Prof. Koçak,ı Bekleyen Ağır Sorumluluk
Atatürk Üniversitesi rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Hikmet Koçak, dün yapılan törenle görevine başladı. Hayırlı uğurlu olsun. Bu önemli ve onurlu görevinde kendisine üstün başarılar diliyorum. Görevi kendisine devreden Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz’a da hizmetlerinden ötürü teşekkür ediyorum.
Prof. Dr. Hikmet Koçak, hem şehrin hem üniversite camiasının yakından tanıdığı değerli bir bilim adamı, kıymetli bir Erzurum evladı... İnşallah yeni görevinde de, meslek hayatında sergilediği üstün performansı sürdürecek ve üniversitemizi küresel ölçekte başarılardan bahsedilen bir bilim abidesi haline getirecektir.
Prof. Koçak, Devir teslim töreninde söylediği şu sözleri kuşkusuz hiç unutmayacaktır: “Atatürk Üniversitesi rektörlüğü, hayatımın en büyük onuru ve ödülüdür. Teslim aldığım bayrağı, daha yukarılara taşımak için canla başla çalışacağım…” Evet, Erzurum kendisinden bunu, sadece bunu bekleyecektir!
Kapılarına iki milyona yakın öğrencinin dayandığı, diplomalı işsiz sayısının hızla arttığı ve artık nitelikli ve prestijli diplomaların seçkin öğrencilerce hedeflendiği bir ortamda, Türk yükseköğrenim hayatı, bir dönüm noktasına geldi: Bundan böyle üniversitelerin daha iyi, daha mükemmel, daha kaliteli bir eğitim sunabilmek için farklı arayışlarda içinde olması gerekiyor.
Üniversiteler arasında iç rekabetle birlikte, artık globalleşen dünyada bir de uluslar arası rekabet devreye giriyor. AB süreci de dikkate alınırsa, Atatürk Üniversitesinin her hangi bir bölümünden mezun edip diploma verdiği bir gencin, dünyanın herhangi bir ülkesindeki rakipleriyle yarışabilmesi lazım.
Üniversitemiz sadece yeni kurulan onlarca genç üniversiteyle değil, ağabeyleri ve yaşıtlarıyla da kıyasıya bir performans yarışına girmek zorunda...
Üniversitemizi bu çetin yarışta öne çıkarmanın, diploma değerini artırabilmesinin ilk şartı, tez elden bir strateji planlaması yapmaktır. Bu yolda atılacak ilk adım da “bölüm israfına“ bir son vermek olmalı…
Nasıl olacak bu iş? Bu kar – kış memleketinde öğrenci sayısının süratle artmasından yanayım. Bu şehir ve Üniversite yüz bin öğrenciyi misafir edebilecek kapasiteye kısa sürede erişebilir. Öğrenci sayısını artırma merkezli stratejilerin belirlenmesi için hemen bir bilimsel hazırlık yapılmalı.
Üniversitemiz bir yandan nizami bir küçülme politikası izlerken, diğer yandan da öğrenci sayısını artırmak zorunda. Peki, bu nasıl olacak? Tabi bu YÖK ile işbirliği halinde gerçekleştirilebilecek bir proje.
Objektif bir değerlendirmeyle ihtiyaç fazlası alanlarda öğrenci mezun eden bölümler derhal tasfiye edilmeli ve o bölümlerin fiziki imkânları başka ve yeni ihtiyaçlara yönelik bölümlere tahsis edilmeli.
Teknolojik değişimler sonucu yeni alanlar çıktığına göre, bu alanlara uygun eğitim programları hazırlayıp uygulamak, gelecek vadeden üniversiteler için hayati bir gerekliliktir. Hangi yeni bölümlerin süratle açılması gerektiğini YÜKSEKÖĞRETİMDE STRATEJİK HEDEFLER raporumuzda ayrıntılı olarak açıklamıştım.
Daha önce ilgili mercilere ulaştırdığımız raporun yeni yönetimce titizlikle incelenmesini umuyoruz. Orada özellikle altını çizdiğimiz “İngilizce tıp fakültesi” konusunun yakın zamanda gündeme alınmasını diliyoruz. Raporu şu adresten indirebilirsiniz:
http://www.vahdetnafizaksu.net/erzurum_icin_stratejik_hedefler.asp
Yeni dönemde üniversitemizin öncelikle Türkiye, sonra da küresel çapta başarılara imza atacağından şüphem yok. Tabi böyle çetin ama önemli hedeflere ulaşmanın vebalini bir tek yöneticiye yükleyip geri çekilemeyiz. Bu bir ekip işidir… Yüksek siyasetin bu önemli bilim yuvasına sahip çıkması, projelerini yeterli miktarda ödenekle desteklemesi gerekiyor.
İnşallah bu yeni dönemde; “buluşlarını patentle süslemiş“ , projeleriyle şehrin önünü açmış, makaleleriyle fikri hayatımıza çeşniler katmış, konferanslarıyla irfanımıza yeni ufuklar kazandırmış hocalarımızın şöhreti şehrimizin ve ülkemizin sınırlarını aşacaktır.
Akademik kadro ve öğrencilere evrensel bilimin tüm altyapısını hazırlayacak kapasitede bir ekibin yönettiği… Kampustan sokağa gönül köprüleri tesis etmiş… Halkla bütünleşmiş… Haktan, hukuktan zerre taviz vermeyen… Milletin ruh köküne aşina bir üniversite yönetiminin önünde hangi engel durabilir ki…
Bu duygularla yeni yönetimi selamlıyoruz.
Vahdet Nafiz AKSU
|