|
SAYIN BAŞBAKAN’IN ERZURUM GEZİSİ -3-
5 Nisan’da gerçekleştireceği Erzurum seyahatinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan, şehir yöneticilerinin elbette bazı talepleri olacaktır. Daha önceki iki yazımızda bu konudaki görüşlerimizi dile getirmeye çalışmış ve şehrin on yıllık vizyonunu şöyle özetlemiştik:
• Yükseköğretim, turizm ve sağlıkta odak şehir haline gelmiş,
• Hayvancılık alanında merkez ve önder il özeliliğine sahip olmuş,
• Gıda teknolojileri ve üretiminde öncülüğü yakalamış,
• Yüksek teknolojiye dayalı yatırımlara yönelmiş,
• Bu sayede işsizlik oranının yüzde 5'in altına düştüğü,
• Kişi başına milli gelirin en az 5 bin dolara yükseldiği bir Erzurum…
***
Böyle bir Erzurum’u nasıl inşa edeceğimiz konusunda kuşkusuz yönetim sorumluluğunu üstlenenlerin hayalleri, projeleri, çabaları mevcut.
Biz de o çabalara omuz verme sorumluluğunun bir gereği olarak görüyoruz, bu konudaki görüşlerimizi sizinle paylaşmayı.
Önceki yazılarımızda hayvancılık ve ileri teknoloji destekli gıda sanayisi üzerinde durduk.
Bu konunun sayın başbakana altı çizilerek ve temel bir talep olarak sunulması gereğini tekrarlıyorum. Türkiye hayvancılığının mutlaka çağdaş bir anlayışla tekrar ele alınması gerekiyor, bu hususta köklü reformlara ihtiyaç var. Bu reformların merkezi kesinlikle Erzurum merkez olmak üzere Doğu Anadolu olmalı… Erzurum hayvancılık reformlarının uygulama merkezi ve hatta pilot ili olarak düşünülmelidir.
Bu önemli konunun altını tekrar çizdikten sonra yüksek teknolojiye dayalı yatırımlar konusundaki görüşlerimizi ifadeye çalışalım.
Erzurum’un geleceğini inşa ederken ileri teknoloji konusunu göz ardı edemeyiz. Diğer birçok unsurla birlikte bu mesele de hak ettiği ölçüde alaka görmelidir diye düşünüyoruz. Yapımı sürdürülen TEKNOKENT bu konuda atılan önemli ve önder bir adımdır.
Ama şehrin ileri teknolojiye dayalı kalkınma seferberliği bundan çok öte, bundan çok derin. Çünkü nihayetinde TEKNOKENT, Üniversitenin bilim kapasitesi oranında sanayiciye katkıda bulunacak bir yapılanma. Asıl önemli olan tabii ki Üniversitenin yüksek teknolojiye de dönüştürülebilecek bilimsel düzeye çıkarılmasıdır.
Üniversitemiz önümüzdeki on yıl içinde mutlaka yeniden yapılandırılmalı ve Geleceğin Atatürk Üniversitesinde, YÜKSEK ÖĞRETİMDE STRATEJİK HEDEFLER” raporumuzda işaret ettiğimiz şu fakülte ve bölümler mutlaka eğitime başlamış olmalıdır:
YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ, BİYOMEDİKAL MÜHENDİSLİĞİ, BİLİŞİM SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ, MEKRONİK MÜHENDİSLİĞİ, MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİK İŞLETMECİLİĞİ, İNGİLİZCE TURİZM İŞLETMECİLİĞİ, TÜRK LEHÇELERİ VE KOMŞU DİLLERİ FAKÜLTESİ, (Edebiyat Fakültesinde başarılı çalışmalar yapan bölümün müstakil fakülte haline getirilmesi… İLAHİYAT FAKÜLTESİNİN ULUSLARARASI HÜVİYETE KAVUŞTURULMASI, ULUSLAR ARASI NİTELİK TAŞIYAN İKİNCİ TIP FAKÜLTESİ…
Yüksek bilim ve teknolojiyle ilgili en küçük bir faaliyet bile bize heyecan veriyor. O yüzden bu yöndeki her çalışmayı her birlikte teşvik etmemin lüzumuna inanıyorum.
Mikroçip elektronik dünyasının tuğlasıdır, beynidir. Çok stratejik bir yüksek teknoloji ürünüdür. Bu olmadan elektronik dünyası düşünülemez.
Bu teknoloji geldikten sonra yan sanayi de geliyor. Geniş bir alan… Tıpta, savunma sanayinde temel bir ürün… Erzurum’da kurulması için çalışılan Mikroçip fabrikasında uluslar arası kalitede mikroçip üretilecek… Fabrika hizmete geçerse ürünler tamamen yurt dışına satılacak… Çip ürettikten sonra, tıbbi aletler de üretilecek.
Teknokent umuyoruz ki, yüksek teknolojiyi Erzurum’a çekecek. Avrupa’da zaten öyle bir eğilim var. Yüksek teknoloji merkezleri teşviklerin olduğu yerleri seçiyor. Erzurum böyle bir merkez olabilecektir.
Fabrika uzun vadede halka açılabilir ve istihdama ciddi şekilde yardımcı olabilir.
Sadece şehrin değil, ülkenin geleceğini ilgilendiren boyutta olan bu projenin sonuçlanabilmesi için sanıyorum bazı sorunların aşılması gerekiyor.
İşte Sayın Başbakana bu konu mutlaka iletilmeli ve desteği sağlanmalıdır.
"SAYIN BAŞBAKAN’IN ERZURUM GEZİSİ" başlıklı ilk yazımızdan sonra bir değerli hemşehrimiz Y.KIZGIN, aşağıdaki mektubu yollamış. İlgililerin dikkatine sunuyorum.
Sayın başbakanımıza ilimizin sorunlarını anlatmak için 5 nisanda yapacağı gezinin iyi bir fırsat olduğu kanaatindeyim. Bu konuyu bir kaç gün yazacağınızı belirtiyorsunuz. Lütfen,Allah rızası için sizden 512 aile adına rica ediyorum.Belki bu kadar milli meseleler varken bizim bu isteğimizi yazmaya utanıyorum ama başka çaremiz kalmadı. Malumunuz 2004 yılının ağustos ayında Hasan-i Basri mahallesinde TOKİ tarafından 512 konutluk bir proje başlatıldı. Bu proje değişik zamanlarda satışa sunuldu ve tamamı satıldı.Sözleşme gereği 12-14 ayda teslim edilmesi gereken evlerimiz bu güne kadar bitirilemedi.Bizlere ortalama 24 ay önce teslim edilmesi gerekirken teslim süresi halen belirsizliğini koruyor.Bizler TOKİzedeler olarak mağdur durumdayız. Bu mağduriyetimizi defalarca ilgililere ve TOKİ'ye anlatmaya çalıştık ama bir çare olamadılar.
Değerli Ağabeyim size soruyorum,siz söyleyin nolur,512 aile az mı? Neden bu vurdumduymazlık? Lütfen madem bir kaç gün Erzurum meselelerini yazacaksınız, eğer kayda değer buluyorsanız,bunu Erzurum'un çözülmesi gereken bir meselesi olarak görüyorsanız, 512 aileyi ilgilendiren bu konuyuda yazın.”
Vahdet Nafiz AKSU
|
