İKİNCİ TIP FAKÜLTESİ
TBMM'DE yapılan bütçe görüşmelerinin zabıtlarını mümkün olduğunca incelemeye çalışırım. Bir de Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler önemlidir, özellikle burada müzakere edilen komisyon ve alt komisyon raporları inceleyenlere memleketin ekonomik gidişatı konusunda fikir verir.
Sağlık Bakanlığı, 2006 Yılı bütçe görüşmelerinde kullanılmak üzere çok esaslı bir sunum hazırlamıştı. 2006 yılının Kasım ayında incelediğim sunumda önemli bilgi ve belgelere yer verilmişti. Onlardan bir kaçını kaynak göstererek "BUGÜNKÜ ERZURUM" yazı dizisinde kullanmıştım.
(Bknz. http://www.vahdetnafizaksu.net/bugunerzurum/bugunerzurum_on.asp )
Söz konusu sunumda yer alan ve aşağıya tekrar aldığım tablodaki rakamlar, Erzurum'a ikinci Tıp Fakültesinin kurulmasına ilişkin düşüncelerime kaynaklık etti. Kamuoyunda, ülkemizde doktor fazlası olduğu şeklinde yaygın yanlış bir kanaat var. Sunumda bu kanaat rakamlarla çürütülmüştü. Sayın Bakanın ısrarlı çabalarına, müteaddit müracaatlarına rağmen YÖK, Tıp Fakültelerinde kontenjan artışına bir türlü müsaade etmiyordu. Bu anlamsız inadın doğurduğu sonuçları sözü uzatmadan aşağıya aldığım tablodan inceleyelim:
Gördünüz mü, yıllardır üniversite kapılarında milyonlar beklerken, fiziki imkânları ve öğretim üyesi sayısı istikrarlı bir artış gösteren TIP FAKÜLTELERİNİN öğrenci sayısı yerinde saymış,hatta eksilmiş.
Sağlık Bakanlığının başarılı bir şekilde yürüttüğü sağlıkta dönüşüm projesinin tam anlamıyla sonuç vermesi için doktor sayısının planlı bir şekilde artırılması gerekiyor. Bu da bir yandan mevcut fakültelerin kontenjan artırımına gitmesini gerekli kılıyor, diğer yandan da yeni fakültelerin açılmasını zorunlu hale getiriyor. Madem öyle bir ihtiyaç var, öyleyse köklü bir TIP FAKÜLTESİNE sahip olan Atatürk Üniversitemiz bu hususta elini çabuk tutmalı diye düşündük. Evet, ilk merhale hemen Erzurum Tıp Fakültesinin kontenjanlarını artırmak olmalı, ama bununla da yetinilmemeliydi.
Yukarıdaki rakamların işaret ettiği sağlam gerekçeye dayanılarak şehrimizde ikinci bir Tıp Fakültesi kurulamaz mıydı?
İşte bize, ikinci Tıp Fakültesi hususunda ilham veren bu tabloya da yer verdiğimiz ilk yazıyı, Kasım 2006 da yayımladık. Kupürünü aşağıya alacağım.
Ayrıca, Eylül 2007'DE hazırlayıp, gazetede yayımladıktan sonra önemli makam ve mercilere dağıttığım YÜKSEKÖĞRETİMDE STRATEJİK HEDEFLER raporunun "İNGİLİZCE TIP FAKÜLTESİNİN AÇILMASIYLA" ilgili bölümünü tekrar yayımlayacağım. Çünkü eğer böyle bir girişimde bulunulacaksa, söz konusu raporda işaret edilen hususlara dikkat edilmesinin yararlı olacağı inancını taşıyorum.Raporun tamamını şu adresten indirebilirsiniz:
(http://www.vahdetnafizaksu.net/erzurum_icin_stratejik_hedefler.asp)
" Yükseköğretimde Stratejik Hedefler" Raporunun İKİNCİ TIP FAKÜLTESİYLE İlgili bölümü aynen şöyle:
"İNGİLİZCE TIP FAKÜLTESİNİN AÇILMASI "
Kişi başına düşen hekim sayısı bakımından ülkemiz iyi bir noktada bulunmuyor. Sağlık Bakanlığı bu sorunun çözümü için Tıp Fakültelerinin kontenjanının artırılmasını gerekli görmektedir.
Erzurum coğrafi ve stratejik bakımdan önemli bir coğrafyada yer almaktadır. Avrasya, Türk Cumhuriyetleri ve Irak'a yönelik olarak çağdaş sağlık hizmetleri için şehrimiz elverişli bir merkezdir.
Önümüzdeki 10 yıl içinde gerekli sağlık altyapısı tamamlanan bir Erzurum bölgenin uluslar arası sağlık merkezi olabilecektir. Sağlık hizmetlerinin yanı sıra termal imkânların bu alanda kullanılması da bu alandaki cazibemizi artıracaktır.
Hava limanının uluslar arası uçuşlara uygun hale gelmesi ve Türkiye-Tiflis demiryolu hattının devreye girmesiyle ulaşım bakımından da şehrimizin sağlık merkezi haline gelmesini destekleyen faktörlerdir.
Özellikle Irak'ta büyük bir hasta potansiyeli mevcuttur.
Türk hekimliğinin ve hastane işletmeciliğinin geldiği nokta bu hasta kitlesinin şehrimizde tedavisini mümkün kılmaktadır. Bu amacın gerçekleştirilmesine yönelik olarak bir yandan tesisleşme yolunda adımlar atılırken, diğer yandan da İNGİLİZCE eğitim verecek ikinci tıp fakültesi açılmalıdır. Bu fakültede İngilizcenin yanı sıra TÜRK LEHÇELERİ ve BÖLGE dilleri de yardımcı lisan olarak okutulmalıdır.
İkinci Tıp Fakültesi, TÜRK CUMHURİYETLERİ, RUSYA, İRAN VE IRAK'TAN öğrenci kabul ederek uluslar arası hüviyet kazanmalı, bu ülkelerle öğretim üyesi mübadelesi cihetine gidilmelidir.
Böyle bir girişim sadece ticari ve bilimsel yararlar sağlamakla sınırlı kalmayacak, bölge ülkelerinin kaynaşmasına yardımcı olacak siyasi sonuçlar da doğuracaktır.
İstanbul, Ankara ve İzmir'de birden fazla Tıp Fakültesi bulunmaktadır. Erzurum için de böyle bir fırsat imkân dâhilindedir.
Fakülte için gerekli olan araç gereç ve bina gereksinimi için şimdiden hazırlık çalışmalarına başlanacaktır. Bina olarak Süleyman Demirel Tıp merkezinin boşaltacağı bina tahsis edilecek, böylece bu amaca uygun bir mekân da değerlendirilmiş olacaktır.
Bölüm ihtiyacı olan öğretim ihtiyacı planlaması şimdiden yapılacak ve bu elemanların temini için gerekli tedbirler geliştirilecektir. İkinci bir Tıp Fakültesini tecrübe ve akademik personel olarak ayakta tutmaya mevcut tıp fakültemizin tecrübe ve gücü yeterlidir."
Evet, rapordaki öneriler böyle…
Önerilerde üzerinde önemle durduğumuz hususların altını bir kere daha çizelim:
* Eğitimin İngilizce olması, Fakültenin uluslararası hüviyet kazanmasına yardımcı olacaktır, bu konuda Hacettepe İngilizce Tıp Fakültesi model olarak kabul edilecektir…
* Avrasya ve Diğer komşu ülkelerle bilimsel alışverişi ve öğretim üyesi mübadelesini sağlamak, bölgeden araştırma ve uygulama hastanesine hasta çekebilmek için bölgesel dil ve lehçelerin yardımcı dil olarak okutulması yararlı olacaktır.
* Ya da bu dil ve lehçeler için ayrı bölümler açılacaktır. Bölge dillerinden kastımız Rusça, Arapça, Farsçadır. Lehçelerden kasıt ise, Türk Cumhuriyetleri ve Türk topluluklarının kullandığı lehçelerdir.
* Eğer bu amaçlar istikametinde bir yapılanma sağlanırsa, Türk Dünyası ve komşu ülkelerle tıbbi işbirliği için önemli bir adım atılmış olacaktır.
İkinci Tıp Fakültesi, Atatürk Üniversitemizin KÜRESEL ÜNİVERSİTE olmasının ilk ve önemli adımını teşkil edecek, ama bu da yeterli olmayacaktır.
On yıllık bir zaman diliminde, raporda altını önemle çizdiğimiz aşağıdaki fakültelerin açılması büyük önem taşıyor. Sivil Kitle örgütleri ve siyaset kurumunun bu husus üzerinde de durmasının tam zamanıdır.
İşte önerdiğimiz yeni fakülteler;
"MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ BÜNYESİNDE "YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ" BÖLÜMÜNÜN AÇILMASI "MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ BÜNYESİNDE "BİYOMEDİKAL MÜHENDİSLİĞİ" BÖLÜMÜNÜN AÇILMASI
"MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ BÜNYESİNDE "BİLİŞİM SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ" BÖLÜMÜNÜN AÇILMASI
"MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ BÜNYESİNDE "MEKRONİK MÜHENDİSLİĞİ " BÖLÜMÜNÜN AÇILMASI
"FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ BÜNYESİNDE "MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİK İŞLETMECİLİĞİ" BÖLÜMÜNÜN AÇILMASI
"İŞLETME FAKÜLTESİ BÜNYESİNDE "İNGİLİZCE TURİZM İŞLETMECİLİĞİ" BÖLÜMÜNÜN AÇILMASI
""TÜRK LEHÇELERİ VE KOMŞU DİLLERİ FAKÜLTESİNİN "AÇILMASI
(Edebiyat Fakültesinde başarılı çalışmalar yapan bölümün müstakil fakülte haline getirilmesi…)
"İLAHİYAT FAKÜLTESİNİN ULUSLARARASI HÜVİYETE KAVUŞTURULMASI
Bunlar bir köşe yazarının şehri için hayalleri… Şehrin hatıraları kadar hayalleri de olmalı… Ve şehir aydını bir yandan şehrinin hatıralarını yüreğinin derinliklerinde yaşatırken, bir yandan da şehrinin geleceğine ilişkin hayaller kurmalı…
Ve şehrinin bugününü düşünmeli… Onun vazifesi bu kadar… Bu hayaller, öneriler, projeler ne kadar gerçekçi… Fizibil… Onun takdiri ve icrası yönetim mesuliyetini üstlenen memleket evlatlarına düşüyor… Ki onların bilgi, birikim, yetenek bakımından bu işlerin üstesinden gelebilecek kudrette olduklarına yürekten inanıyorum
Vahdet Nafiz AKSU
|