Vahdet Nafiz Aksu
|
|
|
Şimdi Sen
cennet nurlarının aksettiği
her yüzde parlamadasın şimdi sen
şimdi sen yeşil gözlerde bir hale
kirpiklere asılı bir damla yaşsın
şimdi sen
şimdi sen derin iç çekmelerle
yerleşmiş bir konuksun bin yürekte
ayrılığın sancaktarısın şimdi sen
şimdi sen kavuşmalarda nazlı bir nota
vuslat şarkılarında sözsün şimdi sen
şimdi sen canınla savaşı seçmişsin
mermiler saplamışsın bağrına şimdi sen
bir bir delinmiş kalbinin kalkanları
sehpalardan yol bulmuşsun tahtlara
şimdi sen
saçının her teline astığın yüreklerde
aziz mi aziz misafirsin şimdi sen
canını dualarına el yapmışsın belli
her söze dua elbisesi giydirmişsin
şimdi sen
şimdi sen sözün sınırlarında asker
azametli kumandansın anlamlara şimdi sen
sevdalara hükmeden büyük padişah
aşkların eşiğinde köle şimdi sen
bahtına ayrılık haritaları çizmiş felek
patika yolların yalnız yolcususun şimdi sen
şimdi sen menzile ışık yılınca uzak
vuslatın can tazeleyen kollarındasın
şimdi sen
zevklere ev sahibisin şimdi sen
şimdi sen mahmurlukların dadısı
cadısısın saf ve temiz sevdaların
cennetimizin yegane hurisisin şimdi sen
sıfatlarından soyunmuşsun şimdi sen
şimdi sen koynumuzda öylece çıplaaak
bir çocuk korkaklığıyla ağlayarak
emzirme talimlerindesin şimdi sen
gel hele hele gel neredesin şimdi sen
şimdi sen anlat başından geçenleri
anlat hele aşka verdiğin bedelden
ecelden beter sonlardan hikaye et
kezzap dökülen yüzlerden
mil çekilen gözlerden anlat
sözün sultanısın şimdi sen
şimdi sen bir tahtın tek varisi
tartışılmaz hükümdar
vallahi yalan, yalan gerisi
öyle gerçeksin ki
şimdi sen
Vahdet Nafiz AKSU
|
|
|
|
|