ERZURUM’UN KALKINMA SÜRECİ VE 9. KALKINMA PLANI
1960’lı yıllarda başlatılan planlı kalkınma sürecinde, ülkenin genel kalkınmasının yanı sıra bölge ve illerin kalkınmasında da “ kalkınma planları”,kalkınma davasının bir nevi “yol haritası” olagelmiştir. Bundan sonra da hiç kuşkusuz kalkınma planları, gelişmenin ana güzergâhını çizecek ve ana plana girmeyen hususların ara çabalarla tahakkuku mümkün olamayacaktır.
Biliyorsunuz şu anda 8.plan yürürlükte. Türkiye’nin 9.Kalkınma planı 2007–2013 dönemini içine alacak. Bu dönemdeki bütün ana kalkınma stratejileri, sektörel ve bölgesel önceliklerin yol göstericisi bu plan olacak. Şimdi diyeceksiniz ki, 2007 yılında başlayacak 9.kalkınma planından şu anda bahsetmenin ne alemi var?
Neden bu konuya şimdiden dikkat çekme çabasında olduğumu izaha çalışayım. Başbakan Tayyip ERDOĞAN imzasıyla, Temmuz 2005 tarih ve: 25866 sayılı resmi gazetede bir genelge yayınlandı. Söz konusu genelgeden 9.Kalkınma planı hazırlık çalışmalarının başladığını öğreniyoruz. Genelgede belirtildiğine göre, 9.planın hazırlık aşamasında da özel ihtisas komisyonlarının önem taşıyacak. Kalkınma Planlarının hazırlık sürecinde 29 Eylül 1961 tarihli ve 1722 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulmuş olan "Devlet Planlama Teşkilatı Özel İhtisas Komisyonlarıyla Koordinasyon Komisyonlarının Kuruluş ve Çalışmaları Hakkında Tüzük" çerçevesinde Özel İhtisas Komisyonları (ÖİK) oluşturulacak. Komisyonlar, gerekli görürlerse kendi bünyelerinde çalışma gurupları oluşturacaklar.
İşte Türkiye’nin 2007–2013 yılları arasındaki “kalkınma anayasasını” bu komisyon ve kurullar tayin edecek. Sonraki aşamalarda DPT plana son şeklini verecek, plan TBMM ‘den geçecek ve siyasi irade bu çerçevede oluşacak politikaları icra edecek.
Bakın, ihtisas komisyonlarından, bu komisyonların gerekli göreceği çalışma guruplarından bahsediliyor. Eğer sesiz sedasız şekilde çok önemli konularda çalışmalar yapacak bu komisyon ve kurullara daha şimdiden meselelerimizi taşımaz, söyleyecek sözümüz varsa söylemezsek, plan şekillendikten sonra Ne kadar başımızı taştan taşa vursak boşuna… Devlet üst bürokrasisi her şeye rağmen ciddi ve belli ilkelere göre çalışıyor. Ana yol haritası çizildikten sonra bu çerçeve genel olarak belirleyici oluyor ve yan etkilerle plan ve programlar kolay kolay tadil edilemiyor… Önceliklerin tespitinde, bütçelerin oluşmasında, kamu kaynaklarının tevziinde kalkınma planlarının belirleyiciliğini her halde kimse inkâr edemez.
Zaten konunun önemini genelgede Sayın Başbakan da çok olarak belirtiyor. İsterseniz genelgeden birkaç alıntı yapalım:
“ Başlangıcından itibaren kamu kesimi için emredici, özel kesim için yönlendirici olan Planlarda, giderek geniş kapsamlı ve ayrıntılı bir modelden, devletin ekonomideki rolünün yeniden tanımlanmasının da bir sonucu olarak, makro çerçeve oluşturan, öngörülebilirliği artıran, sistemin daha etkin işleyişine imkan verecek biçimde kurumsal ve yapısal düzenlemeleri öne çıkaran ve temel amaç ve önceliklere daha fazla yoğunlaşan bir stratejik yaklaşım modeline geçiş söz konusudur.
Stratejik amaç ve öncelikleri netleştiren ve finansman boyutunu da içerecek somut eylem programları ile hayata geçirilecek olan bu yeni yaklaşım, geçmişte tam olarak kurulamayan plan-program-bütçe bağlantısını güçlendirecek ve etkili bir izleme ve değerlendirme mekanizması ile desteklenerek, hesap verebilirliğe zemin oluşturacaktır.
…
Bu yeni anlayış temelinde, bütün kurum ve kuruluşlarca ve toplumun çeşitli kesimlerince 9. Kalkınma Planı hazırlıklarına ve uygulamasına geniş bir katılımın sağlanması, Planın sahiplenilmesi ve ortaya konulacak hedeflere ulaşılması bakımından büyük önem taşımaktadır. Planın hazırlanmasında, Türkiye için hem yeni fırsatlar, hem de bazı riskler ortaya çıkaran dünyadaki önemli gelişme ve yönelimler ile Türkiye’nin sahip olduğu potansiyelin ve en kısa zamanda giderilmesi gereken eksikliklerin dikkate alınmasında yarar bulunmaktadır.
Kalkınma Planı için kurulacak Komisyonların yapacakları çalışmalar, ülkenin gelişme potansiyelinin belirlenmesine, yönlendirilmesine, AB ile bütünleşme sürecinin kararlılıkla sürdürülerek tamamlanmasına, AB müzakere sürecinin olası sorunlarına ilişkin çözüm önerileri getirilmesine ve Plana ilişkin ilke ve politikaların tespit edilmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, Komisyon raporlarının başka çalışmalara kaynak oluşturan temel doküman niteliği taşıdıkları da unutulmamalıdır. Bu bakımdan, Komisyon çalışmalarında toplanacak rakamsal veriler, ortaya konacak durum analizleri ile politika ve proje önerileri büyük önem taşımaktadır.
Sürdürülebilir gelişme ve AB ile bütünleşme sürecinde temel bir yapı taşı niteliğindeki 9. Kalkınma Planı çalışmalarında görev alacak tüm kamu kurum ve kuruluşları ile katkıda bulunacak diğer katılımcıların çalışmaları, Ülkemizin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. “
Sayın Başbakan “ 9. Kalkınma Planı çalışmalarında görev alacak tüm kamu kurum ve kuruluşları ile katkıda bulunacak diğer katılımcıların çalışmaları, Ülkemizin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır…” diyor ki, çok doğru…
Biz de , “ 9.Planın hazırlık aşamalarında görev alacak olan çalışma grupları, kurul ve komisyonlara Erzurum’la ilgili bilgi ve veri akışının şehrimizin geleceği açısından büyük önem taşıdığını” çok önemle ve ısrarla vurguluyoruz. DPT, DAP planını büyük bir hizmet eseriymiş gibi takdim etmeye devam ediyor. Ancak DAP planında yer alan hususların hiç biri acil eylem planlarına ve yıllık planlara taşınamıyor. 9.Ana plana bu plan revize edilerek ve daha gerçekçi unsurlar eklenerek taşınmalıdır diye düşünüyoruz.
Ayrıca, Başbakanlık genelgesiyle kuruluşu gerçekleştirilen, çalışmaları da takip edilen 54 özel ihtisas komisyonu içinde yer almakta olan;
Devlet Yardımları
Sanayi Politikaları (Girişimcilik, Yenilik, Teknoloji, Kalite ve Verimlilik dâhil)
KOBİ
Bölgesel Gelişme
Kırsal Kalkınma
Yerleşme ve Şehirleşme
Gıda Güvenliği, Bitki ve Hayvan Sağlığı
Gıda Sanayi
Hayvancılık
Turizm
Komisyonlarına şehrimizle ilgili doküman ve planların ve her türlü bilgi akışının hızla sağlanması gerekiyor. Bunun için yerel bürokrasiye ve Üniversitemize büyük bir görev ve sorumluluk düştüğünü sanıyorum.
Komisyonlar Eylül itibarıyla göreve başladı ve Eylül-Ekim ayı boyunca yoğun toplantılar yaptılar. Şu anda da hem çalışma komisyonları hem de ihtisas komisyonları çalışmalarını sıkı bir şekilde sürdürüyorlar. Ben eminim ki, haberi olması gerekenlerin haberi olmuştur ve Erzurum adına gerekli bilgi belge akışı sağlanmıştır. Olur ya, haberdar olmayanlar varsa onları da biz haberdar etmiş olduk…
Vahdet Nafiz AKSU
|