Son, Yazmıştı Adam!
tanıdı beni adam
illk bir otübüs garında karşılaşmıştık onunla
hamala verecek parası yoktu iki elde üç bavul
bir öfkeli telaş içinde hızla yürürken bakmıştı gözlerime
ellerinde ne varsa bırakıp yere/ceplerinde sigara aramıştı
sonradan geldi aklına sigarayı bırakmıştı
tanıdı beni adam
ilk bir hastane kuyruğunda karşılaşmıştık onunla
elinde bir sürü kağıt, sevk, sonra filmler falan
korkuyla karışık, kalbe kamçılar şaklatan bir heyecan....
kesik öksürükler..kaçamak bakışlar..huzursuz bir duruş
kulağı arada bir ad okuyan kişide /banka bir kalkış bir oturuş
sonuçlar kötü çıkmıştı
tanıdı beni adam
ilk bir dost cenazesinde karşılaşmıştık onunla
omuzlarımızla yer açarak ilerlerken önüne musallanın
kulaklarımıza faniliği perçinlemekteydi hüzünlü sesi salanın
gözlerini gözlerime dikmiş öylece bakıyordu /bir şeyler okuyordu
fersiz ve umutsuz gözlerinden iki damla yaş akmıştı
tanıdı beni adam
ilk bir düğünde karşılaşmıştık onunla
en kıvrak havaları çalarken orkestra
gözleri hüznün afacan kızıyla oynaştaydı
ağzı yarım yamalak açık, yüz hatları gevşek
kız kaçırmış damatlar kadar telaştaydı
oğlan tarafı mıydı, yoksa kızın davetlisi mi?
usulca süzülüp gelin hanıma ' hiç bir şey ' takmıştı
tanıdı beni adam
en son bir otel lobisinde karşılaşmıştık onunla
rengi kaçıktı, güçsüzdü, umutsuzdu,huzursuzdu
sabah ayrılırken bir kısa not bırakmıştı
yazızı bir hattatinki kadar kusursuzdu
keçeli bir kalemle pelur kağıt üstüne
' son ' yazmıştı adam!
Vahdet Nafiz AKSU
|