PKK ÇEVRE ÖRGÜTÜ MÜ?
Meğer bu PKK ne günahsız, ne masum, ne zararsız bir örgüt imiş…
Militanları, dağda dolaşırken karıncaya basmamak için seke seke yürürlermiş.
Aaaa bu ne biçim laf VNA, hiç militan denir mi böyle insancıl, merhametli yavrulara…
Onlar dağa niye çıktı biliyor musun?
Çevre gönüllüleri bunlar, çevre gönüllüleri…
Dağ bayır dolaşıp ekolojik faaliyet gösteriyorlar.
Nesli tükenmek üzere olan hayvanlara yiyecek, içecek taşıyorlar.
Güvercinlere, kargalara yem atıyorlar.
Hangi duyarsız, kaba insan bunlara militan, terörist diyecekmiş şaşarım…
***
Köşesinden, ekranlardan kovulan bir gazetecinin son açıklamasını okumasam bu gerçekleri bende öğrenemeyecektim.
Hala PKK’ya terör örgütü deme talihsizliği ile malul olacaktım.
Hepten cahil kalacaktım.
Yaşa var ol, Mert Ablam benim.
Sayende uykudan uyandım, müfteri bir adam yaftası taşıma utancından ikazın sayesinde kurtulmuş oldum.
***
Kurtulmuş oldum…
Da…
Hanım abla…
Otuz senedir birileri güneydoğu yollarını kesmede…
Kendi ordusuna silah çekmede…
Kardeşine kurşun yağdırmada…
Devletine isyan etmede…
Kalleş pusular kurmada…
Bebekleri bile katletmede…
Esrar eroin trafiğini, petrol kaçakçılığını yönetmede…
Köyleri basmada…
Şehirlere canlı bombalar sevk etmede…
Devletin 500 milyar dolarının berhava olmasına neden olmada…
***
Sahi kim bunlar?
UFO’lar mı?
Sicilya’dan gelmiş babalar mı?
Ecinni taifesi mi?
Bunları kamplarda eğiten, besleyen bir teşekkül yok mu?
Varlığına itiraz etmiyor Ablam;
Evet, vardır, adı da PKK’dır…
Ama adına terör örgütü demek yanlıştır.
Mert Ablam, buyurmuş ki;
“Devletler kendilerine başkaldıranları 'terörist' diye tanımlar. Ama bunun kimseye faydası yoktur.’
Yani ortada bir devlet var, kendine başkaldıranlar var, ama Devlet bunlara terörist demeyecek!
E, ne denecek…
Dedik ya…
Gönüllü çevre koruma örgütü!
***
Velhasıl…
Mert demekle elbet namert mert olmaz
Hainlere vatansızlık dert olmaz!
***
Latifeyi Bir kenara bırakırsak…
Düşmana düşman diyeceksin ki barış masasına oturasın.
Teröriste terörist diyeceksin ki, müzakerenin bir mantığı olsun.
Müzakerede yarar görenlerin de Nuray Hanım gibi müktesebatı bu konular için kâfi gelmeyecek kişileri sahneye sürmemesi gerekiyor.
Her bakımdan nazik, hassas bir dönemden geçiyoruz.
Mikrofon şehveti, nesebi gayrisahih fikirlerin, sözlerin, kavramların doğmasına neden olabilir ve bunun telafisi mümkün değildir; çünkü savaşı top tüfek değil, kelimeler başlatır! Barışı da!
|