Gece ve O
elleriyle perdeyi aralayıp bakar yollara
bir hayalin sınırlı çerçevesine sığmayan
karanlıkların korkunçlaştırdığı gecelerde
sessiz bir kararlılıkla için için ağlar ve
bin bir mana yükler yalancı masallara...
seherin ıssız ve sessiz ve kimsesiz bir deminde
ufuklara gamze vurarak
zamanın tahtı önünde el pençe divan durur
derin gözleriyle zifiri karanlıkların rakibi
aydınlık yüzüyle mehtabın taaa kendisi olur
ıssız ve zifiri karanlık bir gecede
daha ayak basılmamış karanlıklar üzerinde
nefesiyle yüzünü ısıtarak yürüyen
bir hayalin parlak kıvılcımları çakar
sakin bir rüyaya hazırlanan gözlerinde
kimsesiz gönlüne uzaakkk ufuklardan
yorumlanmaya muhtaç haberler gelir
şafağın hemen öncesinde
ışıklardan çoook evvel
gözlerine
fersiz bir
umut yerleşir
eliyle perdeyi aralayıp bakar yollara
bir sevdanın sınırlı çerçevesine sığmayan
coşkun duygularını bastırır
elleriyle göğsüne
sonra kıyamaz insanlığın karanlıklara
mahkum olmasına da
saçlarından asar yüzünü
uçsuz bucaksız göklere
her gece açar perdesini,her gece ayrı bir oyun
sahnede bir birinden habersiz aktörler gezinip durur
ötelerde bir yerden belli belirsiz heceler duyulur
suflör tane tane okur özenle yazılmış bir metni
ve sesizce yola koyulur
gamın peşinden koşar durur
tasanın üç vakit öper ellerini
her gece, bin bir törenle uğurlar
kendi seherini
her seher binbir törenle karşılar
kendi şafağını
Vahdet Nafiz AKSU
|