rolü oldu. Sayın Başbakan’ın, bundan sonraki süreçte de meseleye sahip çıkması sağlanmalı. Öncelikle, hazırlık aşamasında çıkması doğal sorunlar, zamanında ve cesaretle Başbakan’a iletilebilmeli…
• 2011’e bir kere olup bitecek bir organizasyon mantığı ile yaklaşılmamalı; kış oyunları sürekli ve sürdürülebilir uzun soluklu bir kış turizmi politikasının başlangıcı sayılmalı. Bunun için, mevcut tesislerin sonraki yıllarda yapılması muhtemel daha büyük organizasyonlara (örneğin olimpiyatlara) uygun şekilde inşa edilmesi sağlanmalı.
• FİSU’YA taahhüdümüz gereği olimpiyat köyü yapacağız. Bu kapsamda, daha sonra öğrencilerin de yararlanmasına uygun yurtlar inşa edilecek… Bu yıl içerisinde ihale edileceği bildirilen bu yapıları, klasik yurt binaları şeklinde değil de, olimpiyat halkaları şeklinde planlamalıyız. Beş olimpiyat halkasını sembolize eden beş büyük blok yapılır. Beş binanın ortası boşluk olur ve binaların üstü camla örtülür. Böylece ortadaki alanlar; kütüphane, yemekhane, spor merkezi, hobi alanları olarak kullanılabilir.
(Yazının gazete nüshasındaki şeklinde, bu lömüde olimpiyat logosunun footğrafı yera lıyor)
Beş bloğun her biri olimpiyat renkleriyle boyanır. Her blok bir olimpiyat rengini ifade eder. Gece bu binaların çatıları teknolojik imkanlarla ışıklandırılır. Şehir bir renk cümbüşüne döner. Her bloğun tepesinde ayrı renkte yanıp sönecek olan beş yıldız, FİSU’nun beş yıldızını sembolize edecek. O yıldızlarla dönüşümlü olarak, bayrağımızın ay yıldızı kırmızı zemin üzerinde yanıp sönecek.
Şimdi bu ana bakış açısıyla aşağıdaki olimpiyat halkalarını inceleyelim. Onları harika bir mimariyle inşa edilmiş bloklar olarak hayal edelim. Bina boyları mimari bir orantıyla ayarlanırsa, sadece kuşbakışıyla değil, karşıdan bakışla da olimpiyat sembolü zihinlerde canlanır…
Bir adım daha ileri gidelim. Her biri bir kıtayı temsil eden beş ayrı renkteki beş olimpiyat halkasını bina olarak inşa ettik.Sıra ad koymaya geldi… Erzurum Kent Konseyi’nin ya da Büyükşehir Belediye Meclisinin tespit edeceği Erzurumlu şahsiyetlerin adları binalara verilecek. (Mesela, Nefi, İbrahim Hakkı, Emrah, Muhammet Lütfi vb.)
Böylece küresel bir organizasyona milli, kültürel bir damga vurulmuş olacak…Küresel bir faaliyete yerel bir lezzet katılacak…
• Palandöken Belediyesi, bu mantık çerçevesinde inşa edeceği tak yahut görsel bir yapıyı ilçe girişinde inşa edebilir.
• “2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları” adı üstünde “ÜNİVERSİTE” gençliğinin yarışacağı bir organizasyon. Bu nedenle TBMM gündeminde bekleyen Vakıf Üniversiteleri yasası bir an önce çımarılmalı ve Erzrum’un Üniversiteler kenti olmasının yolu fiilen açılmalı. Bu husus Sayın Başbakan’a bu gezi vesilesiyle mutlaka hatırlatılmalı…
• Çin olimpiyatlarında böyle bir uygulama yapılmıştı. 2011 oyunlarının başlama ya da bitiş tarihi , 11 02 2011 saat 20 11 olmalıdır. Bu tarih ayarlaması , FİSU ile görüşülerek sağlanabilir.
• Oyunlar için ihaleye çıkarılmış olan buz pateni sarayı en az 5000 kişilik olmalı. İdeal olan 8000 kişilik salondur. Sayın Başbakanla görüşülüp, gelecekteki uluslararası oyunlar ve muhtemel olimpiyat organizasyonu için bu büyüklüğün şart olduğu anlatılmalı.
• Cemal Gürsel Statyumunun tamiratla geçiştirilmeyip, Sivas ve Trabzon örnekleri de hatırlatılarak mutlaka yeniden yapılması hususu Başbakan’a arz edilmeli…
• Oyunların tanıtımı ve organizasyonu için şimdiden, uluslarası tecrübesi olan özel firmalar tutulmalı, sponsorlar aracılığı ile halkı bilgilendirmeye yönelik toplantı, sergi ve benzer etkinlikler düzenlenmeli… Çeşitli bilim ve siyaset adamları, sanatçılar (Mesela M. Ali Erbil, İbrahim Tatlıses, İbrahim Erkal) ve spor (Fatih Terim, Erman Toroğlu, Rıdvan Dilmen) dünyasından birçok isim şehre davet edilmeli ki, halk bu organizasyonun önemini kavrayabilsin. Ama bu etkinlikler lütfen Palandökende beş yıldızlı bir otelde yapılmasın. Şehir merkezinde kurulacak bir 2011 çadırında (2 ayda bir kez yapılamalı) halkla iç içe yapılsın ki halk işin önemine, ciddiyetine ve tadına varabilsin.
• 2011 diğer SEKTÖRLERİ de olumlu etkileyecek olan SEKTÖREL bir faaliyettir. Dolayısıyla bu önemli organizasyonu şehrin ekonomik miladı olarak kabul etmek yanlıştır. Böyle bir rehavete kapılıp diğer ana kalkınma eksenlerini ihmal etmemeli, ama yatırımlar zincirinde de zayıf halka bırakmamalıyız.
• Ziyretçilere öncelikle tarihi mekânlarımızı en görkemli bir şekilde takdim edebilmeliyiz. Çifteminareleri, Ulucamiyi, Yakutiye’yi, Kümbetleri, Camileri, Tabyaları… Bu eşsiz tarih ve kültür hazinelerini mutlaka gezilir, görülür hale getirmemiz lazım… Onları tanıtacak elemanları tarihi bilgi, kültürel yeterlik ve yabancı dil yeteneği bakımından şimdiden hazırlamak gerekiyor.
• 2011’e kadar kentsel dönüşümü tamamlayıp, kadim şehri orijinaline yakın bir hale getirmeliyiz.
• Şu ana kadar turiste tespih satmak gibi bir garabeti ısrarla sürdürdük. İsteyene hatıra olarak onu da vermekte sakınca yok. Ama gelen her turist, yakınlarına kaliteli ve şehri temsil eden hediyelik eşya götürmek ister. Bir yarışmayla şehri anlatma özelliğine sahip hediyelik eşyayı tespit edip, onu yerel ustalara ürettirmemiz lazım. Bu, çifte minare ve palandökenin sentezinden oluşan bir heykelcik, anahtarlık yahut içinde Oltu taşı süslemeler bulunan muhtelif hediyelikler olabilir.
• Evet, Palandöken dağımızda, karımız da, kayağımız da kuşkusuz bulunmaz birer hazine… Ama asıl büyük hazine şehirde… Erzurum kültürel birikimi ve tarihi eserleriyle Avrupa gençlerini büyüleyecek bir birikime sahip…400 milyon YTL harcamayla yapılacak tesislerin arkasına… Paha biçilmez tarihi değerlerimizi koyabilirsek… 2011 gerçek kıymetini bulur ve Avrupalı gençler eşsiz doğayla muhteşem bir kültürü sentezlemenin doyumsuz hazzını yaşarlar…
Tartışmamızın sonuna doğru sohbet arkadaşlarımızdan biri “ Biliyor musunuz, Şu anda Erzurum’u düşünüyorum gözlerim kapalı. Neler görüp, hissettiğimi söylememi ister misiniz?” dedi ve paylaştı bizimle hislerini, biz de sizinle paylaşıp, uzun yazımıza noktayı koyalım artık.
• Kiremitlik tepede 5 atlama kulesi bütün ihtişamı ile şehre göz kırpıyor…
• Hemen karşısında, olimpiyat halkaları şeklinde inşa edilen binalar rengârenk meşaleler gibi parlamakta… Işıklar yanıp sönmekte…
• Hizmete girmiş bulunan Teknokent’imizden etrafa buram buram bilim ve teknoloji kokuları yayılmakta…
• Hemen yanı başında sağlık bizim işimiz dedirten görkemli sağlık kentinin ihtişamı gözlerimizi kamaştırmakta…
• Biraz ötede Bilkent’teki konser salonundan harikulade nağmeler yükselmekte…
• Yıkılarak yeniden inşa edilen ve şehrin her yerinden görülebilen Cemal Gürsel Stadı, sporseverlere göz kırpmada…
• TEKNOKENTLE Olimpiyat binaları arasında, Osmanlı ve Selçuk mimarisi ile yapılmış bir Kongre, Sergi ve Kültür Sarayı… Sarayda Uluslararası bir kongreye gelmiş yerli ve yabancı konukların neşeli görüntüleri…
Sakın bana hayalperest demeyin… Gözlerinizi kapayın ve siz de hayal edin; Eğer hayal ettiklerinizi hissedebiliyorsanız; NE MUTLU ERZURUMA ve TÜRKİYEYE.
|