BENİM KAFAM HALA KARIŞIK; YA SİZİNKİ?
Yıllardan beri siyasetçilerimiz kürsüye her çıktıklarında…
Yerel yöneticilerimize her mikrofon uzatıldığında…
Sivil teşkilatların başkanlarına görüş sorulduğunda…
Kapağını araladıkları “standart çözüm paketinden” dört sihirli çare fısıldayıp durdular, kulağımıza.
“Erzurum’u Eğitim Merkezi yapacağız” dediler.
“Erzurum’u Hayvancılık Merkezi yapacağız” dediler.
“Erzurum’u Kış Turizmi Merkezi yapacağız” dediler.
“Erzurum’u Sağlık Merkezi yapacağız” dediler.
***
Dört alanda da gelişme sağlandı. Ancak bu gelişmeler şehrin zenginleşme devrimini tamamlamasına yetmedi.
Sosyal ve ekonomik göstergelerde beklenen sıçrama temin edilemedi.
***
Erzurum, bu saydığımız alanlarda neden “merkez olamadı” diye sorsak…
Hemen kolay, toptancı, fotokopi cevapları yapıştırırız.
Deriz ki: “Ah şu tembel bürokrasi”
Deriz ki: “Falanca ilimizin Valisi gibi bir valimiz olsaydı ”
Deriz ki: “Bu perişanlığımız hep Belediye Başkanları yüzünden”
Deriz ki: “Gelmiş geçmiş Milletvekillerimizdir, az gelişmişlik nedeni şehrin… ”
Nitekim üç beş Erzurumlu bir araya gelip “Şehri kurtarma seansları” düzenlediğimizde…
Bu ve benzeri sebepleri sıralıyoruz.
***
Gelişmiş şehirler olarak tarif ettiğimiz yerleşim merkezlerinin yöneticilerine bir bakın.
Bizimkilerin yetenek, eğitim, kalite bakımından ne eksiği var?
Öyleyse neden aynı kalkınma liginde bulunduğumuz birçok ilin uçak hızıyla vardığı “büyüme ve refah” menziline biz piyade yürüyüşüyle ulaşmaya çabalıyoruz?
İnsan kaynakları, siyasi elit ve yönetici kadro bakımından geri olmadığımız illerden niçin ekonomik ve sosyal göstergeler itibarıyla geriyiz?
Bunun “sistem ve koordinasyon” sorunlarından kaynaklandığını sanıyorum.
“Sistem ve yöntem” arızalarının “insan kaynakları faktörünü” aştığı düşüncesindeyim.
Nedir bu sistem ve yöntem arızalarının belli başlıları?
İlkini söyleyeyim: Hedef Belirsizliği…
***
Erzurum’da bir “hedef belirsizliği” olgusundan rahatlıkla bahsedebiliriz.
Kafa karışıklığının “hemşerilik enerjisini” heba ettiğini söyleyebiliriz.
Kurumlar arası hizmet planlaması ve hizmet icrasında koordinasyonsuzluğun ciddi aksaklıklara neden olduğuna dikkat çekebiliriz.
***
Madem öyle…
Kafa karışıklığımızı süratle yenip, yerel hizmet planlaması mekanizmalarını işler hale getirmeliyiz.
Kentsel kalkınma stratejisi önemli bir kavram.
Arkası beslenmeli, içi iyi doldurulmalı.
***
Evet, önümüzde cevap bekleyen hayati birkaç soru var.
***
Şehrin ekonomik önceliklerini kim ve nasıl tespit ediyor, planlıyor?
***
Merkezi idarenin yerel bürokratik teşkilatları, kendi hizmet alanlarıyla ilgili etüt ve projelendirme işlemlerinde öncelikleri neye göre tespit ediyor?
***
Özel idare ve belediyeler hizmet önceliklerini nasıl belirliyorlar ve bunda ne kadar isabetli davranıyorlar?
***
Kent içindeki yatırımlarda öncelik ve yatırımın çeşidi nasıl belirleniyor? Bu alanda yapılacak isabetsiz tercihlerin doğuracağı maddi kayıpların siyasi sonuç dışında bir yaptırımı var mı?
***
Esasa ilişkin bu meselelere neşter vurmadan; yeddi evliya kuvvetinde seçilmiş ve atanmışları şehrin başına getirseniz nafile…
Şunu derseniz, itiraz etmem: Ama bu meselelere neşter vuracak olanlar da zaten onlar değil mi?
***
Hedef belirleme meselesi öncelikli ve mühim.
ENER olarak bu konudaki önerilerimizin çok isabetli, uygulanabilir ve sürdürülebilir olduğunun altını bir daha çizeyim.
“İleri teknoloji destekli hayvancılığa yönelelim, şehre acilen hayvancılık sanayi bölgesi kurulsun, Erzurum Ortadoğu’nun, Balkanların, Avrasya’nın Hollanda’sı olsun…” Demiştik de bazı devletlûlar tebessümle karşılamıştı…
“Erzurum Ülkenin bilişim vadisi olabilir” demiştik de…
“Daha da neler” diyenler çıkmıştı.
***
Geçen gün bir gazetede okudum.
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA), dünyada tek çeşit ürüne yönelik gıda vadisi kurma çalışmaları kapsamında ilk etapta 5,5 milyon euro harcayarak Ordu'da 34 işletmenin üretim yapabileceği, Ar-Ge çalışmalarının yürütüleceği çikolata vadisi oluşturacakmış.
Dünyanın ilk 'çikolata vadisi' Ordu'da kurulacakmış.
Hayırlı olsun…
Demek ki neymiş.
Önce hedefler belirlenecek,
Sonra azimle, kararlılıkla yürünecek.
***
Ordu örneğini okuyunca aklıma geldi.
Merkezi planlamaya, ciddi yerel katkı sağlamak; yerel kalkınma önceliklerini dirayetle tespit etmek için oluşturulan “Kalkınma Ajansları” yurt çapında harıl harıl çalışıyor.
Bizim Ajansın da yararlı çalışmalar yaptığı inancındayım.
Bizim ajansa sorulsa : “Erzurum’un lokomotif kalkınma sektörü nedir?”
Cevabını merak ediyorum, çok da önemsiyorum!
|