Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
GÖRELİM MEVLA NEYLER, BAŞBAKAN NE SÖYLER?

Geçen Pazartesi günkü yazısında değerli Mehmet ŞENER, Sayın Başbakan’ın son ziyaretinde söylediği "Fazilet Hanım'ın projesinden başka bir projede var ki, bunu bakan arkadaşlarım dahi bilmiyor; bu proje sayesinde Erzurum'un çehresi değişecek. Bu projeyi bizzat ben takip ediyorum. Günü geldiğinde herkes duyacaktır" şeklindeki açıklamasını hatırlatıyor ve şöyle diyordu:

8 Kasım'da Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan Erzurum'a geldiğinde, kendisine hatırlatmamız lazım: "Sayın Başbakan Erzurum için düşündüğünüz proje ne oldu ve bu projenin muhtevası nedir?" Sayın Şener çok haklı. 8 Kasım’a kadar şehrin gündemi bu olmalı.

Her fırsatta ifade etmeye çalışıyorum. Erzurum’un kalkınma davasında temel sektör hayvancılıktır. Kalkınmada ekonomik genetik önemli bir faktördür. Halk asırlarca hangi işle uğraşmışsa o işi geliştirme projelerini, çağdaş şartlara dönüştürme çabalarını daha kolay kavrar. Hem mademki o iş kolu yıllardır kitlelere geçim kapısı olmuş, öyleyse bölge şartları o işe elverişlidir. Madem öyle, şehrin kalkınma davasının mimarları bu ana sektörde yoğunlaşmalıdır

Hayvancılığın şehir ekonomisinde devrim niteliğinde bir dönüşümü sağlayabilmesinin formülü “gıda üretiminin sanayileşmesidir…” Yoksa eski usul hayvancılık çabalarından ne çıkar? Bölgesel potansiyeli en son teknolojiyle nasıl buluştururuz? Üzerinde durmamız gereken asıl konu bu işte…

Hareket noktamız “gıda üretiminde çağdaş düzeyi yakalamak.” Olmalı… Sonra üretimin sanayileşmesi aşaması geliyor… Asıl büyük hedefe, asıl büyük ekonomik reforma giden yolun ilk kilometre taşı da işte budur. Yani üretim, markalaşma ve pazarlama alanlarında yoğunlaşmak, derinleşmek…

Erzurum için hayvancılık sektörü kalkınmanın kılavuz kaptanlığına birçok açıdan layıktır. Biz bunu yazıp söyledikçe “Bu devirde ne tutunuz hayvancılığın yakasını? Yapılacak başka iş mi yok?” diyenler de oluyor. Artık tarım ve hayvancılığın çağdaş dünyanın gözde bir faaliyet alanı olamayacağını öngören düşünceler iflas etti. Çağdaş gelecek planlayıcıları ve ekonomi filozofları, geleceğin Bil Gates’lerinin, tarım ve gıda sektörlerinden çıkacağını açıkça ifade ediyorlar.

Bu konuyu ele alırken hatırlamamız gereken başka bir gerçek daha var. Doğu Anadolu büyük ölçüde “bir kırsal kalkınamama” problemi yaşıyor. Doğu kırsalını gezenler, kendilerini adeta bir zaman tünelinden geçmiş gibi hissedebilirler. Gerek üretim araçları ve gerekse yapılaşma şekilleri gerçekten süratli bir iyileştirmeyi gerektirecek perişanlıktadır.

Binlerce nüfusun barındığı bu toprakları “viranelikten” kurtarıp “kâşane” haline getirmeden çağdaşlıktan, gelişmeden, büyümeden nasıl bahsedeceğiz? Demek ki, doğu ve Erzurum’a önereceğimiz kalkınma modellerinin sadece kent merkezli değil, kırsal kalkınmayı da içeren bir mahiyet taşıması gerekiyor.

Hükümetin Türkiye Hayvancılığını Geliştirme yolunda birçok yararlı çalışma yaptığını biliyoruz. Bizce bu çalışmaların tam anlamıyla olumlu sonuç vermesi için, Erzurum’u merkez alan daha radikal tedbirler geliştirilmelidir. Hükümetin üzerinde mutabakata varacağı yeni hayvancılık politikaları için ERZURUM’UN PİLOT İL OLARAK ilanını savunuyoruz.

Pilot il olarak şehrimizde uygulanacak olan yeni politikalar belirlenirken, bu konuda başarılı olmuş Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin modelleri incelenerek özgün bir milli politika tespit edilmelidir. Uygulanacak modelin merkez üssü mutlaka “ekonomik genetiği“ hayvancılık için biçilmiş kaftan olan Erzurum ve havalisi olmalıdır. Kars, Ağrı, Ardahan, Bingöl ve uygun görülecek diğer iller de pilot uyulamaya dâhil edilebilir.

Erzurum’da Ziraat ve Gıda Fakültelerimiz var. Araştırma enstitülerimiz mevcut. Yani işin bilimsel ve bürokratik altyapısına sahibiz. Yaygın bir üretici ağına da sahibiz. Bu sektöre aşina ama bilimsel yöntem ve finansal güçten yoksun geniş kitleleri planlı bir çabayla örgütleyebilirsek, sadece Erzurum ve Doğu Hayvancılığını kurtarmakla kalmayız, Türkiye ekonomisine de büyük bir destek sağlamış oluruz.

Devletin büyük işletmeciyi destekleyip, küçük üreticinin sözleşmeli çiftçi olarak bu işletmelerden yararlanmasını sağlamak mı bölge için elverişli bir modeldir? Yoksa devletin üreticiyi küçük işletmeler olarak örgütlemesi, projelerin tespiti, planlaması ve finanse etmesine doğrudan müdahil olması mı daha doğru olur?

Merkezi Erzurum’da bulunan yöresel bir HAYVANCILIK BANKASININ kurulması, hayvancılığa mahsus çok geniş kapsamlı teşvik uygulamalarına geçilmesi midir, öncelikle üzerinde durmamız gereken? Kuşkusuz bunun takdiri, tespiti ve icrası hükümete aittir.

Sayın Başbakan, daha önceki Erzurum gezisinde üstü kapalı olarak verdiği müjdeyi bu sefer detaylandıracak mı? Elbette bilemeyiz. İçeriği ne olursa olsun Başbakan düzeyinde sahip çıkılacak her proje elbette şehir için çok önemlidir. Ama eğer o proje hayvancılık alanında olursa, daha da önemlidir…

Neden derseniz? Çünkü AB’yi doyuracak potansiyele sahipken, AB den gıda ithal eder duruma düşmüş Türkiye’yi bu durumdan kurtarmanın yolu Erzurum’dan geçiyor. Bölge hayvancılığı uygun sübvansiyon, teşvik ve kredi sistemleriyle desteklenirse Türkiye 21.asrın hayvancılık ve gıda alanında en stratejik ülkesi haline gelecektir. Mesele bu kadar mühimdir.

Eğer Sayın Başbakan, Türkiye Hayvancığı için yepyeni atılımların planlandığını ve planlanan politikalar için Erzurum’un PİLOT İL olarak ilan edileceğini açıklarsa, bu Erzurum’un ekonomik kurtuluş fermanı olacaktır. Sadece Erzurum’un mu?

Görelim Mevla neyler, başbakan ne söyler?