AKSAK, MECLİSE ÇAĞ ATLATTI
Türkiye Büyük Millet Meclisi kampusunun bilişim altyapısının yenilenmesi projesi (METSİS) için nihayet gerekli kaynak temin edildi, proje yakında hayata geçirilecek.
Meclis’in son derece eskiyen ve çağdaş ihtiyaçlara cevap veremez hale gelen bilişim altyapısının yenilenmesi; elektronik uyarı sistemleri, güvenlik kameraları, görüntülü telefonlar, internete geniş bantlı erişim (Wi-Fi), kablolu ve kablosuz intranet (dâhili ağ) gibi yeni teknolojilerle donatılmasını kapsayan METSİS Projesi, öteden beri gündemdeydi.
Ancak projenin hem teknik ve hem de mali boyutunun büyüklüğünden kimse elini taşın altına sokmuyor; Devlet Bütçesi’nden 5,5 milyon dolarlık bir kaynak aktarımını göze alamıyordu.
TBMM Başkanlığı, uzun zamandan beri TÜRK TELEKOM ile METSİS Projesi kapsamında yaptığı görüşmeleri nihayet Cuma günü çok isabetli bir anlaşmayla sonuçlandırdı. Sadece bu kadar teknik bir projeyi işin uzmanı bir Şirkete ihale etmekle kalmadı, kaynak problemini de çözdü.
Proje tamamlandığında, TBMM kurumsal güvenlik açısından en çağdaş altyapıya kavuşmuş olacak.
Demokrasinin kalbi bundan böyle “elektronik kalkanla” korunacak. Güvenlik sistemi tam otomasyona geçecek. Meclisin etrafında kötü niyetli bir sinek bile uçsa, görevlilerin haberi olacak. Parlamento kampusunun etrafı ve iç mekânları “BBG evi gibi” gözetlenecek.
Ziyaretçiler, kuyruklarda bekleyip tedavülde kirlenmiş banknota dönen kartlarla değil, elektronik kartlarla içeri alınacak.
Bunlar işin güvenlik kısmı.
Bir de, milletvekilleri ve meclis bürokrasisinin iletişim ve bilgiye ulaşmasını yüzde yüz kolaylaştıracak tarafı var işin. İnternet altyapısı topyekûn yenilenecek ve süper hıza erişecek.
Peki, birçok Avrupa parlamentosunda bile bulunmayan böylesi bir “bilişim altyapısıyla” TBMM’yi tanıştıracak olan şahsiyet kim, biliyor musunuz?
Erzurum Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Muhyettin AKSAK…
Meclis’in güvenliğinden sorumlu İdare Amiri olarak görevlendirilen AKSAK’IN, sümenaltında kalan METSİS Projesi ile yakından ilgilendiğini TBMM’ndeki; Telekom Okulları ile Milli Eğitime yaptığı katkılarından esinlenerek hibe kapsamında kendilerinden kaynak talebinde bulunduğunu da TELEKOM’DAKİ dostlarımdan duymuştum.
TELEKOM’LA yapılan görüşmeleri bizzat yönlendirip takip ettiğini ve projenin olumlu sonuçlandığını da yine TELEKOM’DAKİ dostlarım haber verdiler.
Söylemelerine göre, ilk görüşmelerde AKSAK’ın baskılarından bunalan TELEKOM, 2,5 milyon doları hibe olmak üzere METSİS Projesini toplam 5,5 milyon dolara yapmayı önermiş. Ancak bunu kâfi bulmayan AKSAK, bu kez Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM’ın da desteğini alarak TELEKOMCULAR’ın hibe miktarını 4 milyon dolara yükseltmesini sağlamış. Bununla da yetinmeyip, Meclis Başkanı Köksal TOPTAN’I devreye sokan AKSAK, TELEKOMCULAR’I projenin tamamını hibe kapsamında 5 milyon dolara yapmak zorunda bırakmış.
TBMM önemli bir çağdaş hizmete, bilişim altyapısı kurulması işine; icracı, iş bitirici bir siyasetçi sayesinde sıfır maliyetle kavuşmuş böylece.
Telekom’cu dostlar, böyle pahalı ve mühim bir hizmetin ücretsiz olarak kendilerine kabul ettirilmesinin en önemli mimarının Muhyettin AKSAK olduğunu açıklıkla ifade ediyorlar…
Başarının sahibi çok olur.
Muhtemelen bu işe de sahip çıkacak çok kişi olacaktır. Ortaya eser koy, gerisi hiç mühim değil!
Ben hizmet ehline hep şöyle derim ”Hizmeti, icraatı, işi; ‘at-unut füzesi’ gibi kabul edin! At-unut füzeleri ayarlanıp hedefe yollandı mı, o gider hedefi bulur… Sizin ilave çabanıza gerek kalmaz… İşte hizmette böyledir, halk ve hak indinde hedefi mutlaka on ikiden vurur, hiç şaşmaz…”
Muhyettin Beyin bu mühim hizmeti de hedefini bulmuştur…
Tabi bu durum Muhyettin Bey’in bizim nazarımızdaki başarı çıtasını yükseltti…
Şimdi yerel yöneticiler başta olmak üzere, üniversite ve sivil toplum örgütlerinin “Erzurum’u bilişim altyapısına kavuşturacak” projeler hazırlamasının ve Muhyettin Beyin kapısına dayanıp: “Erzurum’a da isteriz, bu hibelerden…” demesinin tam zamanı!
“Bilişim” yeni bir kavram. Elbette birçoğunuz biliyorsunuz. Ama ben yine de kısa bir izahat vereyim isterseniz.
Türk Dil Kurumu sözlüğü “bilişim” sözcüğüne şu anlamı veriyor:
İnsanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi…
Bilgi çağının yükselen değeri olan bilişim teknolojisi hayatın tüm alanlarına gittikçe hâkim olmaya başladı.
Türkiye’nin bilgi güvenliği alt yapısının, standartlarının ve uygulamalarının çağdaş, verimli, karlı ve güvenli biçimde şekillenmesini sağlamaya yönelik çalışmalar; e-ticaret, e- devlet uygulamaları, internet gibi çağdaş alanlar “bilişim kavramının” içinde yer alıyor.
TBMM’de gerçekleştirilecek proje için “Kurumsal Güvenlik açısından Bilişim” şaheseri diyebiliriz. Bu proje sayesinde TBMM, yalnız teknik ve bilişimsel tedbirleri alarak, kurum ve bilgi güvenliğini sağlamakla kalmayacak; personel güvenliği, kurumsal varlıklarının korunması, kurum itibarının muhafazası ve fiziki güvenlik gibi çok geniş bir yelpazede başarılı hizmetler de verecek.
Üstelik bunları daha az sayıda personelle gerçekleştirip, önemli tasarruf sağlayacak.
Az kalsın unutuyordum.
Meclisin sahip olacağı bu bilişim alt yapısı, Milletvekillerinin parmak izleriyle oy kullanmalarına, yine aynı yöntemle birçok işlemi yapmalarına dahi imkân verebilecek…
Bu meseleyi TELEKOMCU dostlarla konuşurken şöyle dedik:
Meclis içtüzüğünde bir düzenleme yapılsa, cep telefonları ve bilgisayarlara konulacak özel ve güvenliği yüksek sistemlerle vekiller uzaktayken dahi oy kullanabilseler...
Kurulacak sistem buna imkân veriyor. Komisyon çalışmaları nedeniyle yurt dışında bulunan, acil işleri nedeniyle seçim bölgelerine gitmiş olan milletvekilleri, yasama çalışmalarına uzaktan da olsa katılsalar; millet iradesi de çoğunlukla temsil edilmiş olsa…
Bunun adı da herhalde, “e-Yasama” olur.
Böylelikle vekillerin haftanın birkaç günü seçim bölgelerinde bulunmalarına imkân verilmiş olur. Belli bir sayıda vekilin fiilen ve fiziken genel kurulda bulunmaları kaydıyla devreye girebilecek bu uygulamayı da biz önermiş olalım.
Şimdilik hayal gelebilir çoğunuza… Ama gelecekte parlamentolar eminim böyle çalışacak…
Unvanı ve statüsü ne olursa olsun her Dadaş benim için sade bir Erzurum evladıdır… Kendimi de öyle nitelediğimi bilirsiniz. İşte sırf bu anlayışla nerede bir Dadaş başarısına tanık olsam, o başarının mimarı benmişim gibi göğsüm iftiharla kabarır…
Söz gelimi, Sağlık Bakanımız “Sağlıkta Dönüşüm” projesini adeta bir sağlık reformuna dönüştürmeyi başarınca yine içimden gelerek kelimelerle alkışlamıştım onu.
Biliyorsunuz “Sağlık şehirleri projesi çerçevesinde” 16 il merkezine dev kampuslar kurulacak. İlk sağlık kampusu’nun Ankara ve Erzurum’da hizmete girecek oluşu, şehrimizin “sağlıklı bir sağlık şehri” olmasını sağlayacak çok mühim bir proje. Takdir etmemek, sevinmemek mümkün mü?
Prof. Muzaffer GÜLYURT, Ata Teknokent konusuna büyük emek verdiğinde ve chip (elektronik yonga) fabrikası için olağanüstü çaba gösterdiğinde de aynı heyecanı duymuş, sesini kitlelere duyurmayı vazife saymıştım.
Görüyorsunuz, kendini iyi yetiştirmiş, yetenekli Erzurum evlatları, kendilerine emanet edilen her türlü işin üstesinden bihakkın geliyorlar, yüzlerinin akıyla görevlerinde yıldızlaşıyorlar.
Okuyucularım bilir, “Bu şehirde yaşanmaz” psikolojisine savaş açmış biriyim. Erzurum’un makul bir sürede gelişip büyüyeceğine, tüm evlatlarına aş ve iş sunacak ekonomik bir yapıya kavuşacağına hep inandım, inanıyorum, inanmaya devam edeceğim. Yeter ki sorunlarımızı bilelim, problemlerin üzerine cesaretle gidelim, haklı eleştiriden asla vazgeçmeyelim, ama marifet sahiplerine de iltifatta cömert olalım…
Gelin hep birlikte başaralı Erzurum evlatlarını takdir ve teşvike devam edelim; aksaklıkları, eksiklikleri dile getirmekten de asla geri durmayalım. Başarının sırrı budur!
Vahdet Nafiz AKSU
|