"HEMŞERİ SERMAYE" NEDEN NAZLANIYOR?
Çorum, Sivas, Malatya, Denizli gibi illerin kalkınma atağında, daha önce şehir dışına göçen sermayenin belli yatırımların finansmanı için kente dönmesinin payı ne ölçüdedir? Bundan hemen sonra sorulması çok gerekli soru da şudur: Belli bir kalkınma trendi yakalayan illerde, yerel girişimcilerin rolü ne kadar belirleyicidir?
Erzurum, diğer birçok il gibi yılardır beyin ve nitelikli insan göçü veriyor. Sermaye göçü ile var olan sermaye stokları hızlı bir şekilde şehir dışına transfer oluyor. Halk içinde " Erzurum'da kazanıp İstanbul'da harcamak " şeklinde ifade bulan bu gelişmenin önüne geçmek mümkün değil.
Beyin göçünün de, kaliteli insan göçünün de, sermaye göçünün de mantığı aynı… Yetişmiş beyinler kendilerini daha iyi ifade edebilecekleri, bilgi ve becerilerini değerlendirebilecekleri ortamı arıyorlar. Bundan daha doğal ne olabilir. Aynı şekilde bilgi, birikim ve tecrübe olarak şehirlerarası ya da uluslar arası kıvama gelen kişilerin ikbal ve istikballerini doğup büyüdükleri kentin dışında aramalarına da diyecek sözümüz olmaz. Keza, şehir dışında uygun gelişme imkânı bulan hemşeri sermayenin göçü de bir iktisadi zarurettir.
Eğer göç göç olup yola düzülen hemşeri beyinler, hemşeri insan gücü ve hemşeri sermaye bir daha dönüp arkasına bakmıyorsa, kötü olan budur. Yoksa gidenlerin yürekleri topraklarında, beyinleri şehirlerinde, gönülleri yurtlarında ise ne ala! Böyle bir tablo sorun değil, aksine büyük nimettir.
Düşünebiliyor musunuz, sürekli olarak fiziki ve beşeri sermaye göçü veren Erzurum'dan büyük merkezlere akan sermaye daha da büyüyüp palazlandıktan sonra yatırım olarak şehrine dönüyor.
Finansman zorluğu içindeki yerel girişimciler ve üretime yönelik faaliyette bulunan işletmelere gerekli olan kaynakların bu yolla temini pek ala mümkündür. Zaten yazının girişinde örnek verdiğimiz iller ekonomik atılımlarını, vaktiyle göç zorunda kalmış hemşeri sermayesinin şehre döndürülmesiyle yapabilmişlerdir.
Erzurum'da girişimciliğin bir türlü gelişme gösteremeyişinin ana nedeni kaynak yetersizliği değil mi? Yine yatırımların istikrarsız bir seyir takip etmesinin temel sebebini finansman sorunu teşkil etmiyor mu? Bu temel problemlere kamu eliyle doğrudan kaynak aktaramayacağımıza göre, şehre dönmekte çok nazlı davranan hemşeri sermayesi üzerinde daha çok kafa yormamız gerekiyor.
Erzurum' da sıfırdan yatırım yapmak ya da mevcut işletmelerini büyütmek isteyen birikimli, çok sayıda becerikli girişimcilerimizin bulunduğunu biliyoruz. Girişimci dadaşların belini büküp iflahını söken en önemli problem söylediğimiz gibi sermaye birikimlerinin yeterli olmayışı. Hâlbuki şehir dışına göçüp orada dal budak salan hemşeri sermaye potansiyeli, birkaç Erzurum'u yeniden inşa edecek düzeydedir.
Bütün mesele, şehrimizi hemşeri sermayenin dönüşüne hazır hale getirmek. Dün göçmüş olan, bu gün de göç hazırlığındaki girişimcileri ve sermayeye " aman gitme, dur! " diyebilir miyiz?
Herhangi bir ilden daha büyük bir merkeze sermaye göçü varsa, göç edilen yerde "daha yüksek getiri elde etme" beklentisi ve imkânı var demektir. Böyle makul bir beklenti içinde kimseyi eleştiremeyiz. Ama gerekli şartları sağladığımız halde, şehre yatırım yapmayan hemşeri girişimciyi sonuna kadar eleştirme hakkına sahibiz.
Bu gün Allah'a şükür, şehrimizin fiziksel altyapısı, demiryolu, havayolu, karayolu ulaşım imkânları, iletişim olanakları; insan altyapısı hemşeri sermayesini yüzünün akıyla ağırlamaya müsait hale gelmiş bulunuyor. Köklü bir Üniversitemizin bulunuşu büyük avantaj, insan kaynakları ve entelektüel altyapı olarak ta fevkalade yeterliyiz.
Geçen gün, Erzurum vakfının iftarında güzel bir konuşma yapan Çankaya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı hemşerimiz Sıtkı ALP, Erzurumlu işadamlarını şehirlerine yatırım yapmaya çağırdı. Kendisinin, YÖK izin verirse Erzurum'a güzel bir vakıf üniversitesi kuracağını söyledi. Sıtkı beyin bu çağrısını en çok gurbetteki işadamlarımızın coşkuyla alkışladığını müşahede ettim. Bu durum gönlüme ferahlıklar verdi, umutlarıma kanatlar taktı.
Samimi kanaatim, kanaatimden öte izlemim şu ki, bu güne kadar şehrine pek nazlı ve cimri davranan hemşeri sermaye; şu an Erzurum'a akmak için irade ve işaret bekliyor. Devletin öncülüğüne, yol göstermesine gözünü dikmiş. Erzurum'un şartlarına göre hazırlanacak bir özel teşvik paketi. Bir ilk adım, bir örnek gelişme çok önemli sonuçlar doğuracak, biliyorum.
Şehir yöneticileri ve şehir elitine sesleniyorum. İstanbul, Ankara, Bursa gibi illerde karargâh kursunlar; bu illerde " birer ikna odası " ihdas etsinler, hatırı sayılır eşraftan birer de ikna heyetleri oluştursunlar… Kendilerini bir ekonomik kurtuluş seferine çıkmış kabul edip, sonuç alıncaya kadar sıcak yataklarına dönmesinler. Çok iyi sonuç alacaklarından hiç şüphe duymuyorum. İş kıvama ermiştir!
Vahdet Nafiz AKSU
|