logo.gif
 
 “AKŞAMA KADAR  KARIN, KAYAĞIN KEYFİNİ ÇIKARACAK TURİZM HEDEF KİTLESİNE; AKŞAM, GECE VE HATTA 24 SAAT SIMSICAK KAPLICA HİZMETİ, TERMAL ŞİFA İMKÂNI SUNABİLMEK LAZIM"
Şehrin ekonomik geleceğinde kış turizminin belirleyici bir rolü olacak. Geleceğe ilişkin stratejiler belirlerken bu hususu göz ardı edemeyiz. Ancak kış turizmini şehrin tek ekonomik kurtuluşu olarak görmenin, ona mucizevî roller yüklemenin çok gerçekçi olmayacağını düşünüyorum.
 
Turizmin şehrin genel ekonomik yelpazesinde hak ettiği yeri alması elbette önemli. Turizmin önemli bir unsunu olarak kış turizminin de yeterli gelişmeyi göstermesi gerekiyor. Erzurum’un turizm alanındaki gelişimini de sadece kış turizmine endekslemenin doğru bir tercih olmayacağını unutmamalıyız. Şehrin kalkınma stratejisinde turizmin belli bir payı olacak, tamam. Turizm içinde de kış turizmi öncü rol oynayacak, kabul. Ama turizm hedeflerinin alternatif turizm etkinliklerini de içermesi çok önemli.
 
Özellikle kış turizminin, şehrin diğer önemli bir turizm potansiyeli olan TERMAL TURİZMDEN büyük destek alması, ondan yararlanması gerekiyor. Belki sadece kar-kış-kayak imkânı sağlayan başka merkezler de var. Ama soğukla-sıcak nimetini aynı anda içinde barındıran sayılı merkezlerden birisinidir Erzurum. Akşama kadar soğuğun, karın, kayağın keyfini çıkaracak turizm hedef kitlesine; akşam, gece ve hatta 24 saat kaplıca hizmeti, sımsıcak şifa imkânı sunabilmek lazım. Bu yolda ciddi niyetlerin olduğunu gözlüyoruz. Gelin görün ki, ILICAMIZIN, PASİNLERİMİZİN termal turizm yatırımları konusunda boynu hep bükük kalıyor… Turizm bakanlığı öncelikleri arasına bu mükemmel termal imkanlarını dahil etmiyor.
 
Sağlık altyapımız yeterli. Ama bir sağlık turizminden bahsedemiyoruz. Kaplıcalarımızı termal sağlık merkezi yapma hedeflerimiz sadece beyanatlarda kalıyor.
 
İşte Erzurum’un Kış Turizminden bahsederken bütün bunları da düşünmeliyiz. Erzurum turizmini sadece kış turizmi olarak değil, onun öncü olduğu bir sektör olarak ele almalıyız.
 
TURİZMİN SOSYAL BOYUTU…
 
Turizm bölümündeki grafiklerden izleyeceksiniz. Şehre giren yabancı sayısında istikrarlı bir yükseliş var. Sayı artıyor artmasına da, acaba zengin sporu olarak bilinen kayak turizminde yeterli döviz bırakılıyor mu şehre… Tesislere bırakılan döviz elbette genel ekonomi için bir kazanç. Acaba bu kazanç yerel ekonomiye reel olarak nasıl yansıyor? Kış turizmine yönelik hizmet veren tesisler ile sınırlı istihdam imkânı dışında ne gibi ciddi ekonomik katkıda bulunuyorlar. Bunlar üzerinde ciddiyetle durulması gereken hususlar. Eğer gelen yabancıların kişi başına harcamaları dünya kayak merkezlerinden çok eksikse, hatta Türkiye ortalamasının altındaysa, bunun üzerinde durmamız lazım.
 
Erzurum, ucuz turizm cenneti olmamalıdır.
 
Türkiye yaz turizminde de bunu yaptı. Olaya sadece kazanç penceresinden baktı.
 
Hepimizde öyle bir eğilim var, aslında… Turizmin sosyal ve kültürel boyutunu nedense pek dikkate almayız. Turizmle ilgili planlamalarda “kültürel koruma” unsuru hiç dikkate alınmaz. Sosyal bünyenin uğrayabileceği tahribatın önlenmesine ilişkin hiçbir tedbir düşünülmez.
 
Çünkü Turizm sadece para getiren bir iştir. Gözler dövize dikilmiş, hesaplar kazanca göre yapılmıştır. Ekonomik boyut önemlidir elbette. Ama “ turizm eşittir gelir” formülü, beraberinde birçok toplumsal sorunu getirir, hiç umursamayız.
 
Şu anda Erzurum’a gelen yabancıların büyük bölümü havalanı-palandöken çizgisinde gidip geliyorlar. Bazen bunu eleştiriyor ve turistin şehre sokulamadığından yakınıyoruz. Bu iyi bir durum değil. Gelen turistin şehre inmesini sağlamak lazım ki maksat hasıl olsun. Esnaf kazansın.  Öte yandan gittikçe daha çok yabancının giriş yaptığı Erzurum’un “kültürel değerler; inanç dokusu, şehir kimliği”  bakımından korunmaya ihtiyacı yok mu? Hâkim kültürlerin zayıf kültürel kimlikleri etki altına alması, onların gönül ve ruhlarını istila etmesi çok kolaydır. Çare nedir peki?Kapıları kapamak, turistten öcüden kaçar gibi kaçmak mıdır? Olur mu öyle şey? Korunma kapıları yabancılara kapatmak, içe kapanmakla olmaz. Demek istediğim turizme yeni açılan iller, virüslere açık vücutlar gibidir… Hastalıklara karşı dirençleri geliştirilmeli, kültürel ve sosyal aşılar yapılmalıdır.  Eğer şehir bilincimizi, sosyal ve kültürel değerlerimizi koruma, geliştirme, canlı tutma bilincine erişir, gençlerimizi bu şuurda yetiştirirsek, harici etkilerden çekinmemize bir gerek kalmaz. Turizm aynı zamanda bir kültürel alışveriştir de… Alacağımız kültürel öğeler oranında onlara da vereceğimiz, öğreteceğimiz değerler olmalıdır.
 
 
 
KIŞ TURİZMİ ERZURUM İÇİN GERÇEKTE NE İFADE EDİYOR? ŞEHRİN KALKINMA STRATEJİLERİ TARTIŞILIRKEN  TURİZM ÇOĞU KİŞİ TARAFINDAN İLK SIRADA ZİKREDİLİYOR. SEKTÖRÜ İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ SIRALARDA GÖSTERENLER DE AZ DEĞİL… SIRALAMADAKİ YERİ NE OLURSA OLSUN SEKTÖR ERZURUM İÇİN EKONOMİK BİR UMUT OLARAK GÖRÜLÜYOR.
 
 
 
Gerçekten böyle midir? Ağırlıklı olarak kış turizmine dayalı bir ekonominin şehri geleceğe taşıması ne kadar mümkün? Ya da kar ve kış turizmi açısından büyük potansiyeli olan şehrimiz,  kış turizmi yatak sayısı, tesis ve diğer unsurlar bakımından Türkiye ve dünya ölçeğinde ne kadar iddialı olabilir?
 
Son yıllarda Erzurum’un bu alanda büyük bir atak yaptığını söyleyebiliriz. Özellikle şehre gelen yabancı sayısında yıllar itibarıyla bir artış gözleniyor. Şehre gelen yabancı sayısının kayak mevsiminde artış göstermesi ve yaz aylarında yabancı girişinin olmaması, şehir turizminin tamamen KIŞ TURİZMİNE dayalı olduğunu gösteriyor.
Gelin yıllar itibarıyla Erzurum’a gelen yabancı sayısındaki artışa bir göz atalım.
 
Şehre gelen toplam turist sayısı içinde kış turizmi için gelenlerin sayısı düzenli bir artış gösteriyor.
 
Erzurum’a giriş yapan yabancı sayısının aylara göre dağılımını incelersek, kış turizminin şehir turizmindeki yeri hakkında bir fikir sahibi olabiliriz:
 
 
Rakamlar da gösteriyor ki, kış turizminde yıllar itibarıyla istikrarlı bir gelişme var. Ancak bu durum Erzurum’un kış turizmi potansiyelini yeterince kullandığı anlamına gelmiyor.
 
Türkiye’de turizm politikaları genellikle YAZ TURİZMİNİ ön planda tutan bir anlayışla oluşturuluyor. Bunun ülke şartlarından kaynaklandığı söylenebilir.
 
Ancak, tüm yurt çapında KIŞ TURİZMİNİN üvey evlat muamelesi gördüğünü rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Ülke çapında yaygın bir KIŞ TURİZMİ bilinci gelişmeyince doğal olarak Erzurum da bundan nasibini alıyor.
Dünyanın sayılı kayak merkezlerinden İsviçre’de; 67 kayak merkezi ve yaklaşık 500 bin yatak kapasitesi var. Avusturya’nın kayak merkezi 70’in üzerinde ve burada bir milyonu aşkın yatak mevcut.  Fransa’nın kayak merkezi sayısı ise 72. Gelelim Türkiye’ye… Ü
 
 
lkemizde 13 kış sporları merkezi var ve bu merkezlerde 7000 civarında yatak var!
PALANDÖKEN, Türkiye’de şu anda mevcut bulunan kayak merkezlerinden birçoğuna göre kar, pist ve tesis kalitesi bakımından iyi durumda. Hatta bilinçli bir çalışmayla dünyanın sayılı merkezleri arasında yer alabilecek bir merkez.
 
 
PALANDÖKEN DÜNYA DEVLERİYLE YARIŞACAK KAPASİTEDE, YURTİÇİNDE İSE RAKİBİ YOK!
ASLINDA VAR: TÜRKİYE’NİN TURİZM ANLAYIŞI VE BÜROKRASİ!
 
Erzurum-Palandöken Kayak Merkezi
 
3185 m. zirveye sahip Palandöken dağları, Erzurum'un güneyinde yer alır ve doğu-batı yönünde uzanır. Türkiye'de kış turizmi için yapılan ilk ciddi ve kapsamlı proje Erzurum-Palandöken Kış Sporları ve Turizm Mastır Plan Çalışmasıdır. Yapılan çalışmada Palandöken Dağlarının doğal yapısı ve iklimi ile uluslararası kış sporları merkezi niteliğine sahip olduğu tespit edilmiştir. Projede, üç alan üzerinde gün toplam 32 bin kişinin kayak yapabileceği, uluslararası yarışmalar hatta kış olimpiyatlarının düzenlenebileceği, 6 bin kişinin doğrudan istihdam edilebileceği öngörülmektedir.
 
Ulaşım
 
Erzurum'a Ankara ve İstanbul'dan her gün uçak seferleri bulunmaktadır. Kayak Merkezi Erzurum Şehir Merkezine 5 km. uzaklıktadır. Hava alanına ise yalnızca 10 dakika mesafededir. Kış mevsimi boyunca şehir merkezinden halk otobüsü seferleri bulunmaktadır.
 
Coğrafya
 
Erzurum Türkiye'nin en yüksek ve soğuk illerinden biridir. Sert kara iklimi hüküm sürer. Yılın 150 günü karla örtülüdür. Normal kış koşullarında 2-3 metre kar yağışı almaktadır. Hakim rüzgar yönü güney ve batı yönlerindedir.
 
Konaklama ve Diğer Hizmetler
 
Kayak alanı 2200 - 3176 m. yükseklik kuşağı üzerinde yer almaktadır. Karasal iklim nedeniyle, mevsim boyunca "toz kar" üzerinde kayak yapılmaktadır. 10 Aralık-10 Mayıs arasındaki dönem kayak etkinlikleri için en uygun zamandır.
 
4 ve 5 yıldızlı konaklama tesisleri, kayak evi, günübirlik tesisler ve lokantalar bulunmaktadır. Kayak dersi ve malzeme kiralama hizmetleri verilmektedir.
 
Mekanik Tesisler ve Pistler
 
Palandöken Kayak Merkezindeki pistler dünyanın en uzun ve dik kayak pistleri arasında yer almaktadır. En uzun pisti 12 km. olan kayak pistlerinin toplam uzunluğu 28 km.yi bulmaktadır. Başlangıç yeriyle varış noktası arasındaki yükseklik farkı 1000 m. olan Palandöken'de Slalom ve Büyük Slalom yarışmaları için 2 adet tescilli Kayak Pisti mevcuttur. (Ejder Pisti ve Kapıkaya Pisti)
 
Kayak Merkezinde 5 adet telesiyej (toplam 4500 kişi/saat kapasiteli), 1 adet teleski (300 kişi/saat kapasiteli ), 2 adet baby lift ( toplam 1800 kapasiteli ) ve 1 adet gondol lift (1500 kişi/saat kapasiteli) hizmet vermektedir.
 
Erzurum son yıllarda önemli bir kış turizmi merkezi haline geliyor gelmesine ama dünya çapında bir merkez olmamız için kış turizmi yatak kapasitesinin artırılması lazım, bu da yeni yatırımların devreye girmesiyle mümkün.
Şimdiye kadar Konaklı bölgesinin devreye girmesi gerekiyordu. Otel alanlarının ihale edilmiş olmasına rağmen bu güne kadar inşaatlar başlamadı. Üzerinde çalışılan bir konu olduğu için fazla ayrıntıya girmiyoruz. Sadece daha fazla geç kalınmasının Erzurum’u yarıştan koparabileceğine işaret ediyoruz. Palandökene çok hızlı bir şekilde 10 bin yatak ilavesi öncelikli hedefimiz olmalı ve bu konuda artık geç kalınmamalı.
 
Kaldı ki, Turizm Bakanlığının tespitlerine göre bölgemizde kültür, termal, kış, eko, spor, gençlik ve kongre turizminin öncelikle gelişebileceği öngörülmektedir. Erzurum turizminin geliştirilmesi yolunda çalışmalar yapılırken ÇOK YÖNLÜ BİR TURİZM seferberliği anlayışı benimsenmelidir.
 
BUGÜNKÜ ERZURUM yazı dizisinin bundan önceki bölümleri yayınlanınca, birçok değerli bilim adamımız fikirlerini bizimle paylaştı. Ek önerilerde bulundular, bazı görüşlerimize de haklı eleştiriler getirdiler.
 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO Turizm Otelcilik Programından Yrd. Doç. Dr. Abdullah KARAMAN ile bu kapsamda bazı yazışmalarımız oldu. Dr. KARAMANA, Kış Turizmiyle ilgili bölüme katkıda bulunabileceğini bildirdim. Gönderdiğim soruları cevaplaması halinde, görüşlerine yer vereceğimi belirttim.
 
 
 Yrd. Doç. Dr. Abdullah KARAMAN’A iki temel soru sordum. Cevaplarını sizinle paylaşacağım.
 
 
·        PALANDÖKEN KAYAK MERKEZİ NASIL DAHA ÇAĞDAŞ BİR GÖRÜNÜME KAVUŞTURULABİLİR?
 
Öncelikle bölge büyük bir rekreasyon(eğlendinlen) alanı olarak ilan edilmelidir. Bu çerçevede 0–70 yaş arası insanların zamanlarını değerlendirebileceği olanlar yaratılmalıdır. İki yıldır görmedim, bildiğim kadarı ile hiç çocuk parkı yok mesela yürüme parkurları, bisiklet vb araçlar için hatta engelli insanlar için bile alanlar yaratılmalıdır. Ayrıca yön levhaları çok iyi yerlere ve çoğunla ışıklı olarak kullanılmalıdır.  Alana giriş kapısı olmalı, sürekli bir yönetim birimi yıllık değişim planları hazırlamalı bir yıl önce gelen kişi bir yıl sonra geldiğinde bu değişim görebilmelidir.  Yeşil beyaz ve mavi renklerinin uyumu sağlanmalıdır. Giriş kısmına ve belirli bölgelere buzdan heykeller konulmalıdır. Bu heykeller başta çocuklar olmak üzere pek çok kişinin dikkatini çekmelidir. Örneğin Çizgi film kahramanları, o yıl Oscar almış sanatçıların, dünya şampiyonu olmuş kayakçıların her hangi birinin vb. pek çok moda isimler hem reklâmasyona hizmet etmeli hem de çağdaş görünüme katkıda bulunmalıdır.
 
 
·        ERZURUM KIŞ TURİZMİ POTANSİYELİNİ YETERİNCE KULLANABİLİYOR MU? BU POTANSİYELİ GELİŞTİRMEK İÇİN KISA VE UZUN VADEDE NE GİBİ ÖNLEMLER ALINABİLİR?
 
Öncelikle birinci sorunun cevabı hayır olduğu için bunları yazıyoruz. Kısa ve uzun vade için temel önerilerimi şöyle sıralayabilirim:
 
Kısa Vade için
 
1.     Tesisler kendi aralarında etkin işbirliğine gitmelidirler
2.     Bir yıllık çalışma planı hazırlanmalıdır. (Tüm paydaşların katılımı ile)
3.     Gelen tüm konuklara anket çalışmaları yapılarak memnuniyet, beklenti, şikâyet ve öneri anketleri hazırlanıp uygulanmalıdır.
4.     Palandökene şehrin varış noktalarından( havaalanı, otogar ve tren garı) ulaşımı gösteren mini haritalar hazırlanmalıdır,
5.     Bölge de bir yıl içerisinde yapılacak etkinlikler katalogu hazırlanmalıdır.
6.     Daha önce Palandöken’den yaralanmış olanlar ile (eğer bulunabilirse) potansiyel yaralanacaklara, cep veya internetten tekrar gelmeleri için mesaj gönderilmelidir. ( uygun bir ifade ile)
 
Kısa vade ile ilgili daha pek çok çalışma yapılabilir. Şimdi bunları burada belirtemeyeceğim. Şayet bunlar yapılabilirse diğerlerinin de anlamlı olacağını düşünüyorum ve bu kadarla yetiniyorum.
 
Uzun vadede
 
1.     Bölge, geliştirilecek uluslararası turizm alanı olarak alan kabul edilmeli ve 5 yıla ait stratejik plan hazırlanmalıdır. Bu plan içerisinde şehrin turizm vizyonu, misyonu, stratejileri, taktikleri konunun uzmanları tarafından (özellikle turizm eğitimi ve bilinci olmayan insanlar maalesef bu işleri çok sevdiği için gerçekten işi bilenlere bırakmıyorlar. Buna çok dikkat edilmelidir.) hazırlanmalıdır.
2.     Bir bölgenin uluslararası tanınırlığı turizmle çok hızlı sağlanmaktadır.  Kış olimpiyat oyunlarına adaylık için yürütülen çalışmalar önemlidir. Şu anda Üniversitelerarası Kış Olimpiyat oyunları çalışmaları yoğun bir şekilde sürdürülüyor. Eğer başarılı sonuç alınırsa, Erzurum Kış Turizmi için büyük bir kazanç olacaktır. Sonuç olumsuz da olsa, bundan sonraki Doğu Anadolu Bölgesi Kış Turizmi Yatırımları uluslar arası organizasyonlara uygun şekilde organize edilmelidir.
3.     Her yıl en az bir ulusal veya uluslararası organizasyona talip olunmalıdır.
4.     Sadece kış turizmi için değil alternatif pek çok turizm türü düşünülmelidir. Başta Ilıca ve Hasankale kaplıcaları yerel düzeyden bölgesel düzeye taşınmalıdır. Daha sonra uluslararası pazara tanıtılmalıdır.  (İran, Gürcistan vb.)
5.     Erzurum doğunun turizm başkenti ilan edilmeli özellikle sivil hava alanı iyi kullanılarak Doğu Anadolu Bölgesi turları buradan başlatılmalıdır.
6.     Tarih Yolu Caddesi diye isimlendirdiğim Ulucami, Çifte Minareler, Kale ve Narmanlı Cami etrafı düzenleme çalışmaları hızlandırılmalı buna mutlaka Kuyumcular Çarşısı eklenerek taşıt trafiğine kabalı olarak Rüstem Paşa (Taşhan) kadar turistlerin yürüyerek vakit geçirmeleri sağlanmalıdır. Bu konu daha da genişletilebilir.
7.     Dört yıllık Turizm eğitimi veren fakülte veya yüksekokul açılmalıdır.
8.     Yerel basın ulusal ve uluslararası basına bölgeden ciddi ve doğru haber akışını sağlamalı. Özellikle imaj bozucu ve kötü haberleri daha dikkatli vermelidirler.
9.     Tanıtım için en etkili araçlardan olan televizyon ve internet etkili kullanma stratejileri geliştirilmelidir.
10. Erzurum tanıtım havuzu oluşturularak belediye, valilik, şirketlerin vereceği ödüller yarışma programlarına gönderilerek tanıtım yapılmalıdır.
11. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüşülerek TRT veya özel bir TV kanalının desteği de alınarak (Asmalı Konak Ürgüp’ü, Yabancı Damat, Zerda Gaziantep’i, Kınalı Kar Bursa’yı Berivan Mardin’i)  başta dizi olmak üzere, belgesel programlar hazırlanmalıdır.
12. Ilıca ve Hasankale’ ye girişlerine en az dört yıldızlı termal nitelikli bir otel yapılmalıdır.
13. Tur operatörleri ve Seyahat acentesi işletmelerinin bölgeye dikkati çekilmelidir.
14. Her yıl “KIŞ TURİZMİ ve ERZURUM” isimli bir panel organize edilmeli daha sonra ise bu panel ülkesel boyuta taşınarak, dünya ve ülkemizde kış turizminde meydana gelen gelişmeler kamuoyu ile paylaşılmalıdır. 
 
 
GELECEK BÖLÜM: İŞLETMECİLERİN GÖRÜŞLERİ