3 TEMMUZ’DA CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ
“Unvanı Esirgenen Şehir” ve “Her şeyin Başladığı Şehir” başlıklı yazılarımın öngördüğüm ölçüde yankı uyandırdığını söyleyebilirim. Sayın Başbakan, Siyasi Parti Liderleri ve muhtelif illerde faaliyet gösteren Erzurum Dernek ve Vakıflarına ulaştırılan aynı mahiyetteki “POWERPOİNT RAPOR” da gayet etkili oldu.
Biliyorsunuz 3 Temmuz, Atatürk’ün Milli Kongreye katılmak üzere Erzurum’a geliş yıldönümü. 2 Temmuz’da da AKP İl Kongresi yapılacak. Partisinin İl Kongresine katılmak üzere şehrimize gelecek olan Sayın Başbakanın 3 Temmuz törenlerine de iştiraki bekleniyor. İşte bu ziyaret vesileyle hazırladığımız “POWERPOİNT RAPOR”da, Başbakanın Erzurum Kongre salonunda “Erzurum’a Özel Ekonomik Paket ” açıklamasını, Erzurum’un Hayvancılık ve bağlı sanayinin geliştirilmesi konusunda pilot il ilan edilmesi konusunun bu pakette yer almasını, Erzurum Kongresinin yapıldığı salonda “Birinci Ekonomi Kongresinin” toplanmasını talep etmiştik.
Bu taleplere ilk ciddi siyasi destek Erzurum Milletvekili ve AKP MKYK üyesi Prof. Dr. Muzaffer GÜLYURT’TAN geldi. GÜLYURT, telefonla arayarak “3 Temmuz’la ilgili benzer şeyler düşündüğümüzü “ söyledi. GÜLYURT, “AKP’NİN Cumhuriyet değerlerine bağlılığından kuşku duymaya kimin hakkı ve haddi var” diye soruyor. Her fırsat ve zeminde Erzurum’un Milli Mücadeledeki önemine vurgu yapmamızın önemine değinen GÜLYURT, İl Kongresi Hazırlıkları münasebetiyle yapılan toplantıda bu hususları ayrıntılı olarak dile getirdiğini ifade etti, telefon görüşmemizde. GÜLYURT, 3 Temmuz günü “CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ” yapılmasını başbakana önereceğini ve bu önerisinde ısrarlı olacağını dile getirdi, şehrin ekonomik meselelerinin çözümü için de milletvekilleri olarak yoğun çaba içinde olduklarını sözlerine ekledi.
“POVERPOİNT RAPORUMUZU” dikkatle incelediğini ve desteklediğini de özellikle vurguladı Sayın GÜLYURT.
Milletvekilimizin İlgi ve desteğine içtenlikle teşekkür ediyorum.
Ben de Başbakana sunacağı “Cumhuriyet Yürüyüşü” teklifini önemli buluyorum ve kendisini yürekten destekliyorum.
Erzurum gibi saygıdeğer bir şehirden bu tür kararlı tavırların bütün cihana ilan edilmesi büyük anlam ifade eder ve milli vicdanda mutlaka derin tesirler meydana getirir.
“Başbakanın ön saflarda yer alacağı bir yürüyüşten ne çıkar”, “bu nihayet bir yürüyüş değil mi? şehre ne yararı olacak ki” diye hemen kestirip atılmasın.
Tarihi günlerin vesile kılınarak şehrin gündemde tutulması her bakımdan yararlıdır. Devlet erkânının duygusal ilgisi beraberinde mutlaka ekonomik alakaları da getirecektir.
Geçen yıl 3 Temmuz öncesinde yayınlanan yazımda şöyle demiştim:
“Erzurum giderek 3 Temmuz heyecanını yitiriyor. Bu aynı zamanda şu demek:
1. Şehrin 3 Temmuz ruhunu oluşturan kültürel, sosyal, imanî, insanî ve geleneksel dinamiklerinde ciddi bir erozyon söz konusu
2. Devlet ve halk önderlerinin, ulusal tehlike ve milli birlik bütünlük konusunda tehdit algılandığında Erzurum’u müracaat mevkii olarak algılama kararlılıklarında bir gevşeme gözleniyor
Erzurum, Anadolu coğrafyası için halen çok stratejik bir konumdadır.
Ülkenin etnik bir bölünmeye tabi tutulması için birçok iç ve dış odağın ittifak ettiği bir ortamda Erzurum tıpkı Milli Mücadele öncesinde lazım olduğu kadar bu millete lazımdır, bu devletin en muhkem kalesi olmak durumundadır. Öyleyse öncelikle kalenin içine ciddi bir nizam verme ihtiyacı var. Sonra da bu nadide tabyanın bütün iç ve dış tehditlere karşı koruma altına alınması lazım. “
Meseleye değerli bir milletvekilimizin el atarak sayın başbakana taşımasına büyük önem atfediyorum. Başbakanın bu öneriye sıcak bakmasını diliyorum.
Erzurum’un tarihi önemi üzerinde sürekli durmam nedensiz ve gerekçesiz değil. Boş bir mazi tutkusu da değil. Evet, ben de biliyorum. “Mazi, büyüklükleri, zaferleri, zafiyetleri ve kusurlarıyla geçip gitti.” Mazideki şereflere takılıp kalarak bu günümüzü ve geleceğimizi hayallere, rüyalara elbette bağlayacak değiliz. Geçmişteki şereften, şandan bahsederek bu günler için ders çıkarma çabasındayız. Şerefli bir geçmiş, onurlu bir geleceğe döşenmiş ray gibidir. Bu emniyetli yoldan geleceğe doğru atılımlar yapmanın peşindeyiz.
Sadece nutuklar söylemekle, yazılar yazmakla şehrin istikbalini tanzim edemeyiz. Sürekli, ısrarlı faaliyetlere muhtacız. Geleceğe yönelik sağlam planlarımız olmalı. Ve ümidimizi asla kaybetmemeliyiz. Kendisini muhakkak parlak bir geleceğin beklediği şehir olarak düşüneceğiz Erzurum’u. Geleceğe imanı olmayan kadrolardan bu şehre hayır gelmeyeceğini bileceğiz.
Durgunluğa, atalete, tembelliğe asla müsamaha göstermeyeceğiz. Durmadan, bıkmadan usanmadan, teneffüs bile vermeden çalışacağız.
Profesör GÜLYURT, şehrin önemli meseleleri üzerinde “sessiz ve derinden” çalışan bir milletvekilimiz. İşin çok fazla tanıtım ve propagandasıyla meşgul değil. Kalıcı ve köklü işlerde payı olsun istiyor. Tekno-Kent ve daha bir iki büyük projeye çok önemli siyasi destek verdiğini biliyorum. Bu konu üzerinde gelecek yazıda biraz daha ayrıntılı duracağım.
Evet. Bakalım Sayın Başbakan tekliflerimize ve kendi milletvekilinin teklifine kulak verecek mi?
3 Temmuz’da “ Cumhuriyet Yürüyüşünün” ön safında yer alacak mı?
Eğer yürürse “ismi etrafında örülen rejimsel kuşkuların” üstüne de yürümüş olacaktır ve kendisine tahayyülünün çok üzerinde “derin mi derin” prestij ve rahatlama sağlayacaktır.
Vahdet Nafiz AKSU
|