YEREL KALKINMA AÇISINDAN DOKUZUNCU PALANA BAKIŞ II
Geçen haftaki yazımızda dokuzuncu kalkınma planı hakkındaki bazı genel düşüncelerimizi açıklamaya çalışmıştık. Bu yazımızda da, plan metninde yer alan ve bizim bölgesel kalkınma açısından önemli bulduğumuz bazı önemli hedeflere işaret edelim ve birlikte yorumlamaya çalışalım.
Plan Metninden:
“Merkezi düzeydeki politikaların daha uyumlu ve etkin hale getirilmesine, yerel dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişme ortamının oluşturulmasına, yerel düzeyde kurumsal kapasitenin artırılmasına ve kırsal kalkınmanın hızlandırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık verilecektir.”
Ağırlık nasıl verilecektir? Bu tür “Temenniden ibaret hedefler” başta DAP ve UKP olmak üzere birçok plan metninde yer alıyor. Plandaki bu tür hedeflerin kuvveden fiile çıkarılabilmesi için siyasi kararlılığa ihtiyaç var. Öncelikle bu hedeflerin siyasi parti seçim beyannamelerine girmesi, hükümet programlarında yer alması, acil eylem planlarına aktarılması gerekiyor. Ancak, özellikle Doğu Anadolu ile ilgili bölgesel hususlar için böyle bir keyfiyetten söz edemiyoruz.
Acaba dokuzuncu plandaki bölgesel hedefleri de aynı akıbet mi bekliyor? “Merkezi düzeydeki politikaların daha uyumlu ve etkin hale getirilmesi” merkezi hükümetin işe ciddiyetle eğilmesini gerektirir. Bu tespit bizim “ yerel kalkınma yerel imkânlarla olacak iş değildir” tespitimizi doğruluyor.
“Yerel düzeyde kurumsal kapasite nasıl artırılacak?” Bu, yerel kalkınmanın çok temel sorularından birisidir ve bu güne kadar işin içinden çıkılamamıştır. İçsel potansiyele dayalı gelişme ortamının oluşturulması da çok temel ve isabetli bir tespittir. Ne var ki; nasıl sağlanacağı muallâktadır. Planın bu isabetli hedeflerinin nasıl icra edileceği hususunda yerel ve genel siyasilerden öneriler, reçeteler bekliyoruz. Bu hususlar önümüzdeki seçim bildirgelerinde mutlaka yer almalıdır.
Plan Metninden:
Planlama hiyerarşisinin ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerindeki planlama araçları ve standartları belirlenecek, planların birbiriyle uyumu sağlanacaktır. Fiziksel planlar da dâhil olmak üzere, yerindenlik ilkesi esas alınarak, planların yönetimi ve denetimi için bütüncül bir sistem oluşturulacaktır.
Planların bu standartta yapılması ve icrası son derece önemlidir. Plan döneminde bunun sağlanmasını umalım. Planların yönetimi ve denetimi için düşünülen “bütüncül sistem” yeni bürokratik hükümranlık adalarının oluşturulması şeklinde sonuçlanmayacaksa yararlı olabilecek bir yapılanmadır.
Plan Metninden
Bölgesel gelişme açısından ulusal düzeyde eşgüdümü sağlamak ve hazırlanacak alt ölçekli plan ve stratejilere genel bir çerçeve oluşturmak üzere ulusal düzeyde bölgesel gelişme stratejisi hazırlanacaktır.
Hep üzerinde duruyoruz. Erzurum’un kalkınma stratejisi konusunda kafamız karışık. Yerel bürokrasinin de, siyaset kurumunun da, merkezi hükümetin de üzerinde ittifak ettikleri “sağlıklı envantere dayalı” kalkınma önceliklerinden mahrumuz. Biz bu konuların tartışılacağı bir “Erzurum Ekonomi Kongresi “ toplanmasını ısrarla önerdik. Olumlu sesler geldi, ama icra edilemedi. “Ulusal düzeyde bölgesel gelişme stratejisi hazırlanacaktır.”Hedefini bölgesel kalkınmanın temel yol haritası olarak gördüğümü belirtmek isterim.
Plan Metninden
Oluşturulan politikalara uygun kaynak tahsisi ve uygulama aşamalarında merkezi kuruluşlar arasında eşgüdüm ve işbirliği güçlendirilecek, kurumların ve aktörlerin programlama, proje hazırlama, uygulama, izleme ve değerlendirme kapasiteleri artırılacaktır.
Demek ki önce politikalar oluşturulacak. Bu hususta yerel siyasi aktörlere ve bürokrasiye büyük görev düşüyor. Sonra bu politikaların tahakkuku için sıra kaynak tahsisine geliyor ki, meselenin en mühim noktası burasıdır. Bu güne kadar Erzurum ölçeğinde kişi başına düşen kamu yatırım ve kamu kaynağı miktarı ilgililerin başını öne eğdirecek ölçektedir. Kalkınma nihayetinde bir kaynak meselesidir. Bu noktadaki zafiyetin telafisi mümkün olamıyor.
Plan Metninden
Yoğun göç baskısı altında olan kentlerin göçten kaynaklanan temel sorunları tespit edilerek en çok etkilenen alanlarda sosyal uyuma yönelik çalışmalarla birlikte fiziki ve sosyal altyapı iyileştirilecektir.
Madde sanki Erzurum’u tarif ediyor. Rakamlar ortada. Nitelikli göçün en büyük mağdurlarından birisidir şehrimiz. Öyleyse sosyal uyuma yönelik çalışmalarda öncelik şehrimize verilmelidir. Bunun için şimdiden kolları sıvamak lazım.
Plan Metninden
Kamunun yerel ve bölgesel kalkınmaya ilişkin destek politikaları, bölgesel gelişme düzey ve potansiyelleri dikkate alınarak gözden geçirilecektir.
Bu hususta atılacak her adımda lider kent Erzurum olmalıdır. Politikaları oluşturacak yüksek bürokrasi ve siyasi karar vericilere bu şehrin kalkınma potansiyeli iyi anlatılmalıdır. Bölgesel kalkınma konusu hükümet çapında ele alındığında öncelikle “Doğu Anadolu’nun Kalkınması ile”, “Güneydoğunun Kalkınması” ayrı ayrı mütalaa edilmelidir.
“ Bölgesel kalkınmaya ilişkin destek politikaları, bölgesel gelişme düzey ve potansiyelleri dikkate alınarak gözden geçirilirken” Erzurum’un önder ve merkezi konumuna mutlaka vurgu yapılmalıdır. Özellikle sanayi ve teknoloji ile ilgili destek politikalarında Erzurum’un pilot uygulamaların merkezi yapılması DAP kanunun ruhuna ve lafzına da uygun düşmektedir.
Plan Metninden
Bölgelerde yatırım ortamı iyileştirilecek, girişimciler için finansman olanakları artırılacak ve çeşitlendirilecektir. Girişim sermayesi, mikro-kredi uygulamaları ve farklılaştırılmış girdi maliyetlendirmesi gibi, yatırım, üretim ve istihdamı özendirici yeni araçlar geliştirilecektir.
Özellikle girişimciler için finansman olanaklarının artırılması ve çeşitlendirilmesi çok önemli bir konudur. Bu nasıl sağlanacak? Plan metnindeki bu çok önemli hedefin uygulama esnasında ete kemiğe büründürülmesi önemlidir. Özellikle mali kaynak aktarımının belli esaslara bağlanması hususunda şimdiden somut çabaların başlatılması gerekiyor. “Mikro-kredi uygulamaları” da, kişi başına teşvik ve kredi kullanma bakımından çok geri olan Erzurum için bir umut olabilir. Kulağa hoş gelen bu hedeflerin uygulamada fiyaskoyla sonuçlanmaması için siyasilere büyük görev düştüğünü hatırlatmaya bilmem gerek var mı?
Plan Metninden
Üniversitelerin toplumla ve iş dünyasıyla tam bir etkileşim içinde yerel uzmanlaşma alanlarına yönelik eğitim, araştırma ve hizmet faaliyetlerinde yoğunlaşması sağlanacaktır. Bu çerçevede, üniversite-sanayi işbirliğine ve yerel uzmanlaşmaya dayalı üretimi desteklemek üzere uygun bölgelerde sektörel organize sanayi bölgeleri uygulaması yapılacaktır.
Erzurum’da hem köklü bir üniversitemiz ve hem de “sektörel” diyemesekte organize sanayi bölgemiz var. Ama ne sanayi var, ne de sanayi üniversite işbirliği… Hatta önemli bir hayvancılık merkezi olan Erzurum’un üniversite-çitçi iş birliğinde bu güne kadar büyük kopukluklar ve sorunlar yaşandı. Atatürk Üniversitesi kurulurken adı şimdi hatırıma gelmeyen bir ABD üniversitesi model alınmıştı. Model alınan Üniversite “Bölgesel Kalkınma” amacına uygun olarak yapılanmıştı ve Erzurum için de aynı amaç ön gürlüyordu. Olmadı, olamadı. Son yıllarda bu hususta bir iyiye gidişin olduğunu gözlemliyoruz. İnşallah sonu gelir.
Plan Metninden
Bölgeler arası yakınsama ve rekabet amaçları bakımından farklılaştırılmış KOBİ politikaları uygulamaya geçirilecektir. Bu kapsamda; ihtiyaç duyulan nitelikli işgücünün yetiştirilmesine, finansman kaynaklarının genişletilmesi ve araçlarının çeşitlendirilmesine, pazara ve teknolojiye erişimin kolaylaştırılmasına özel önem verilecektir.
Farklılaştırılmış KOBİ politikalarının desteklenecek oluşu heyecan verici. Daha önce de KOBİ’LERE yönelik birçok uygulama yapıldı. Ama Erzurum bu uygulamalardan en az yararlanan, hayır hiç yararlanmayan il oldu. Bir ara Anadolu kaplanları hikâyeleri vardı. Birçok kaplan KOBİ DESTEK avına öyle bir saldırdı, kamu kaynaklarından öyle bir yararlandı ki… Erzurum’a o işte de yaya kaldı. Öncelikle Erzurum’daki küçük işletmelerin KOBİ hüviyeti kazanmasını sağlamak gerekiyor. Yoksa yarın bu plan maddesi gereğince yeni uygulamalar başlatılır, yeni kurallar konur; birde bakarız ki bizim işletmeler bu kıstaslara uymuyor!
Plan Metninden
Öncelikle gelişme potansiyeli yüksek merkezlerde; yenilikler ve yeni teknolojilerle ilgili bilgilere erişim kolaylaştırılacak, teknoloji değişim ve transfer sistemleri geliştirilecek, etkin bir bölgesel Ar-Ge altyapısı kurulacaktır. Ticari nitelikli bölgesel yenilik altyapısı kurulmasına yönelik olarak teknoparklar, yenilik aktarım merkezleri ve işletme kuluçkaları gibi araçlar ve girişimler desteklenecektir.
“Gelişme potansiyeli yüksek merkezler” tarifine Erzurum nasıl da cuk oturuyor! ATATEKNOKENT etkin bir bölgesel ar-ge merkezi olamaya adaydır. Erzurum’un planda sayılan konularda bölge merkezi olması için uyanık davranmalı, imkânları başka yerlere kaçırmamalıyız.
Plan Metninden
Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi doğrultusunda, Kırsal Kalkınma Planı hazırlanarak uygulamaya konulacaktır.
Kırsal kesimin örgütlenme kapasitesi geliştirilecek ve üretici örgütlenmeleri güçlendirilecektir. Farklı üretici örgütlenmelerinin işlevleri AB tarım piyasaları ile bütünleşme çerçevesinde yeniden düzenlenecektir. Üretici örgütlenmelerine sağlanan destekler etkinleştirilecektir.
Kırsal kesimin kaynak ihtiyacının giderilmesine yönelik olarak uygun finansman araçları geliştirilecek ve yaygınlaştırılacaktır.
Erzurum’un kalkınmasını konuşurken hep kentsel kalkınmadan bahsediyoruz. Üretilen, topluma sunulan projelerde genellikle kırsal kalkınmaya hiç değinilmiyor. Kamunun bakışı da bu konuda eksik. Mesela KENTSEL DÖNÜŞÜM için büyük imkânlar ve kaynaklar seferber edilirken kimsenin aklına KÖYSEL DÖNÜŞÜM diye bir mesele gelmiyor. 2006 senesinde köye hizmet götürmeyi hala stabilize yol, kanalizasyon olarak anlıyoruz. Bu temel altyapı hizmetlerinin geç kalışından mahcubiyet duymuyoruz da, bu konuda yaptıklarımızla övünüyoruz.
Köy ve köycülük için daha çağdaş yaklaşımlara muhtacız. Öncelikle köy konutlarının süratle yenileşmezi lazım. Toplu konut idaresine benzer bir yapılanmayla KÖYKONUT adıyla bir yapılanmaya gidilmeli, köylünün çağdaş konut ihtiyacı için uygun krediler sağlanmalı. KÖYSEL DÖNÜŞÜM konusunda plan metninde çok somut hedefler olmamasına karşılık, kırsal kalkınma konusundaki hedefleri yararlı görüyoruz. Özellikle kırsal kesimde üretici örgütlenmelerine sağlanan desteklerin etkinleştirilmesi önemli bir hedef.
Planın TURİZM’LE ilgili bölümünde kış turizmi öylesine zikredilmiş. Kış olimpiyatlarına aday PALANDÖKENİN müstakil bir başlık altında planda yer almasını beklerdik. Hem de bölgesel kalkınma başlığında değil, ulusal kalkınma statejisi olarak. Bu husus eksik kalmıştır.
Planın bizim açımızdan bir diğer eksikliği de DAP ta yer alan hedeflerin buraya yeterince taşınmamış oluşu. DAP bütün eksikliğine rağmen yinede yerel ihtiyaçların zikredildiği enderli toplu dokümandır. Yüzlerce bilim adamının emeği ve alın teri vardır. Bu kadar çaba plan raflara kaldırılsın diye mi harcanmıştır? DAP için harcanan emeklere yazık olmuştur.
Umarız bu plan için harcanan emeklere yazık olmaz. Planlar icra edildikleri ölçüde değerlidir. Kendi başına bir icraat metni değildir. Planı uygulayacak organları bu günden tezi yok takibe almamız gerek. Şehrimize aktarılabilecek imkânlar varsa atlamamamız lazım. Bu metni her bürokratın ve siyasi şahsiyetin elinin altında bulundurması, ara sıra göz atması icap ediyor.
Biliyorsunuz dokuzuncu kalkınma planı büyük iddiaları olan bir plan. Plan metni AB müktesebatıyla ile uyumlu hale getirilsin diye bir yıl da geciktirildi. Bu yazımızda planın sadece bölgesel kalkınma bölümüne bir göz attık. Planın bölgesel kalkınma ve Erzurum açısından ne ifade ettiğini biraz daha tartışsak, analiz etsek iyi olacak. Üniversitemizin ekonomi profesörleri meseleye bir atsalar, konuya bilimsel açıdan neşter vursalar; analizlerini bizimle paylaşsalar ne kadar memnun kalırız.
Vahdet Nafiz AKSU
|