Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
Gece ve O

elleriyle perdeyi aralayıp bakar yollara
bir hayalin sınırlı çerçevesine sığmayan
karanlıkların korkunçlaştırdığı gecelerde
sessiz bir kararlılıkla için için ağlar ve
bin bir mana yükler yalancı masallara...

seherin ıssız ve sessiz ve kimsesiz bir deminde
ufuklara gamze vurarak
zamanın tahtı önünde el pençe divan durur
derin gözleriyle zifiri karanlıkların rakibi
aydınlık yüzüyle mehtabın taaa kendisi olur

ıssız ve zifiri karanlık bir gecede
daha ayak basılmamış karanlıklar üzerinde
nefesiyle yüzünü ısıtarak yürüyen
bir hayalin parlak kıvılcımları çakar
sakin bir rüyaya hazırlanan gözlerinde

kimsesiz gönlüne uzaakkk ufuklardan
yorumlanmaya muhtaç haberler gelir
şafağın hemen öncesinde
ışıklardan çoook evvel
gözlerine
fersiz bir
umut yerleşir

eliyle perdeyi aralayıp bakar yollara
bir sevdanın sınırlı çerçevesine sığmayan
coşkun duygularını bastırır
elleriyle göğsüne

sonra kıyamaz insanlığın karanlıklara
mahkum olmasına da
saçlarından asar yüzünü
uçsuz bucaksız göklere

her gece açar perdesini,her gece ayrı bir oyun
sahnede bir birinden habersiz aktörler gezinip durur
ötelerde bir yerden belli belirsiz heceler duyulur
suflör tane tane okur özenle yazılmış bir metni
ve sesizce yola koyulur

gamın peşinden koşar durur
tasanın üç vakit öper ellerini
her gece, bin bir törenle uğurlar
kendi seherini
her seher binbir törenle karşılar
kendi şafağını

Vahdet Nafiz AKSU