"KENTSEL DÖNÜŞÜM" VE "KÖYSEL DÖNÜŞÜM" AÇISINDAN ERZURUM
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet KÜÇÜKLER, geçen gün gazetemize verdiği beyanatta şöyle diyordu: " 2006 yılı Erzurum için 'Kentsel Dönüşüm Yılı' olacak. Harput Mahallesi'nden başlayan Kentsel Dönüşüm Projesi ile kent merkezinde bir tek gecekondu bırakmayacağız. Modern kentleşmeyi oluşturmanın bir yolu da gecekondularla mücadeledir. "
Sayın Başkan ne kadar önemli bir noktaya parmak basıyor. Belki de, Türkiye'deki gibi hoyrat bir kentleşme dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Devlet eliyle demek mümkün değil, ama devletin göz yummasıyla bir yağma kültürü oluştu ülkemizde. Yerel yönetimler yeterli miktarda arsa üretemeyince, şehre akın eden milyonlar buldukları boş bir tarlaya, köydeki evlerinin bir benzerini dikiverdiler. Köyünü, tarlasını, işini terk eden milyonların sosyal, kültürel ve ekonomik alanlardaki dramlarını hep birlikte yaşadık, yaşıyoruz.
Köyle kentin bir ara istasyonu " varoşlar". Kültürel çözülmelerin, bireysel ve toplumsal derin travmaların birer ibretlik laboratuarı halindeki bu çarpık ve hatalı yapılanmanın süratle ıslahı, şehirciliğimizin ilk vazifesidir. Şehir yöneticileri, kentlerinin mevcut hallerini düzene sokmak ve geleceklerini aydınlığa çıkarmak istiyorlarsa " kentsel dönüşüm" tedbirine sıkı sıkıya sarılmak zorundadırlar.
Tabii ki, kentsel dönüşüm sadece kentin fiziki ıslahından, altyapı düzenlemelerinden, mimari rötuşlarında ibaret değil… Bütün bu şekli ıslahatın bir kültürel arka plana ve kentin ruhunu muhafazaya yönelik hassasiyetlere ihtiyacı var. Erzurum ruhu, kimliği ve kişiliği olan bir şehir. Gecekondulaşma öncelikle şehir kimliğini zedeledi, kentin kişiliğini örseledi, Erzurumluluk ruhuna ağır darbeler vurdu.
Sayın Küçükler' in "2006 yılı Erzurum için 'Kentsel Dönüşüm Yılı' olacak" şeklindeki açıklamasını okur okumaz içim tatlı umutlarla doldu. Büyük bir kültürel ve tarihi mirasa sahip olan bir şehrin gecekondu belasından, varoş istilasından kurtarılması kadar büyük hizmet olabilir mi? Köprülü kavşaklar açıp, yolu yola, kavşağı kavşağa bağlamak elbette güzel bir belediyecilik hizmeti. Övgüye layık bir altyapı faaliyeti. Ama değerli KÜÇÜKLER, emin olsun ki, bir şehri gecekondu belasından, varoş istilasından kurtarmak bütün bunlar kadar önemli bir iştir. Hele de, dönüştürme ameliyesi, zedelenen kentsel kültür mirasının ihyasını da sağlayacaksa bu, her türlü belediyecilik hizmetinden daha da mühim bir sonuçtur!
Belediyemize " Kentsel Dönüşüm" projesinde başarı dilerken, bir başka mühim konuya da işaret etmeden geçemeyeceğiz.
İNSANİ, SOSYOLOJİK VE KÜLTÜREL BİR ZORUNLULUK
Önceki yazılarımdan biri " KIRSAL KALKINMA " ile ilgiliydi ve şu şekilde sona eriyordu:
" Erzurum'dan Aşkale ve İspir'e gidenler, hemen yol kenarında yapılan afet konutlarını görmüşlerdir. Bu villayı andıran güzel konutları gördüğümde hem devletimizin gücünü ve şefkatini takdir etmiş, hem de bütün köylerin bu güzel dönüşümü daha afet gelmeden yaşamasını düşlemiştim. Şehirler için düşünülen " KENTSEL DÖNÜŞÜM " projeleri aklıma gelmişti ve şöyle fikretmiştim : acaba şu Nuh nebiden, Hitit ve asur devrinden kalan köy konutları için kırsal kalkınma projeleri çerçevesinde " KÖYSEL DÖNÜŞÜM " projeleri uygulanabilir mi?
Köylerimizi yaşanabilir modern merkezler haline getirmeden şehirleri yaşanabilir hale getiremeyiz.
Türkiye'nin çağdaşlaşması " KIRSAL KALKINMA " seferberliğinden geçiyor…"
"Kentsel Dönüşüm" artık Belediyeciliğe mal oldu. Bütün yerel yönetimlerin baş hedefi haline geldi. Barılı uygulamaları da görülmeye başladı.
"Köysel Dönüşüm" le eş zamanlı yürütülmesi halinde, çok çok önemli bir yerel yönetim faaliyeti. Ancak, tek başına eksik." Kentsel Dönüşümün " yanına " Köysel Dönüşüm" kanadını da eklersek, kalkınma kuşunu kâmilen uçurmuş oluruz. Aksi halde kentsel dönüşümün bir kanadını kırmış oluruz. Köyleri yaşanır hale getirmeden, hızlı göçü durdurmak mümkün olmadığı gibi, yeni gecekondu alanlarının oluşmasının önüne geçmekte imkân haricidir.
Belediyelerimizin "KENTSEL DÖNÜŞÜM" projeleri gibi, İl Genel sekreterlerimiz de "KÖYSEL DÖNÜŞÜM" seferberlikleri başlatsınlar da, kentlerimiz kente, köylerimiz köye benzesin.
Vahdet Nafiz AKSU
|