TEKNOKENT VE MİLLİ PARK NE AŞAMADA?
“Erzurum’un kalkınma vizyonunu” belirlemeye çalıştığımız önceki yazılarımızda aşağı yukarı şu ana temellere hep vurgu yaptık:
* Yükseköğretim, turizm ve sağlıkta odak şehir haline gelmiş,
*Hayvancılık alanında merkez ve önder il özeliliğine sahip olmuş,
*Gıda teknolojileri ve üretiminde öncülüğü yakalamış,
*Yüksek teknolojiye dayalı yatırımlara yönelmiş,
*Bu sayede işsizlik oranının yüzde 5'in altına düştüğü,
*Kişi başına milli gelirin en az 5 bin dolara yükseldiği bir Erzurum…
Böyle bir Erzurum’u nasıl inşa edeceğimiz konusunda, kuşkusuz yönetim sorumluluğunu üstlenenlerin hayalleri, projeleri, çabaları var.
Biz de bu çabalara omuz vermeye çalışıyoruz, bu yolda atılan her adımı önemli ve değerli buluyoruz. Geçen yıl belli bir aşamaya getirilen ATATEKNOKENT, yüksek teknolojiye dayalı yatırımların şehrimize kazandırılmasına katkı sağlamaya aday önemli bir adımdı.
Erzurum’un geleceğini inşa ederken ileri teknolojiyi göz ardı edemeyiz. Yukarıda çerçevesini çizmeye çalıştığımız “Küresel Erzurum’un” inşasını hayalden gerçeğe dönüştürecek ilk adım, yüksek teknolojinin her alanda devreye sokulmasıdır. TEKNOKENT bu amaca ulaşmamızda bize rehberlik edebilir.
Ama şehrin ileri teknolojiye dayalı kalkınma seferberliği bundan çok öte, bundan çok derin hamleler gerektiriyor. Çünkü nihayetinde TEKNOKENT, Üniversitenin bilim kapasitesi oranında özel sektöre katkıda bulunacak bir yapılanma. Asıl önemli olan tabii ki Üniversitenin yüksek teknolojiye de dönüştürülebilecek bilimsel düzeye çıkarılmasıdır. Üniversitemizin yeni yönetiminin bu konuda reformist bir yaklaşım sergileyeceğine inanıyoruz.
Milletvekilimiz Prof. Dr. Muzaffer GÜLYURT ve Eski Rektör Prof. SÜTBEYAZ’IN kuruluşunda büyük emekler sarf ettiği ATATEKNOKENT’İN inşası şu anda ne aşamada? Ödenek ve diğer konularda sorunlar çözüldü mü? Bilmiyorum.
Temel atamada, tantanalı açılışlar yapmada üstümüze yoktur. Ancak, önemli kurumların içini doldurmada, içeriğe önem vermede, kurumları dünya ölçeğinde işlevsel hale getirmede aynı beceriyi çoğu kez gösteremiyoruz.
ATATEKNOKENT’TİN istisna olmasını umalım. Bir an önce faaliyete geçmesini bekleyelim. Üniversite yönetimi ile siyasi kadroların meseleyi tekrar ele alıp, üst düzeyde mütalaasını temenni edelim.
***
Geçen yıllarda üzerinde ısrarla durulan bir diğer konu da "Aziziye Tabyası'nın Milli Park olarak ilan edilmesi” meselesiydi.
Eski Milletvekillerinden Ömer ÖZYILMAZ'IN bu konuda ısrarlı çabaları olmuş, muhtelif açıklamalarda bulunmuştu. Projede belli aşama kaydedilmiş, sanırım kurumlar arasında mutabakat sağlanmıştı. Hatta konunun bakanlar kurulunda görüşülecek aşamaya geldiği yolunda açıklamalar yapılmıştı.
Aziziye ve diğer tabyaların ne büyük meşakkatler ve imkânsızlıklar içinde inşa ettirildiğini, bu tarihi mekânların vatan savunması konusunda ne büyük hizmetler ifa ettiğini biliyoruz. Bize düşen görev, bu tarihi yapıları korumak ve şehrin modern hayatına yeniden kazandırmak… Milli Park ilan ederek bunu başarabilir miyiz? Sanırım evet…
"Bilimsel ve estetik yönden olağanüstü biyolojik, ekolojik, jeolojik, coğrafi ve benzeri doğal yapısı ve arkeolojik, etnografik, antropolojik, mitolojik, tarihi ve benzeri kültürel özellik ve güzelliklere sahip; bilimsel, eğitsel, estetik, sportif, eğlence ve dinlence bakımlarından ulusal ve uluslararası düzeyde önemi olan alanlar." ı korumayı, ihya etmeyi amaçlıyor 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu…
Aziziyemiz ve diğer tabyalarımız böyle bir korumaya, böyle bir ilgiye gerçekten layık… Aziziye tabyalarını korumak da, adını sadece binalara, yeni kurulan ilçelere vermekle olmuyor. Böyle köklü çözümler için başlatılan çalışmaları yarım bırakmak vebal olur.
Devlette devamlılık esastır, diyoruz. Siyasette öyle değil midir? Yerel siyasi hafızanın güçlü olması hizmet çıtasını yükseltir. Önceki dönemde başlatılan hayırlı teşebbüslerin yeni siyasi ekip ve bürokratik kademelerce takibi önem taşıyor.
Eminim bu konuda ihmal söz konusu değildir ve bir şeyler yapılıyordur. Üzerinde yeterince durulmadığı izlenimi uyanan bu konularda bir açıklama yapılırsa, kamuoyu ve konuyu takip edenler tatmin edilmiş olur.
Vahdet Nafiz AKSU
|