Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
ŞEHRİN ÖZÜRLÜ SERVET YAPISI



Yazılarımıza ara sıra göz atanlar, daha önce de bu konuyu ele aldığımızı hatırlayacaklardır. Şehrin kalkınma meselesini analiz etmeye çalışırken şu hususun altını ısrarla çizmeye çalışıyoruz: Bir ilin genel gelişmişlik düzeyini belirleyen temel faktörler var. Bunlar adeta şehrin ekonomik röntgenini teşkil ediyor. Devlet Planlama Teşkilatı da illerin sosyal-ekonomik göstergelerini tespit ederken bazı temel kriterlerden hareket ediyor.

Bir ilin “kişi başına düşen mevduat miktarı” o ilin kendi dinamikleriyle kalkınma potansiyelini belirleyen temel faktördür. Yine kişi başına düşen kamu yatırım miktarı, kişi başına düşen teşvikli yatırım miktarı, kişi başına kullanılan kredi miktarı gibi temel göstergeler şehrin o günkü durumunun aynasıdır. Gelecekte alınması gereken tedbirlerin de bu pencereden incelenmesi lazımdır.

Bir ili ekonomik olarak incelerken banka kredilerinin durumuna yakından bakmakta yarar var. Bu açıdan baktığımızda Erzurum’un kişi başına düşen mevduat açısından da, kullandığı banka kredisi açısından da, emsal iller ve gelişmiş illere göre iyi bir noktada olmadığını söyleyebiliyoruz.

Erzurum, hem bankada değerlendirebileceği mevduat açısından, hem kredi kullanmak hususunda yeterli performansı gösteremiyor. Hatta kredi kullanma hususunda “zorunlu ürkeklik” sergiliyor.

İşin erbabı bu durum üzerinde ciddiyetli durmalı ve şu soruların cevabını aramalıdır:

• Erzurumlu müteşebbisin kişi başına düşen banka mevduat miktarı bakımından bu kadar geri durumda oluşunun gerçek nedeni, sadece yetersiz sermaye birikimi midir?

• Bu durum aynı zamanda, birikimlerin yastık altı dediğimiz şekilde saklandığına mı işaret etmektedir?

• Eğer öyle bir durum varsa, müteşebbis sermayesini yatırıma çekmenin pratik yöntemleri üzerinde çalışmalar yapılmakta mıdır?

• Erzurumlu müteşebbisin ve yerel firmaların kredi kullanmama eğilimi sadece mali yetersizliğinden mi kaynaklanıyor, yoksa bu tabloda bankaların tutum ve davranışlarının da payı var mıdır?

• Teşvik belgeli yatırımlardan yerel firmaların yeterince yararlanmamasını sadece “teşvik sistemiyle” izah edebilir miyiz, yoksa meselenin daha derin nedenleri mi var?

• Şehirde “bir düşük girişim ve yatırım eğiliminden” söz etmek mümkün müdür?

• Şehrin geleceğini omuzlayacak olan “yeni yaratıcı girişimci sınıfı” nasıl ayağa kaldırabiliriz?

Bu sorulara cevap ararken bir noktaya dikkatinizi çekeceğim. Ama ondan önce, ekonomik bakımdan bizimle mukayese edilebilecek illerde kişi başına düşen mevduat miktarı ile bizdeki duruma bir göz atalım.

KİŞİ BAŞINA BANKA MEVDUATI (S) BKNZ:

http://vahdetnafizaksu.net/bugunerzurum/bugunerzurum_sekiz.asp


Tabloda açıkça görülüyor, Erzurumlu müteşebbisin ya gerçekten bankaya yatıracak parası yok, ya da parasını yastık altında saklayıp, zaman zaman da “bazı uyanık kuruluş ve şahısların” dolandırıcılık organizasyonlarına kaptırıyor! Eğer varsa, mevcut servetin mevduata dönüşmemesi, kredi kullanımını da imkânsız hale getiren unsurlardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Ortaklık yok, kooperatifleşme yok, kredi kullanma geleneği yok… Bunlar olmadan kalkınmadan nasıl bahsedebileceğiz?

Şehrin mevduat eksikliği ve kredi kullanamama özrünü tahlil ederken şu sorulara da cevap aramamız lazım.


•Şehir sermayesi gelenekten geleceğe doğru nasıl bir seyir izledi?

•İşadamı, müteşebbis, küçük işletmeci diyebileceğimiz sınıfın “servet edinme” ve “servet kullanma” biçimleri çağdaş gelişmelere göre yönlendirilebildi mi?

•Toptancılık, dükkâncılık ve esnaflıktan küçük sanayi işletmelerine geçiş süreci iyi yönetilebildi mi? Ya da daha doğru soru şu: Böyle bir süreç yaşandı mı?

Şimdi gelin üç can alıcı soru daha soralım ve birlikte cevabını arayalım:

•Erzurum’un temel mali yapısında tarım ve hayvancılığa dayalı servet ne ölçüde etkilidir?
•Erzurum’un temel mali yapısından bahsederken toptancılık ve esnaflığa dayalı servetten mi bahsediyoruz aslında? Bu servetin üretime dönüştürülmesi konusunda bir plan, program, çalışma var mıdır?
•Erzurum’da küçük sanayi ve üretime dayalı bir zenginlikten bahsetmek mümkün mü?
•Şehrin son dönemlerinde gelişme eğilimi gösteren turizm ve hizmet sektörü, kentin mali yapısında köklü dönüşümler gerçekleştirebilecek düzeyde midir? Gelecekte böyle bir ihtimalden söz edebilir miyiz?

Sanırım 2006 yılının son aylarında OTDÜ’DE “BÖLGESEL KALKINMA ve YÖNETİŞİM SEMPOZYUMU” düzenlenmişti. Konuşmacılardan birisinin şu sözlerini not emişiz:

“Kalkınma geçmişte olduğu gibi yukarıdan aşağıya bir yaklaşım yerine artık yerel aktörlerin katılımıyla gerçekleşebilecek bir olgu olarak tanımlanmaktadır. Yeni yönetişim mekanizmaları ve kalkınmanın yeni dinamikleri yerel ve bölgesel kalkınmanın tanımını, stratejilerini, müdahale biçimlerini, aktörlerini, örgütlerini ve kurumsal yapılarını değiştirmektedir.

Yerel ve bölgesel kalkınmayı gerçekleştirebilmek için bu ölçeklerde çeşitli kurumsal yapılanmalara ve katılıma dayalı aşağıdan yukarı bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.”

Evet, “çeşitli kurumsal yapılanmalara” gerçekten ihtiyaç var. Yabancı yatırımlar, firmalar ve kişilerin, hemşeri sermayenin gelmesi ve kalması için şehri geçekten cazip hale getirmek işin esasıdır…

Şehrin mali yapısını, zenginlik kaynaklarını, imkânlarını, zaaflarını, servet yapısını analize ihtiyaç var. Geleneksel servet edinme ve serveti kullanma yöntemlerinin çağdaş bir anlayışla yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç var. Bu süreci kendi haline bırakmak yerine, hızlandırmak ve yönetmek gerekiyor.

Şehrin Güncel meselelerini çözmek kadar, şehrin gelecekten en iyi payı almasını sağlamanın yollarını şimdiden aramakta hepimizin temel görevi değil mi?





Vahdet Nafiz AKSU